Osmanlı mahallesi ülkü ocakları buyurun.?
SikikOzzy: Hadi gelin dışarıda biraz kafa dağıtalım amk.
ÜlküOcaklı: Olmaz. Bize gelin bahçede oturalım amk. Anamlar memlekete gitti.
GötNeco: Lan memleket dediğin , Çankaya amk. Görende köye gittiler sanacak.
Hakobaba: Çankayalı olmak suç mu amk.?
İsot: Konuşma bağlalı.
Ferdoş: Kendisi sanki , Italyanın bir şehrinden. Sen Çinçinlisin amk. O daha beter.
Butosunsnakosun: Bağla değil mal. Balâ... daha adını bilmiyor amk.
SikikOzzy: Her neyse kesin. Geliyorsanız gelin amk. Ne boş yaptınız.
Salo: Konuştu Kızılcahamamlı.
GötNeco: O değilde. Aramızda ki tek gerçek sincanlı Salih Reis lan.
Salo: Çok tuhaf demi.? Amk Altındağlısı...
::::::::
Geceyi kurtar - Zibo - Ankara Ayazı...
Oğuz son mesajdan sonra kendini dışarı attı. İki adımda karşı evin kapısında buldu kendisini. Zili çalmaya yüreği yetmedi. Havalanan eli gerisin geri indi. Merdivenlere oturdu , sırtını kapıya yasladı. Cebinden sigara paketini çıkartıp , içinden bir dal alıp yaktı. Çocukları beklemeye karar vermişti. Onlarla birlikte girmek en iyisi olurdu.
Kapıyı çalsa ve o açsa , gözlerine bakamaz olduğu yerde çöker ağlar. Dizlerine kapanır. Öyle çaresiz hissediyor du. Bu aşk onun sonu olmuştu. Hayattan tat almamaya başlamış ve yaşama isteğini kaybetmişti.
Sigara dumanını ciğerlerinin en derine çekti ve başını gökyüzüne kaldırdı. Güneş çoktan batmış , dengesiz hava yerini Ankara ayazına bırakmıştı. Her ne kadar Eylül ayının başlarında olsalar da , Ankara idi bu. Diğer şehirlere benzemeyen , grinin en güzel tonuna sahip şehir. Sabah güneşli olan hava , bir bakmışsınız buz kesmiş olurdu. Ankara'nın sadece havası değil. Her şeyi dengesiz di.
Öyle ya. Bu gri şehir , sevip kavuşamayanların şehri. Gitmek isteyen , gidince de dönmek için can atanların şehri.
"En güzel Ankara’nın çocukları sever dedik en çok Ankara’nın çocuklarını üzdünüz."
Dedi içini çekerek. Biten sigarasını yere atıp , ayağıyla ezdi ve izmariti eline aldı. Her sabah özenle temizliyordu gülü buraları. Kıyamazdı ona. Emeğine yazık olsun istemezdi.
"Abi sen şair olsana.? Ne güzel sözdü o öyle.!"
Oğuz korku ile yerinde zıpladı. Elini kalbine götürüp , derin bir nefes aldı. Bu çocuk neden böyle idi.? Sessiz sakin yaklaşıyor ve insanın aklını alıyordu.
"Lan Arda.! Olum sen ajan mısın amk.? Sad komandosu musun.? Niye sessiz sessiz geliyorsun bebe.!"
Bu bebe ne ara geldi.? Ne zaman yanına oturdu ve sözlerinin ne kadarını duydu.?