Medya; Zhan'ın giydiği kıyafet. Ben rengini sakura çiçeği rengi olarak hayal etmiştim. Siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz. Bir de dış cübbesinin işlemelerinde çiçek desenleri var...
***
Olaylar başlamadan bir buçuk saat önce
Zhan, annesinin hanfu'suna benzeyen kıyafetini giymiş, komodinin üzerinde çokta büyük olmayan aynaya bakarak son katını da üzerine giyiyordu. Son olarak saçlarını da düzeltirken kapısı tıklatıldı.
"Efendi Zhan, öyle yemeği paketi hazır. Genç Efendi işiyle meşkulken genelde öğününü atlar. Muhtemelen açlıktan ölüyordur." dedi Ying teyze, hayran gözlerle Zhan'ı süzerken.
"Umarım habersiz iş yerine gitmemize bir şey demez." dedi Zhan biraz çekinerek. Ne kadar şu sırada araları iyi olsa da izinsiz yanına gidiyor olmaktan korkuyordu.
"Bir şey olmaz. Siz hazırsanız ona birlikte götürelim. Sonra da şehre gideriz." dedi.
"Tamam."
"Tamam o zaman, gidelim mi? Öğle yemeği geçmek üzere, biraz acele edelim." dedikten sonra, Ying teyze odada gözlerini gezdirirken, "Efendi Zhan." dedi.
"Efendim?" dedi Zhan sorarcasına.
"Bugün bu büzgülü keseyi kullanmaya ne dersiniz? Genç Efendim bu desenli keseyi hanfu'nuza uyması için seçmiş." dedi, eline keseyi alıp Zhan'a verirken.
"Çok güzel." dedi Zhan, elindeki keseye bakarken.
"Bence bunu kullanın. Genç Efendim görünce çok sevinir."
"Bunu kullanacağım. Teşekkür ederim."
"Hadi o zaman, biraz acele edelim."
"Tamam." dedi Zhan ve yeni kesesini kemerine bağlarken, dolabının yanındaki eski kesesinin içindeki koruma tılsımını acele ettikleri için o an almayı farkında olmadan unuttu.
Şöförle birlikte Birime doğru yola çıktılar.
Birimin girişine geldiklerinde, arabadan inip oradaki nöbetçi askerlerden Komutan Yibo'ya haber vermesini istediler. Nöbetçi askerin yanlarından ayrılmasından kısa bir süre sonra Komutan Yibo koşarak yanlarına geldi. Zhan'ı gördüğüne sevinen Yibo'nun gözleri bir kaç saniye parladı, sonra tekrar o ifadesiz yüz şekline bürünerek konuştu.
"Zhan, Ying. Burada ne işiniz var?" diye sordu.
"İyi günler efendim. İş yerinizde sizi rahatsız ettim. Öğününüzü geçirmiş olmanızdan endişelendim. O yüzden size yemek getirdim."
"Doğru ya, işimle ilgilenirken, yemek yemeyi unutuyorum. Çok iyi ettin. Yakıcı güneşin altında yürüyerek gelmek zor olmuştur. İçeride dinlenmek ister misiniz?" diye sordu Komutan Yibo, Zhan'ın elindeki yemek paketini alırken.
"Gerek yok efendim. Size engel olmak istemiyorum. Şöförle geldik yorulmadım. Bayan Ying'le şehre gidecektik." dedi Zhan, sonra Yubin'i duvarın dibinde sigara içerken görünce, Yibo'nun elindeki yemek paketinin içinden küçük bir kutu çıkardı. "Efendim, minnettarlığımı göstermek için, bunu Bay Yubin'e verebilir miyim? Beni Mianmian ile bir araya getirdi." dedi Zhan ve Yubin'in yanına doğru gitmeden önce. Zhan'ın, yanına geldiğini gören Yubin hemen elindeki sigarasını yere atarak, botuyla ezerek sönderdi. "Bu sizin için Bay Yubin." dedi Zhan elindeki küçük kutuyu Yubin'e uzatırken.
"Bu benim için mi?" diye sordu Yubin, duruşunu düzeltirken.
Zhan başıyla onayladıktan sonra elindeki küçük yemek kutusunu ona verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET / YIZHAN /
FanficBinlerce yıl önce Yiling patriği olarak bilinen isimsiz bir kahraman Yürüyen Cesetleri, Mezar Tepesine mühürleyerek hapsetmişti. Ama mühür zamanla zayıfladı ve kötü niyetli insanlar tarafından mühür kırıldı. Günümüz, talihsizliğin ortasında, Gökler...