Bir günde iki bölümle merhabaalar😁 Teknik olarak aynı günün içerisinde değiliz ama olsun. Her neyse hepinizi ayrı ayrı seviyorum, iyi ki varsınız!
İthaf nasıl yapılır bilmiyorum fakat bu bölüm en bestim,canım kardeşim Nisa'ya! İyi ki varsın😍"O kıza bir daha bağırırsan başına geleceklerden sorumlu değilim."
Ses Aras'a aitti. Yanımdan geçerek Ali'nin üzerine yürüyordu ki bileğinden tutarak onu durdurdum. Daha doğrusu bir şey yapmama gerek kalmadı. Hararetle Ali'ye doğru yürüyen Aras'ın bileğinden tutmam olduğu noktaya çivilenmesine yetmişti.
Birkaç saniye sinirle Ali'ye baksa da sonra bileğinde olan elimi bileğimden tutarak sınıftan çıkardı beni.
Yan sınıfa soktuğunda ki bu sınıf da boştu. Arkamdan gelerek kapıyı çarpıp içeri girdi. Hızlı hızlı nefes alıyordu. Bende köşeye sinmiş benden hıncını almasını bekliyordum.
Artık saymayı bıraktığım kadar tur attıktan sonra tam konuşmaya başlayacaktı ki tekrar arkasını dönüp bir tur daha attı.
Dönerek "Ben konuşana kadar Ali'yle konuşma." Dedi.
"Kendim halledebilirim, halledebilirdim de." Dediğimde "Hala halledebilirim diyor ya!" Diye bağırdı. Ve sınıftan çıktı.
Kendime çabucak gelip bende çıktım sınıftan ki tahmin ettiğim gibi Ali'yi bıraktığımız sınıfa ilerliyordu.
Kolundan tutarak durdurdum. "Yarın konuşsan olur mu?" Dedim tüm sevecenliğimle.
Çenesini sıktığını görebiliyordum. "Tamam." Dedi dişlerinin arasından.
"Yanlış hatırlamıyorsam, bana bir browni sözün vardı?" Dedim düşünüyormuş gibi yaparak.
"Sen fazla olmaya başladın hanımefendi." Dedi kızmış gibi yaparak.
"Tamam o zaman alma browni falan." Derken gözlerimi devirdim ama bunun espri olduğunu anlamaması için salak olması gerekirdi.
"Hadi Demet Sultan'ı bir ziyaret edelim bakalım." Dedi gülerek. Gerginliği üzerinden atmıştı sonunda. Bu arada Demet abla bizim kantinde çalışan abla. Tostları bizim evdekilerden güzel. Hele beden derslerinde özel olarak yaptırdıklarımız hiçbirine paha biçilemez.
Pazartesi günü okula geldiğimizde yarışma hakkında bir sürü soru yağmuruna tutuldum. Birkaç teneffüs boyunca bunlara cevap verdiğimde bir ara Ayça yanıma geldi.
"Aras benden bahsetti mi hiç?" Diye sordu.
"Neden ki?" Diye hemen sorusuna soruyla cevap verdim.
"Beni seviyormuş ya!" Dedi heyecanla.
"Hı?" Diye cevapladım istemsizce.
"Hani not yazmış falan. Raporlu olduğum gün."
Ben bunu tamamen unutmuştum. Böyle şok etkisi yaptı.
"Adın hiç geçmedi." Dediğimde Ayça'nın suratı düştü. Tabii lönk diye söylersem olacağı budur!
"Ya o konu açılmadı. Ben konuşamam o konuları. Yoksa söylerdi bence yani." Diye kıvırdım.
Oda buna kendini inandırmaya çalışarak sırasına doğru ilerledi.
Ve hoca sınıfa girdi. Karizmatik ve yakışıklı olan. En sevdiğim hoca tipi.
Bize salak salak şeyler yaptırmasa daha da sevicem de koşullar el vermiyor işte.
Yeni saçmalama operasyonumuz "Şarkıyı kim daha güzel söyler?" Şarkı dediğimiz şeyse anaokulu çocuklarının söyleyeceği tarzda bir şey. Allah'tan ingilizce.
Sınıfı kız ve erkekler olarak ayırdık. Bir bi söyledik bir erkekler. Üç defa söyleyecektik. Kazanan taraf sınıfa yemek ısmarlayacaktı.İlkinde erkeklerinki beğenildi. Ama ben rahat durmadım.
"Hocam erkeklerin sayısı daha fazla ve sesleri daha gür. Haksızlık oluyor." Dediğimde canım hocacım beni haklı bularak birkaç erkeği bizim gruba gönderdi ve erkeklerin aldığı sayıyı saymadı. İşte zafer budur!
Yarışmanın sonunda 2-1 biz kazanmıştık fakat Ali yine huzursuzluk çıkarıyordu. Yok onlar yeniyormuş da bilmem ne.
