Vee upuzuun bir bölümle karşınızdayım. Hepinize iyi okumalar, seviliyorsunuz!
"Saçmalama." Diye çıkıştım Tanem'e.
"Emin olmasam söylemezdim bunu sana. Özgür de ogün Aras yüzünden yardım etmiştir sana büyük ihtimalle." Dedi.
"Kendi düşüncelerini kendine sakla Tanem, bunları kimse bilmeyecek!" Dedim.
"Bilmese de yakında herkes anlayacak ki zaten." Dedi ve döndü arkasını gitti.
Nerden çıktı ki şimdi bu?
Eylem ve Ayça özellikle Ayça Aras'ı severken bu saçmalık da neydi?
Bundan sonra Aras'tan uzak durma hatta soğuk davranma kararı almıştım.
Araya giren son sınavlarla Aras'tan kaçtığım iki haftayla dönemin sonuna gelmiştik. Sınavların sonundaysa Aras'ın söz verdiği yemek organizasyonunu gerçekleştirecektik.
Bu arada Ali'yle aramızı düzeltmiştik. Nesli,Ozan,Ali ve ben takılıyorduk hatta. Bazen de Ayça ve Selin'le takılıyordum. Bazen de Eylem ve Dila'nın da dahil olduğu kızlar grubuyla takılıyordum. Tanem'i söylememe gerek yok, Tanem herkesle takılır.Ama Aras'tan uzak durma girişimlerim sürüyordu. Fakat benim zaafımı keşfetmişti pislik,eli boş gelmiyordu!
Ve bana iyi davranan birine kötü davranamıyorum yani, doğamda yok bu yapamıyorum. Hele elinde çikolata olan birine hiç kötü davranamıyorum. Ama yine de uzak davrandım.Soğukluğumu hissettirdiğime eminim. Zaten Aras'ın herkesle arası iyiydi. Hemen bu algıyı yapıştırmak hoş değil.
Ayrıca ben o kız olduğuma da inanmıyorum. Yani hoşlanan yada seven,her neyse. Belli eder herhalde, benim anlamam gerekirdi. Tanem belki de içini rahatlatmak için kendi kendine bir şeyler kurup onlara inanıyordu. Çünkü insanların düşündüğü şey onun düşünmek istemediği şeydi.
Derse girdiğimizde hocalar bizi serbest bırakmıştı. Zaten sınavlar biri bunun dışında bir hafta vardı ve bugün cumaydı. Öğleden sonraki dersler kalmıştı bir tek.
Sınıf hocamızın dersiydi. Sınıfta bir olay dönüyordu ama ben pek bir şey anlayamamıştım. Aras oturduğu yere değil de başka bir yere oturmuştu.
Çocuklar kağıtla falan yazışıyordu. Klasik liseli tripleri falan. Ama dersin sonuna doğru Aras isyan edercesine kalkarak hocaya bir şeyler söyledi.
Hoca yerinden kalkarak Fuat'ın sırasının önünde durdu ve bağırmaya başladı. Fuat'sa kendini savunuyor, yapmadığını söylüyordu. Ama hoca ne olduysa o kadar inanmıştı ki Fuat'ı dinlemiyordu bile.
Fuat en son dayanamayarak kalkıp bağırmaya başladı. Daha 5 kelime edemeden hoca saygısızlıktan disiplin kurulu mu her ne haltsa oraya götürmek için sınıftan çıkardı.
Aras, Özgür ve Çağrı birbirine bakıp kendilerine özgü bi temasla göz göze gelip gülümsediler. Kızlar hemen fısıldaşmaya başladı.
Bende bazılarına kulak misafiri olmuş olabilirim. Ama Fuat'ın da annesinin vefat ettiğini duyunca ona karşı bir kardeşlik besledim. Hatta sınıfımızda kendini bir halt sanan fakat onun yanından bile geçemeyen gıcık keko tipli bir adet İlker arkadaşımızın üvey kardeşi olduğunu da öğrenmiştim.
Fuat'a birden içim ısınmıştı. Bunun bir oyun olduğunu anlamam uzun sürmedi. O üç pisliğin oyunuydu. Aras hocaların arasında güven timsaliydi zaten. Hüseyin hoca Aras ne dediyse bunun dışında Fuat'ın savunmasını umursamamıştı. Sabrı taşınca da sesini duyurmak için yükseltmişti belki de. Ama bu da saygısızlık sayılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıldayan Çığlıklar
Fiksi RemajaYaklaşık bir yıl.. Bir yılda değişen hayat şartlarım..Ve onun getirdiği esinti.. Esintinin savurduğu ruhlar..Ruhlarda oluşan fırtınalar.. Hayatımdan kurguladığım ama sonunu bir türlü getiremediğim hikayem.Davranışlarımla gerçekleştiremediysem de hay...