Altay ve Kerem’in aralarındaki ilişki, her geçen gün daha da karmaşıklaşıyor, ama aynı zamanda eğlenceli ve sevimli bir hâl alıyordu. Altay’ın flörtleşmeleri her zamanki gibi sınır tanımıyor, Kerem’i sürekli küçük şakalarla zor durumda bırakıyordu. Ancak Kerem, Altay’ın bu oyunlarının altında yatan gerçek hisleri yavaş yavaş anlamaya başlıyordu. Altay, ne kadar sert ve baskın görünse de, onun içindeki o koruyucu ve düşünceli tarafı da keşfetmeye başlamıştı.
Günün sonunda, Altay ve Kerem okuldan çıkarken Altay aniden durdu. "Bu hafta sonu planın var mı?" diye sordu, gözlerini Kerem’e dikerek.
Kerem bir an duraksadı. "Hayır, neden?"
Altay, sinsi bir gülümsemeyle omuz silkti. "Piknik yapalım. Bu sefer seninle eğlenmek için başka bir yol buldum."
Kerem, Altay’ın o bakışını görünce içten içe bir şeylerin olacağını anladı, ama yine de merakını yenemedi. "Nasıl bir eğlence bu?"
Altay, gizemli bir tavırla gülümsedi. "Sürpriz," dedi sadece. "Ama şimdiden uyarayım: bu sefer kaçamayacaksın."
Kerem’in yüzüne hafif bir gülümseme yayıldı. Altay’ın bu oyunlarına çoktan alışmıştı, ama bir yandan da onunla vakit geçirmek her zaman keyifliydi. "Tamam," dedi, omuz silkip gülümseyerek. "O zaman pazar günü piknik yapıyoruz."
Altay gözlerini kısarak Kerem’e bakıp başını salladı. "Harika. Hazır ol ufaklık, seni zorlayacağım." Sonra hızlı adımlarla yanından ayrıldı, geride bıraktığı bu sözlerle Kerem’i merak içinde bıraktı.
iki bolumu ayni anda yazdirdim o yüzden kisa olmus olabilir asıl olaylar diger bolumde😈😈😝