"O zaman neden biz yendik?" Diye sordum. Yine bana bağırmaya başladı. Benimde elim armut toplamıyordu. Çata çat kavga ediyordum.
En son sinir kat sayılarım arttığında istemsiz bir şekilde ağlamaya başladım. Hıçkırmıyordum, içimi çekmiyordum, sadece konuşurken gözlerimden yaşlar akıyordu.
"Kaybettiğimi kabul etmiyorum. Ismarlamıyorum yemek falan." Diye bağırdığında. "Gerizekalı." Diye bağırdım ama Ozan Ali'yi dışarı çıkarmıştı bile.
Daha sonra zil çaldı. Herkes çıktı yanımda Nesli, Eylem ve Dila vardı.
Bende oturmuş sinirden ağlıyordum. Ama konuşmadığım için içimi çeke çeke ağlıyordum.
"Ben ısmarlarlarım yemeği sorun etmeyin." Diyerek yanımıza geldi Aras. Onun sınıfta olduğunu bile fark etmemiştim.
"Ya hala yemek diyosunuz. İstemiyorum yemek falan. Neler dediğini duymadınız mı? Yemek için mi ağlıyorum sanıyorsunuz? Ya lanet olsun!" Diyerek isyan ettiğimde ayağa kalkıp gitmeye yeltendim.
Aras kolumu tutarak beni durdurdu ve "Ismarlamak istiyorum ya. İlla sebep bulucaksak ikinci olmamızı kutlarız." Dediğinde güldüm.
"İki gruptuk zaten Aras." Dedim bilmiş tavrımla.
"Bilgi yarışmasından bahsediyorum yalnız." Diyerek yan gülüşünü bizlerle buluşturdu yine.
"Ali'nin hiçbir şekilde parası geçmeyecek ama?" Dedim tek kaşını kaldırarak.
"Her şey benden." Dedi iki elini de havaya kaldırarak.
"Tamam o zaman." Diyerek yaşlarımı sildim.Arkamı dönerek "Kızlar?" Diyerek yokladım.
Eylem otuz iki diş gülüyordu. Dila "Semih'i de çağır bari. Nasıl olsa sen ısmarlıyorsun." Dedi. Ben noluyor bakışları ararken "Sevdiceğini mi özledin?" Dedi yine yan gülüyordu.
"Çok konuşma bakayım sen." Dedi Dila gülerek.
Yuh Dila'yla Semih çıkıyor muydu?
Bunların çocukluktan gelen grubundan biriydi Semih. Cidden şaşırmıştım şuan.
Nesli'ye baktığımda "Bana farkmaz." Diyerek işin içinden çıktı.
Aras ise Nesli'ye bakarak "Semih'i çağırırken Tuna'yı da çağırayım bari." Dedi. İmalı imalı bakıyordu. Nesli gözlerini devirmekle yetindi.
Ne olaylı insanlar bunlar, çöz çöz bitmiyor.
Sınıftan çıkarken kapıdaki Tanem'le göz göz geldim. Benden sonra Aras'a baktı. Aras'a tek kaşını kaldırıp gülümseyerek bakıyordu. Bunların bir dili var ama çözeceğim inşallah.
Dila da Tanem'e bakıyordu. Birden gözleri kocaman oldu. Ben şaşkın şaşkın bir ona bir buna bakıyordum.
"Neyse hadi çıkalım,ders başlar birazdan." Diyerek Aras artık gitmemiz gerektiğini bize hatırlattı. Canım karizmatik hocamız etkinlik yapacağımızdan dolayı boş olan son sınıflardan birine girmiştik. Ders işleyen sınıflar rahatsız olmasın diyeymiş. Biz her zaman her sınıfı rahatsız ederiz artık alıştılar hocam diyemedim tabii ki.
Sınıfa girdiğimde Ali yoktu. Rahat rahat gittim sırama oturdum. Daha sonra yanıma Tanem geldi.
"Lina, artık herşeyden eminim." Dedi. Ne saçmalıyordu bu kız?
Ne diyorsun bakışlarımı attım. "Bir şeyden emin olmam gerek diyordum ya. Artık eminim."
Ben ne diyeceğini tartarken kaşlarımı kaldırıp ne diyosun bakışlarımdan birini daha gönderdim.
"Aras'ın hoşlandığı kız sensin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıldayan Çığlıklar
Fiksi RemajaYaklaşık bir yıl.. Bir yılda değişen hayat şartlarım..Ve onun getirdiği esinti.. Esintinin savurduğu ruhlar..Ruhlarda oluşan fırtınalar.. Hayatımdan kurguladığım ama sonunu bir türlü getiremediğim hikayem.Davranışlarımla gerçekleştiremediysem de hay...