Animo dolenti nil oportet credere
Acı çeken bir ruha asla inanma!
Her zaman ki gibi bir gündü Rozerin için yiyor, içiyor yatıyordu. Elinden başka bir şey gelmiyordu o kadar çok kimsesizleşmişti ki son altı ayda artık nefes almak bile yorucu gelmeye başlamıştı. Şirvan mı ? o her zaman ki gibi gittiği yerden gelmiyordu. Son iki aydır eve uğradığı bile yoktu ,Rozerin artık sorgulamayı bıraktı. Konuşmadıkları zaman ikisi içinde daha iyi diye düşünüyordu ama ruhu tükeniyordu bunu hissediyordu karnında ki oğlu olmasa çoktan nefes almayı bile bırakmıştı çünkü, ruhu acı içinde kıvranıyordu. Ölümden korkan biri ölmek ister miydi ? Rozerini ayakta tutan tek şey oğlu Mir Vidar'dı. Yoksa çoktan ölmeyi tercih etmişti oda. Oysa ölümün ö'sünü duysa ruhu daralır , hemen başka bir yere çevirirdi konuyu, son bir kaç gündür aklında sadece ölüm vardı... Sessiz sakin bir geceydi ta ki gece kapı açılana kadar salonda yattığından tıkırtıya uyanmıştı Rozerin, karşısında ki saate baktığında 3,42 gördü. Yerinden doğrulmak istedi ama oğlu şuan buna engel oluyordu, Nedim bu saate eve girmezdi geriye tek bir ihtimal kalıyordu Şirvan, onun için gözlerini geri yumacakken ince naif bir ses duydu kadın sesi ilk başta algılayamadı ''Şirvan nereye getirdin beni?'' diyen yabancı bir kadın sesi. Göz bebeklerine kadar içi titredi kızın kadının sesi kulaklarında uğuldadı gözleri doldu, adamdan gelecek cevabı nefesini tutarak bekledi ve o cevap çok gecikmeden geldi. ''Eve Ahu'' diyen adamla dişlerini sıktı kadın. Ev dediği yer o saaten sonra kızın gözüne o kadar yabancılaşmıştı ki gözyaşlarını silip yavaşça doğruldu. Korka korka baktı kapıdan tarafa, hiç görmek istemediği manzara çarptı yüzüne, iki aydır eve adım atmayan kocası yanında bir kadınla dönüyordu, kız rozerini görür görmez Şirvanın arkasına sığınmıştı, Rozerinin ruhu yanıyordu acı damarlarına sinsice süzülüyordu. O kocasının yanında duramazken başka bir kadın arkasına, resmen gözleri önünde gölgesine sığınıyordu. Rozerin o öfkeyle değil evi kasabayı yakardı ama sessiz kaldı. Şirvanın gözleri ise sadece Rozerinin karnındaydı. Sol elini avuçlarına bastırarak onların yanından başı dik bir şekilde merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Karnındaki sancılar git gite acıtsada hadi kızım diyerek tırmanıyordu merdivenleri ta kii kasıklarına şiddetli bir ağrı girene kadar acıdan iki büklüm olurken sol elini sıktığından dengesini sağlamayadan geriye doğru savrulucakken sıcak bir göğüse yaslandı sırtı. "Tuttum güz güzeli" sesi kulaklarına doldu kızın. Acıdan kıvranıyorken iki aydır duymadığı ses onu nasıl etkileyebilirdi ki. Bir insanın sesi acıyı bastırabilir miydi? Şirvanın sesi sanki Rozerinin acısını bastırmıştı. "Rozerin iyi misin?" Dedi Şirvan endişeyle.
Düşündü kız iyi miydi kesinlikle değildi , değilim Şirvan diyecekti ki aklına holdeki görüntüler geldiğinde yaslandığı göğüsten hızla doğruldu " Bırak, hep böyle oluyor bu aralar " deyip hızla odasına gitti. Ardında elleri açık kalan bir adam bırakarak...
Bekledi gelsin içeri girsin diyerek bilerek kitlemedi kapıyı Rozerin ama o kapı açılmadı, gece kızıla döndü kızılılık aydınlığa döndü ama o kapı açılmadı. Elleri karnında bekledi Rozerin kendi için olmasa bile oğlu için bekledi. O gece sabah oldu, bütün gecelerin sonunda sabah olurdu ama artık Rozerinin Şirvanı beklediği gecenin sabahı olmayacaktı....Gözlerini zorlukla aralayarak açtı kadın, kapısı alacaklı gibi çalınıyordu. İlk başta çıkaramasada kapının ardından gelen ses Nedimin sesiydi. " Rozerin hanım içeri gireceğim artık açın kapıyı?"
Nerde olduğunu algılamaya çalıştı ilk önce kızı sonra gözleri komodinin üzerinde ki saate kaydı saat altıyı gösteriyordu. Tam cevap vermek üzereydi ki Nedim içeri girivermişti.
Gözleri bir kaç saniye kızın üzerinde durdu iyi olduğunu anladığı an yere eğdi bakışlarını odaya giren adam.
" Kusura bakmayın ama iyi olduğunuzdan emin olmalıydım Şirvan beyin emri" dediğinde adam kızın beynine kan sıçradı resmen

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perdenin Ardındakiler
Teen Fiction"Davulda sağlam ama tokmağın değmediği yer kalmamış ha Rozerin!"dedi üstünden gelinliği söküp alırken..., "Kulun olurum, kölen olurum, karın olurum ne olur Şivan abi canım çok yanıyor" dedi ağlayarak. "Abinin amına koyarım kızım ne abisi bak bakayım...