Sigara dumanı.!

160 11 18
                                    

Vega - Ankara...

"Hayatında bir kez , ankaralı birini sevmemiş ve o kişi tarafından sevilmemiş insanlar çok şey kaçırmış demektir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayatında bir kez , ankaralı birini sevmemiş ve o kişi tarafından sevilmemiş insanlar çok şey kaçırmış demektir.! Ankara da aşk da , hayatta bir başkadır.!

Sokakları hep Kızılay'a çıksa da , bir başkadır Ankara. İnsanları ile. Doğası kokusu , mevsimi ile. Ayazı üşütür insanı. Önemli olan o ayaz da yanınızda kimin olduğudur. Omuzlarınıza ceketi kimin koyduğudur. Hep gitmek isteyip , gidince geri dönmek için can atılan şehrin adıdır Ankara."

:::::

Yine bir Ankara gecesi. Gecenin getirdiği insanın ruhunu buz tutturan Ayazı. İnsanlar yavaş yavaş gelmeye başlayan kış ile , evlerine çekilir bu sokaklar da. Yazın o cıvıltıları, kışın sessizliğine bırakır yerini. Burada kuşlar bile erken göç eder.

İşte yine o akşamlardan biri. Tüm mahallenin erkenden evlerine çekildiği saatlerde , sadece iki kişi ayakta ve sokakta. Hilal ve Oğuzhan. Oğuzhan birlikte büyüdükleri parkta , bankın birinde oturmuş sevdiğini bekliyor. Hilal elinde pansuman çantası , yavaşça sessizce ilerliyor. Her attığı adımda, bir hatıra beliriyor beyninde.

Nihayet parkın girişine geldiğinde , sıkıca sarılıyor kucağındakilere. Adımları yavaşlıyor. Geri dönmek ve onun yanına gitmek arasında kararsız kalıyor genç kız. Beyninde iki yıl önce olanlar. Söylenen sözler beliriyor. Gözleri hafif hafif ıslanıyor. Yaşadıklarının hatırası ile.

Baştaki elinin tersi ile yaşlarını siliyor. Anlık gelen cesaret ile , hızlı hızlı banka ilerliyor. Durmuyor. Hızı düşmüyor. Eğer bir adım geriler ise , hızı düşerse geri dönmekten korkuyor. Verdiği karardan dönmekten korkuyor.

Nihayet kendini bankta onun yanında otururken buluyor. Lakin dönüp gözlerine bakacak cesareti bulamıyor kendinde.

Genç adam , sevdiğinin aksine bir an olsun gözlerini ondan ayırmıyor. Yan profilini izlemeye başlıyor. Biliyor genç. Biliyor içinde ki fırtınaları. Yüreğinde ki yangını ve beyninde gezen düşünceleri. Nasıl bilmesin.? Aynı fırtına onun içinde de kopuyor. Aynı yangın , onun yüreğinde de var. Nasıl bilmez.? Nasıl anlamaz.!

Ama bu defa o yangını körüklemeye değil, söndürmeye geldi genç adam. Genç kız daha ne olduğunu anlamadan, genç adam çenesinden tutup yüzünü kendisine çevirmesine sebep oluyor. Daha ilk şoku anlatamayan kız , dudaklarının sevdiğinin dudakları ile birleşmesiyle ikinci bir şoka uğruyor. Genç adam dudaklarını , sevdiğinin dudaklarına bastırıp geri çekiliyor. Gözlerinin içine bakıyor. Tek söz etmesin , oradan anlasın istiyor. Onu ne kadar çok sevdiğini. Anlayacağını biliyor. Ama yine de kendi ağzıyla da söylemek dile getirmek istiyor. Bir an bile ayırmadan gözlerini , siyah gözlerinden dudaklarından yıllardır beklenen o kelimeler dökülüyor.

Yaban Mersini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin