Bölüm 13: Sınıf Arkadaşlarının Dikkati

29 2 0
                                    

Okulda yeni bir gün başlamıştı ve Kerem ile Altay arasındaki ilişki artık herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı. Dört gözle bekledikleri, heyecanla geçirdikleri zamanların tadını çıkarıyorlardı ama bu yeni durum, sınıf arkadaşları tarafından da fark ediliyordu. İkisi de, sevgili olduklarını açıkça göstermeseler de, aralarındaki bağın güçlendiğini hissetmekteydiler.

Sınıfta oturduklarında, Altay'ın her fırsatta Kerem’in yanına yaklaşması ve ona gülümsemesi, arkadaşlarının dikkatini çekmişti. Bir grup arkadaş, ders sırasında arka sırada fısıldaşıyor ve Kerem ile Altay’ın arasındaki sıcaklığa gönderme yapıyordu.

"Bak, Altay yine Kerem’e bakıyor," dedi Derya, gülümseyerek. "Aşık olmuş bu çocuk."

Berk, yanındaki arkadaşına takılarak, "Belli ki bir şeyler oluyor. Gözleri Kerem’in üstünde," dedi. "Ama baksana, Kerem’in yüzü nasıl kızardı. O da Altay’ı seviyor galiba."

Kerem, arka sırada bu konuşmaları duyduğunda, utancından başını biraz daha öne eğdi. "Bunlar ne kadar saçma," dedi içinden. Altay ise, yüzünde sinsi bir gülümseme ile arkadaşlarının bu durumu fark etmelerinden oldukça keyif alıyordu.

Dersin ilerleyen saatlerinde, öğretmen sınıfta bir grup çalışması yapacaklarını duyurdu. Öğrenciler sırayla ikili gruplara ayrılacaklardı. Altay, Kerem’in yanına doğru eğildi. "Bu sefer de bir grupta olalım mı?" diye fısıldadı.

Kerem, heyecanla başını salladı. "Evet, tabii ki," dedi. O an, ikisinin de gözlerinde bir parıltı belirdi. Ancak, grup çalışmaları başladığında, öğretmenin yaptığı eşleştirmeler sonucunda Altay, Cem ile; Kerem ise, Derya ile aynı gruba düştü.

Altay, bu duruma biraz kızmıştı ama hemen Kerem’in yanına geçerek, "Derya, Kerem’i bana bırak. Birlikte çalışmak zorundayız," dedi, gülümseyerek.

Derya, gözlerini kısarak, "Neden olmasın? Kerem’in en iyi arkadaşı sensin. Hadi ama, ikinizin de birlikte çalışmaya ihtiyacı var," dedi. "Ama seninle bir işim var, ona dikkat et."

Kerem, Derya’ya gülümseyerek teşekkür etti ama bu durum onu biraz tedirgin ediyordu. Altay’ın yanında olmak, kendisini her zaman güvende hissettiriyordu ama bu, arkadaşlarının önünde nasıl davranacaklarını da düşünmesini gerektiriyordu.

Grup çalışmaları başlamadan önce, Altay Kerem’in yanına oturdu ve ona yavaşça fısıldadı. "Merak etme, seni herkesin önünde utandırmam," dedi. "Ama öğretmen bu çalışmayı birlikte yapmamız için verdi. İşimizi ciddiye alalım ama eğlenmekten de geri durmayalım."

Kerem, Altay’ın bu sözleriyle biraz rahatladı. "Tamam, seninle çalışmak eğlenceli olacak," dedi, gülümseyerek. İkisi de çalışma esnasında, birbirleriyle şakalaşarak hem eğleniyor hem de derse odaklanmaya çalışıyorlardı.

Zaman ilerledikçe, arkadaşlarının dikkatini çekmeye devam ettiler. Sınıf arkadaşlarından biri, "Duydunuz mu, Altay ve Kerem’in arasında bir şeyler var!" dedi gülerek. "Kerem’in gözleri parlıyor!"

Berk ise bu duruma kayıtsız kalamadı ve gülerek, "Aşıklar! Sevgili oldular galiba," dedi. Bu sözler, sınıfı bir anda kahkahalarla doldurdu. Kerem, utancından kıpkırmızı kesilmişti. Ancak Altay, bu duruma oldukça eğlenerek yaklaştı.

"Biraz daha utandırırsanız, Kerem’in yüreğini parça parça edeceksiniz," dedi Altay, şakalaşarak. "Ama şunu unutmayın: Onun kalbini ben koruyorum!"

Kerem, bu sözlerin ardından utancından gülümseyerek gözlerini kaçırdı. "Ne yapacağım bilmiyorum," dedi. Altay’ın yanındaki cesareti, tüm arkadaşlarının önünde sergileyebileceği bir şey değildi.

Dersin bitiminde, öğretmen, grupların sunumlarını yapmalarını istedi. Altay ve Kerem, birlikte çalıştıkları konu hakkında kısa bir sunum yapacaklardı. Ancak, sunum sırasında, sınıf arkadaşları sürekli olarak onları gülerek rahatsız etmeye devam etti.

Sunum yaparken, Altay’ın Kerem’in omzuna hafifçe dokunması, Kerem’in bir anlığına dikkati dağıldı. "Altay, lütfen dikkat et," diye fısıldadı. Ancak Altay, alaycı bir gülümsemeyle ona bakarak, "Sadece seni destekliyorum," dedi.

Sunum sona erdiğinde, arkadaşlarının hepsi alkışladı ama en çok Kerem ve Altay’ın aralarındaki enerji dikkat çekmişti. Derya, "İlk gününüzü kutlayalım! Bir şeyler içmeye gidelim mi?" diye önerdi.

Kerem ve Altay, birbirlerine bakarak ne düşüneceklerini bilemediler. Altay, "Hadi gidelim. Birlikte daha fazla zaman geçirelim," dedi. "Ama Kerem’in yanında olmayı unutmayın. Onu korumam gerek."

Kerem, Altay’ın bu cümleleriyle daha da mutlu oldu. "Tamam, ben de gelmek istiyorum," dedi. Gözlerinde beliren heyecan, onun ne kadar istekli olduğunu gösteriyordu.

Sınıftan çıkarak buluşma yerine doğru yürüdüklerinde, Kerem, içindeki mutluluğu hissetti. "İlişkimizi arkadaşlarla paylaşmak biraz garip ama eğlenceli," dedi.

Altay, ona gülümseyerek, "Daha yeni başlıyoruz. Birlikte her şeyi aşabiliriz," dedi. İkisi de birbirine sıkıca kenetlenmişken, bu yeni deneyimin tadını çıkaracaklardı.

Dışarıda yürürken, birbirlerinin yanındaki sıcaklık, aralarındaki bağın daha da güçlenmesini sağlıyordu. Kerem, Altay’ın yanında olduğunda kendisini çok daha güçlü hissediyordu ve bu yeni ilişki, onları birbirlerine daha da yakınlaştırıyordu.

Alker🎀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin