Tatilden döndükten sonra yazmam cidden çok zor oldu. Bunu verdiğim araya bağlıyorum. Lütfen okuyucularıma sesleniyorum, yorum yapmaktan çekinmeyin. Hepinizi çok seviyorum, iyi okumalaar😍
Eve döndüğümüzde anneannem biraz da onlarda kalmamı istediğini söylediğinde reddetmedim. Her ne kadar birbirimize çok yakında otursak da bir türlü gidemiyordum. Ama anneannemlerde kalınca da eve gitmek istemiyordu canım. Yani ben nerdeysem oraya alışıp çevremi umursamıyordum anlayacağınız.
Birkaç gün kaldıktan sonra kaldığım günden beri arayıp sormayan ablam beni arayarak çabuk eve gelmem gerektiğini Beril'in babasından geleceğini söyledi.
Beril benim üvey kardeşimdi. Abla dediğim kişi de tahmin edildiği gibi babamın yeni eşi oluyordu. Anne kelimesini bir daha kimsede kullanabileceğimi sanmıyordum.
Neyse ben büyütmeden gecenin bir vakti demeden anneanneme söyleyip eşyalarımı topluyordum aynı zamanda da babama haber vericektim, birkaç günlük şehir dışındaydı. Babama söylemeden hiçbir şey yapmazdım. İzin sıkıntım hiçbir zaman olmamıştı çünkü babamın güveni bana tamdı. Bu güveni hiçbir zaman kaybetmemeyi umuyordum çünkü kaybedilenler ne kadar çabalansa da eskisi gibi olmuyordu, olamıyordu.
Babamla konuşurken anneannem odaya girmiş ne yapıyorum diye. Ne olduğunu anlamadan telefonumu anneanneme kaptırdım. Ve odadan çıktı.
Ordan da mutfağa girip kapıyı kapattı. Çok bir şey duyamasam da bazen bağırdığı için bazı şeyleri anlamıştım.
"Benim kızım bakıcı değil."
"Oğlum dedim bağrıma bastım. Ama bu kızın hakkını yerseniz iki yakanız elimde."
"Gerekirse Lina benimle kalır."
Bir de anneannemin ağlama seslerini duyuyordum ama bunların dışında ne konuşulduğunu tam olarak anlayamıyordum.
Anneannem odama döndüğünde ne kadar kendini sıksa da konuşmaya başladığında ağlamaya başlamıştı.
"Kızım istemezsen kalabileceğini biliyorsun değil mi?"
Biliyorum diyerek geçiştirdim çünkü evde benim yüzümden tatsızlık çıksın istemiyordum.
Eşyalarımı toplarken babam tekrar aradı.
"Biz bir aileyiz Lina. Bakıcılık da ne oluyor?" Diye başladı ve bana uzun bir konuşma yaptı. Ağlıyordum, ama sinirimden. Bir kadının nasıl ortalığı karıştırdığını sahnelenen hayatımın nasıl ters düz olacağını izlediğim içindi bu öfkem.
Büyük devletleri kadınların nasıl yıktığını masal gibi dinlerdim, ama korkun beyler bizden. Yüzünüze gülüp hayatınızın içine edebiliriz.
Okuldan geldiğimizde ablam çok yemek yapamadığı için Beril ile çoğunlukla dışarıdan yerdik ama ben rahatsızlandığım için artık bunu da yapamaz hale gelmiştik. Midem normalden biraz daha hassastı.
Bu durumda anneannem Beril ile bize okul sonrası yemek hazırlayıp yediriyordu. Berin anneannesi de yeni vefat ettiği için bu konuda fazla hassastı, sonuç olarak anneanneme anneanne diyordu. Ben bunu yapamazdım ama o yapıyordu. Daha da komiği ablamla babamın evlenmesine anneannem vesile olmuştu ama ablamın kıskançlık damarı tuttuğu için sürekli pürüz çıkarıyordu.
Ve sonunda hedefine ulaşmıştı.
Biz anlamadan yavaş yavaş babamın bilinçaltına nüfus ederek onlarla olan bağını koparmıştı.
Ama ben yine de huzursuzluk çıkmasın diye eve gidiyordum, saçmalamayın tabii ki de salaklığıma daha doymadım.
Eve gittiğimde birçok nutuk çektim. Dışarıdan ben anneannemlere ablamı şikayet etmişim hissi veriyordum. Aslında böyle bir şeyin olması, bunun anlaşılması imkansızdı fakat arada bazı fesat düşünceli insanlar sayesinde bu son kaçınılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıldayan Çığlıklar
Genç KurguYaklaşık bir yıl.. Bir yılda değişen hayat şartlarım..Ve onun getirdiği esinti.. Esintinin savurduğu ruhlar..Ruhlarda oluşan fırtınalar.. Hayatımdan kurguladığım ama sonunu bir türlü getiremediğim hikayem.Davranışlarımla gerçekleştiremediysem de hay...