Bölüm 12: İlk Günler

35 2 0
                                    

Kerem ve Altay, yeni ilişkilerine alışmaya çalışırken, birlikte geçirdikleri zamanın tadını çıkarmaya başladılar. Her şey yeni, taze ve heyecan vericiydi. İlişkilerinin ilk günlerinde, hem sevimli hem de eğlenceli anlar yaşamaya devam ediyorlardı. Artık ikisi de birbirlerine karşı daha açık ve samimi hissediyordu, bu da aralarındaki bağı daha da güçlendiriyordu.

Okulda, gün boyunca birbirlerine daha fazla yaklaşma çabaları gözlemleniyordu. Arkadaşlarının arasında bazen dikkat çekmeden, bazen de şakalarla ilişkilerini gizlice kutluyorlardı. Altay, sık sık Kerem’in yanına gelerek onu gülümsetmeye çalışıyordu. Ancak Kerem, bazen Altay’ın oyunlarına karşı koymaya çalışarak, ona karşı gelen bir tavır sergiliyordu.

Bir gün, okulun bahçesinde oturdukları sırada, Altay elindeki kitabı kapattı ve Kerem’e döndü. "Biliyor musun, seninle bu kadar zaman geçirmeyi beklemiyordum," dedi, eğlenceli bir şekilde. "İlişkimizin bu kadar eğlenceli olacağını düşünmemiştim."

Kerem, hafifçe başını eğip gülümsedi. "Bunu senin yanındayken yapabileceğimi biliyordum," dedi. "Ama yavaş yavaş alışıyorum. İlk başta çok korkmuştum."

"Ben de öyle hissettim," dedi Altay, bir anda ciddileşerek. "Ama seninle birlikte olmak, bu korkuları unutturdu. Her şey çok doğal geliyor."

O an, göz göze geldiler ve Kerem, o anın tadını çıkarırken içten bir gülümseme ile karşılık verdi. "Bunu senin sayende başardım," dedi. "Ama bir şey var…"

Altay merakla Kerem’e baktı. "Nedir? Söyle bakalım."

"Seninle her zaman bu kadar şakacı olmayacağım, değil mi?" dedi Kerem, hafif alaycı bir ses tonuyla. "Bazen senin kadar cesur olamam."

Altay, alaycı bir tavırla gülümseyerek, "Biliyorum. Ama bunu değiştirmen için sana biraz baskı yapabilirim," dedi, gözlerini kısarak. "Ama önce sana bir soru soracağım."

"Ne soracaksın?" diye sordu Kerem, merakla.

"Bugün akşam için bir planım var. Seninle sinemaya gitmek istiyorum. Ne dersin?" dedi Altay, heyecanla. "Bu, ilişkimizin ilk dışarıda buluşması olacak."

Kerem, Altay’ın bu teklifi karşısında heyecanlandı ama bir yandan da tedirgin oldu. "Sinemaya mı? Yani, bu resmi bir randevu gibi mi olacak?"

"Tam olarak öyle," dedi Altay, ciddi bir ifadeyle. "Ama bunu da eğlenceli hale getireceğim. Sadece seni değil, seni utandırmak için de her türlü fırsatı değerlendireceğim," diye ekledi, gözleri parlayarak.

Kerem, yüzünde gülümsemeyle ona bakarken kalbi hızla çarpmaya başladı. "Tamam, neden olmasın? Ama şunu bil: Eğer senin utandıran oyunlarına maruz kalırsam, intikam alacağım," dedi, biraz da ciddileşerek.

Altay, bu sözler karşısında gülümseyerek, "Beni düşündüğün için teşekkürler ama bu intikam hikayesini çok ciddiye alma. Zaten seninle oynamak benim işim," dedi.

Akşam geldiğinde, Kerem, Altay’ın yanında olmanın heyecanıyla doluydu. Sinema salonuna girmeden önce, Altay onun elini tuttu. "Hazır mısın? Bugün sadece seninle değil, aynı zamanda seninle birlikte olmaktan keyif alacağım," dedi.

Kerem, bu anın tadını çıkarmaya çalışarak, "Evet, hazırım," dedi. İçinde bir heyecan ve mutluluk vardı. Altay’ın yanında olmak ona cesaret veriyordu.

Film başlamadan önce, Altay, sinema koltuğunda yan yana oturduklarında Kerem’in elini tuttu. "Burada sadece seninle birlikte olacağım," dedi, gülümseyerek. "Ve film boyunca yanımda olmanı istiyorum."

Kerem, Altay’ın elini sıkıca tuttu. "Bu gerçekten güzel. Ama umarım film çok korkunç değildir. Eğer korkarsam, senin yanına sığınırım," dedi, hafif bir alaycı gülümsemeyle.

Altay, kıkırdayarak, "Seni korumak için buradayım. Korkma," dedi. "Ama unutma, seninle aynı salonda olduğumda, ne olursa olsun seni korumak benim görevim."

Film başladığında, ikisi de kendilerini hikâyenin akışına kaptırdılar. Film boyunca Altay’ın ara sıra Kerem’in omzuna yaslanması, onların ilişkisini daha da derinleştiriyordu. Gözleri birbirlerine kilitlenmişken, filmdeki sahnelerden çok, aralarındaki sıcaklık ve bağ dikkatlerini çekiyordu.

Film sona erdiğinde, ikisi de koltuklarından kalktılar. Altay, Kerem’in elini sıkıca tutarak sinema salonundan çıkarken, dışarıda hafif bir rüzgâr esiyordu. Altay, bu anın tadını çıkararak, Kerem’in gözlerine bakarak, "İyi bir film izledik ama seninle olmak çok daha güzeldi," dedi.

Kerem, yüzünde bir gülümseme ile karşılık verdi. "Ben de öyle düşünüyorum. Seninle olmak her zaman eğlenceli."

O an, Altay aniden durdu ve Kerem’e döndü. "Sana bir şey daha söylemem gerekiyor," dedi, ciddileşerek. "Benim için çok özelsin. Artık seninle her şeyin bir adım ötesine geçmesi gerektiğini düşünüyorum."

Kerem, kalbinin hızlandığını hissetti. "Ne demek istiyorsun?"

Altay, derin bir nefes alarak Kerem’in gözlerinin içine baktı. "Artık birbirimize sevgili olduğumuzu kabul ettik. Ama bu, seninle aramızdaki bu bağın daha da güçlüleşeceği anlamına geliyor."

Kerem, gözlerinde beliren heyecanla, "Evet, bu benim için de çok önemli," dedi. "Seninle birlikte olmak istiyorum."

Altay, Kerem’in elini yavaşça tuttu ve onu kendine çekti. "O zaman, şimdi resmi olarak sevgili olduğumuzu kabul edelim," dedi, gözleri parlayarak. "Artık birlikte daha fazla zaman geçirebiliriz."

Kerem, heyecanla başını salladı. "Evet, sevgilim! Ama bu durumda, ne olursa olsun birbirimizi korumalıyız, tamam mı?"

"Kesinlikle!" dedi Altay, Kerem’in elini sıkıca tutarak. "Birlikte her şeyi başarabiliriz."

İkisi de gülümseyerek, ilişkilerini bir adım daha ileri taşımanın mutluluğuyla ilerlediler. Bu yeni dönemin başlangıcı, aralarındaki bağın daha da güçlenmesi için bir fırsat olacaktı. Her şeyin üstünde, Altay ve Kerem, birlikte olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlamaya başlıyorlardı.

Alker🎀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin