Olayları parça parça yazdım. Bu kafanınızı karıştırmasın. Mekan atlamalarında olaylar aynı anda yaşanıyor.
Bir hafta sonra;
Yibo kahvaltıdan sonra, Birime gitmek için odasına hazırlanmaya gitmişti. Zhan da, odasına gidip kırmızı süslü kıyafetini giydikten sonra Ying teyzenin yanına gitmek için mutfağa doğru gitti. Ying teyze bulaşıkları yıkıyordu. Zhan, çekinerek konuştu.
"Bayan Ying. Size bir şey sorabilir miyim?"
"Elbette. Bir sorun mu var Bay Zhan?" diye sordu Ying teyze, önündeki işini bırakıp ellerini önlüğüne silerken, Zhan'ın ne diyeceğini bekliyordu.
Zhan, yüzünün kızardığını gizlemek için hafif başını öne eğdi. Utandığını belli etmemeye çalışıyordu.
"Aslında müstakbel kocama bir hediye vermek istiyorum. Ama benim hiç param yok. Onun seveceği bir hediye alabilir miyim bilmiyorum."
Yaşlı kadın bu duyduklarıyla gözleri parladı. Nerdeyse çığlık atacakken iki elini de ağzına kapattı. Biraz sakinleştikten sonra;
"Tanrılar!" dedi ellerini göğsünde birleştirerek. Şu an da ondan mutlu kimse yoktu. Zhan'ın 'Müstakbel Kocam' diye düşünmesine ve genç efendisini kabul ediyor oluşunu, çok sevinmişti.
"Bulaşıkları yıkamanıza yardım edeyim." dedi Zhan.
"Şimdi bulaşıkları boş verin. Genç Efendime ne hediye vereceğinizi düşünmek daha önemli." dedi Ying teyze, sonra Zhan'ın elinden tutarak onu çekiştirirken bir yandanda konuşmaya devam ediyordu. "Pahalı bir şeye gerek yok. El işi bir şey yapabilirsiniz." dediğinde kütüphanenin içine girmişlerdi bile. Kitaplıktan bir dergi çıkarıp Zhan'ın eline verdi.
"El işi mi?" diye mırıldandığında Ying teyze onu duymuştu. Zhan, bir yandan da sayfalara göz atıyordu. Derginin içinde çanta, işlemeli keseler, kıyafetler, saç tokaları ve bileklik yapımlarını gösteren dergiye bakıyordu.
"Evet. Her gün kullanabileceği bir şey nasıl olur? Kendi elinizle yaptığınız her şeyi çok seveceğinden eminim."
"Öyle mi gerçekten? El işi yapmak..." derken bilekliklerin olduğu sayfaya geldiğinde, "Çok güzel. Galiba... Bundan yapmak istiyorum." dedi Zhan heyecanla.
"Güzel bir kumihimo ipi ile yapabilirsiniz. Bu sıralar japon ipleri çok moda. Genç Efendim gitmeden izin alırsanız hemen çıkarız." dedi Ying teyze.
Zhan, elindeki dergiyi Ying teyzeye verip hemen kütüphaneden çıktı. Yibo, holde oturmuş botlarını giyiyordu. Yibo, onun birşey söylemek istediğini anlasada bir şey sormadı. Botlarını giysede, hâlâ ayakta dikelerek onun konuşmasını bekledi.
"Şey... Efendim. Bugün biraz dışarı çıkabilir miyim?" diye sordu Zhan, çekinerek.
"Neden?" diye sordu Yibo, ses tonundaki merakı gizlemeden.
"Almak istediğim bir şey var." dedi Zhan gülümseyerek.
"Yalnız mı gidiyorsun?"
"Hayır, Bayan Ying'le."
"Başka bir gün gidersen bende seninle gelebilirim. Bugün şehir dışında işim var." dedi Yibo, bir kaç adımda Zhan'ın yanına giderek.
"Hayır, buna gerek yok." dedi Zhan, ellerini iki yana sallamaya başladı.
Müstakbel kocasına süpriz yapmak istediği için, aldıklarını görmesini istemiyordu. Yibo da, Zhan'ın bu hareketini yanlış anladı. Kendisini yanında istemediğini düşündü. Sonra nefesini dışarı verirken bir iki adım Zhan dan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET / YIZHAN /
FanficBinlerce yıl önce Yiling patriği olarak bilinen isimsiz bir kahraman Yürüyen Cesetleri, Mezar Tepesine mühürleyerek hapsetmişti. Ama mühür zamanla zayıfladı ve kötü niyetli insanlar tarafından mühür kırıldı. Günümüz, talihsizliğin ortasında, Gökler...