Yorumlarınıza ve düşüncelerinize çok ihtiyacım var, inanın onlar benim için çok önemliler. Üşenmeden hatalarımı gözüme gözüme sokun lütfeen😁
"Ya ne Özgür'ü?" Diye çıkıştım.
Alt tarafı gelip yardım etmek istedi diye bütün sınıf seferber olacak neredeyse."İçinde hiçbir halt olmayan evraklar yüzünden ortalığı ayağa kaldırmandansa Özgür için Tanem'e baş kaldırman daha olası bir ihtimal." Dedi bana tek kaşını kaldırarak.
"Sana hesap vermek zorunda olmasam da önemliydi." Diye cevapladım sesim kısıktı. Böyle bir iddianın altında da kalmak istemiyordum fakat amacımı anlatamazdım.
"Eğer bir gün gözümde o kadar değerli olursan anlatırım." Dedim daha sonra gözlerimde onu süzerek "Hiç sanmıyorum ama." Diye mırıldandım.
Durdu..ve durdu bir dakikaya yakın kıpırdamadık. Aniden kafasını bana çevirdi ve göz temasını kurdu."Sakın ona aşık olma."
"Ben kimseye aşık olmam." Diye hemen cevabımı verdim.
"Olsun ben uyarayım. Özgür aşık olmaman gereken biri,üzülürsün." Dedi ve son bir bakış atarak yanımdan uzaklaştı.
Bende arkasından sınıfa girip yerime oturdum. Cidden başka hiçbir derdim yokmuş gibi bir de birine aşık olup acı mı çekicem? Sanki benimkiler bana yetmiyormuş gibi.
Tanem'in delici bakışlarını sürekli üzerimde hissediyordum.
Birkaç tenefüs sonrasında Ayça'yla Selin durumu öğrenmişler sanırım. Bana ne olduğunu falan sordular. Onlar da bir evrak için bu kadar olay çıkarmamı mantıksız buldu ve Özgür'den hoşlandığımı düşündüler. Yanlış anlaşılmaktan nefret etsem de eksik yönlerimi insanların öğrenmesinden daha fazla nefret ediyordum.
Açıklamaya çalıştım çaktırmadan ama sonra konuşacağız diye konuyu kapattılar.
Asıl Aras'la yaptığımız konuşmada ben daha fazla kasılmıştım. Bunu anlattığımda her zamanki Aras işte diyerek geçiştirdiler. O çocuk her zaman mı öldürüce bakışlar atıyor Allah aşkına!
Birkaç gün sonra lavobada Tanem'le denk geldik. Sanırım bir özür borcum vardı.
Sınıfa doğru yürürken yine ilk zamanlardaki gibi samimi olma evresinde ilerliyorduk. Sanki hiç öyle tatsızlıklar olmamış gibi. Tebrik ediyorum ben böyle davranışları görmezden gelip hiçbir şey yokmuş gibi davranamam.
Sınıftan içeri girince tahtaya yaslanmış bir şeyler konuşan Aras,Özgür,Çağrı üçlüsüyle karşılaştık. Başlarıyla selam verince aynı şekilde cevap verdim. Sırama doğru yürüyordum ki Tanem de benimle geldi.
"Duymuşsundur büyük ihtimalle." Dedi bana dönerek. Kaşımı hafif kaldırarak başımı yana doğru kaydırdım. "Özgür'ü seviyorum ben." Dedi kısık bir sesle.
"Biliyorum geçen gün öğrendim." Dedim yere doğru bakarak. Daha sonra gözlerine bakarak "Ama cidden düşündüğünüz gibi birşey yok." Dedim inanmasını umuyordum çünkü kendimi daha fazla inandırmaya çalışmayacaktım.
"Biliyorum." Dediğinde şaşkın şaşkın Tanem'e bakıyordum.
"Şüphelendiğim başka bir şey var ama emin olmadan sana söylemeyeceğim." Dedi sınıfa bakarken.
Kağıtları almak için geç mi kalmıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıldayan Çığlıklar
Teen FictionYaklaşık bir yıl.. Bir yılda değişen hayat şartlarım..Ve onun getirdiği esinti.. Esintinin savurduğu ruhlar..Ruhlarda oluşan fırtınalar.. Hayatımdan kurguladığım ama sonunu bir türlü getiremediğim hikayem.Davranışlarımla gerçekleştiremediysem de hay...