Oğuzhan Uğur - Kıskanç...
Sorun sende değildir , dışarıya güvenmediğimden dir.!
:::::::::
Gerizekalınınbaşkanı: La. Al sana fırsat. Senin ki, Ali mevzusunu öğrendi. Az önce Cenk gelip anlattı. Şimdi şovunu yap. Bilmiyormuş gibi davranacağım ben. Mert'e abimi benden uzak tut de ve bizi baş başa bırak. Bende Oğuzhan ile baş başa gezmene müsade edeyim.
BücürCadı: Ne.!! Oğuz , Ali meselesini nasıl öğrendi.? Abi cidden bu durumda, konu sen ve Mert abi mi.? Oğuzhan çok kızacak.
Gerizekalınınbaşkanı: Bana ne amk. Orasını sen düşün. Şimdi , git ve Mert'in beni buradan çıkarmasını sağla amk. Gıy gıy gıy beynim sikildi.
Bücürcadı: Ya of ya. Sen hep kendini düşün zaten. Tamam hallediyorum.
::::::
Hilal abisinin isteğini yerine getirmiş ve Mert'in onu alıp götürmesine vesile olmuştu. Ama kendisi ne yapacak bilmiyordu. Oğuz sürekli mesaj atıp , arıyor ve parka gelmeleri için ısrar ediyordu. Düğün dağılmaya başladığında , Hilal , Sinem , Nur ve Semihler ile toplanıp parkın oraya doğru ilerlediler. Ailelerine de , biraz parkta takılacağız diyerek yalan söylemişler di.
Parka gittikleri doğruydu. Takılmak değil de , yüzleşme olacaktı bu. Parka adım attıkları an , sevgililerinin öfkelerini parkın başından hissediyorlar dı.
Çardakta volta atan Barış Alper , sevgilisini gördüğü gibi yanına koştu ve kolunu tutup onu kendine çekti. Haylaz , işe yaramaz ve vurdum duymaz olabilir. Ama söz konusu Semih olunca , tüm devreleri yanıyor ve mantığını kaybediyor du. Hele ki böyle bir durumda , öfke tüm bedenini ele geçiriyor. Kontrol Barış'ın elinde olmuyor du. Öfkesi Kontrolü ele alıyor ve istemediği şeyler yapmasına neden olabiliyor du. Şuan olduğu gibi.!
"En ince detayına kadar , o Tufan meselesini anlatıyorsun Semih.! Hiç bir şey atlamadan.! Şuan çok öfkeliyim ve inan öfkemi senden çıkarmak istemiyorum.!"
Dedi ve sevgilisini kolundan çekerek oradan uzaklaştırdı. Gitmeden önce de , Nur'u uyarmayı ihmal etmedi. Onunla evde görecekti hesabını.!
Semih ve Barış'ın uzaklaşması sonrası diğerleri , başları önlerinde eğik biçimde çardağa girdiler. Suçlu çocuklar gibiydiler.
Oğuzhan , sevgilisini kolundan tutup kendine çekti ve sarıldı. Buraya gelirken , Hakan zaten bildiklerini söylemişti. En başından beri Merih'in haberi vardı ve Ali piçi ile arkadaşlarının mahalleye girmelerine engel olan onlardı. Hilal'i bu yüzden İstanbul'a gönderdikleri dahil her şeyi anlatmıştı. Bu yüzden Oğuzhan'ın öfkesi çabuk dinmişti. O zamanlar , aralarında bir şey yoktu ve doğal olarak Hilal konuyu abisinden başkasına açamaz dı. Merih de , kendi halletme gereği duyduğu için ,bu meselede Oğuzgan'a söz hakkı yoktu. Daha bir kaç haftadır birlikteler di ve Ali piçi de son zamanlar da sessizliğini koruduğu için, kız meseleyi açmamıştı. Oğuz mantık çerçevesinde düşünüp kendi içinde sevgilisi ile yüzleşmeden halletmişti.
"Neden diye sormayacağım. Sonuçta abin biliyormuş en başından. Uzatmaya gerek yok sevgilim. Sadece bundan sonra , benden bir şey saklama. Olur mu.?"
