Vee tekrar Merhabalar! Verdiğim arayı telafi için hemen hazırladığım bölümü sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğeniyorsunuzdur, lütfen yorumlarınızı benden esirgemeyin. İyi okumalaar😁
Böyle hissetmem normal miydi?
Ayça eskiden bunlardan bahsederken dinlemiyordum bile. Çünkü çoğu kişiyi tanımıyordum okuldan. Ama şuan deli gibi merak ediyordum.
Ama bu hislerimin arasında bir mana aramanın anlamı yoktu çünkü sadece benden hoşlandığını düşündüğüm çocuk benden hoşlanmıyordu. Bu da biraz ayarlarımla oynamıştı. Yoksa saçma sapan şeyler düşünmeye gerek yoktu.
Dünden beri çıkıyorlarmış. İtiraf ediyorum güzel kız. Yani çift yanağındaki gamzeleri çok güzel duruyor. Gidip görmedim yanlış anlaşılmasın, fotoğrafına bakınca kim olduğunu anladım. Tamam biraz özürlü olabilirim ama yine de kantinde falan gördüğüm insanlara göz aşinalığım oluyor.
Sınıfa çıktığımızda kızlar grubu toplanmıştı yine. Konuyu söylememe gerek var mı?
Tenefüsümün kalan yarısını da harcayan konuşma sayesinde zaten eskiden de arkadaş olduklarını öğrendim.
Arkadaşsa ne olur gibi düşünceleri hemen atın kafanızdan, Aras herkesle yakın olmaz.
Diğer tenefüs yine tam kadro toplandık konuşuyorduk. Onlar kendini kaptırmışken benim içim içimi yiyordu. Tamam, ne kadar inanmak istemesemde beni sevmesi fikri hoşuma gitmişti, ben buna alışmıştım.
"Hani sevgili olduğu kişiler özel insanlardı?"
Bunu sesli ifade etmiştim, düşünürken elimde olmadan.
Dila bana dik dik bakıyordu. Hadi bakalım Lina, nasıl toplayacaksın şimdi?
"Yani sen öyle demiştin ya ondan şeyettim ben.." Diye bir şeyler geveledim. Umarım toparlamışımdır ama Dila'nın bakışları değişmemişti.
"Aras'ın düşüncelerini listeleyeceğine git Orkun'u düşün sen." Dedi sert bir şekilde. Dila ilk defa bu şekilde konuşuyordu benimle.
"Ben.." Ne diyeceğimi bilmiyordum ki. Dolan gözlerimi saklamaya çalıştım.
"Ben rahatsız olacağınızı düşünemedim kusura bakmayın." Dedim yutkunarak.
"Bir daha rahatsız etmem." Diyerek gülümsedim ama gülümseyince kısılan gözlerim sayesinde gözlerimde tuttuğum göz yaşlarım birer damla akarak bana ihanet ettiler.
Arkamı dönüp yürümeye başladığımda arkamdan Dila seslenmişti ama şuan konuşabilecek durumda değildim. Konuşmaya başlasam bile ağlayarak konuşmamı engellerdim.
Kafamı eğerek sınıftan çıkmaya çalışıyordum ama önümü dahi görmüyordum.
Ben onları bu kadar benimsemişken, yalanla da olsa harmanladığım hikayemi hissetmediğim halde heyecanla onlara anlatırken artık sussa da rahatlasak diye düşünüyorlarmış demek ki. Zaten bu kadar çabuk ayak uydurmamla bir sıkıntının olacağını tahmin etmeliydim. Ben soğuk nevalenin tekiyim sonuçta. Kim bana babasının hayrına kucak açacaktı? Fazla mutluluğun sahte olduğunu en başta ben bilmiyor muydum zaten?
Sınıftan çıkıcakken biri kolumdan tuttu. İnsanların içinde hüngür hüngür ağlamadan şu lanet yerden çıkamayacak mıydım ben?
"Lina." Bu sesi tanıyordum. Her duyduğumda içimi titreten ses, Aras'tı. Şaşkınlıkla karışık hüzünlü sesiyle seslenmişti. Ve şuana kadar sınıftaki sahte gelmeyen hareketler listeme yine girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıldayan Çığlıklar
Teen FictionYaklaşık bir yıl.. Bir yılda değişen hayat şartlarım..Ve onun getirdiği esinti.. Esintinin savurduğu ruhlar..Ruhlarda oluşan fırtınalar.. Hayatımdan kurguladığım ama sonunu bir türlü getiremediğim hikayem.Davranışlarımla gerçekleştiremediysem de hay...