Bu bölüm hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bayağı düşündüm. Tüm hikayelerime de -başka hesaptakiler- baktım ve yazarken en çok keyif aldığım hikayenin bu olduğuna karar verdim... Uzun mu kısa mı birşey diyemeyeceğim ama elimden geldiği kadar uzun tutmaya çalışıcam.
İyi okumalar! ^^
---------------------------------------------------
Luka önce Neru'ya baktı ve kaşlarını çatarak bana döndü, ''Olmaz.''
''Neden peki?'' pekala, şarkı deneyimim olmasa bile biraz yardım ile iyi bir iş çıkarabilirdim bence... Sonucunda, Neru'nun bu yarışmaya gizlice kayıdımı yapması boşuna değildir... Yani... Umarım...
Neru, her zamanki gülümsemesi ile araya girdi, ''Çünkü, senin kendi şarkını yazman gerek.'' benden cevap alamayınca gülümsemeyi kesti ve yüzüme baktı. Anlamamış olduğum her halimden belliydi sanırım... Bu sefer araya Rin girdi, ''Bu yarışmada şu an kimse sana önem vermiyor. Onlara, kim olduğunu göstermen gerekli.''
''Öyle diyorsunuz da...'' Gumi araya girdi, ''Kişisel gösteriler ne zaman ki?'' Luka elini çenesine koydu, ''Evet, Rook bize bu konuda bilgi vermedi... Sorsak mı?''
Luka'nın sözünden hemen sonra, ışıklar karardı. Neru'dan ''Gerek kalmadı...'' diye bir mırıltı çıktı ve Luka ile Gumi'nin kıkırdaması eşliğinde Rook, küçük platforma çıktı. Herzamanki gibi, saçları gözünün önünden çekilmiş olsa bile o kırmızı perçem serbestçe gözünün önünde duruyordu. Ama bu sefer bir fark vardı, Rook'un yanında bir kız vardı. Rook'un omzuna gelen, siyah saçlı bir kızdı. O da Rook gibi, saçının bir perçemini boyamıştı. Ama maviydi. Asıl garip olan, bir gözü kırmızı iken diğer gözünün mavi olmasıydı. Saçlarını iki atkuyruğu olacak şekilde toplamıştı ve Rook'un giydiği kıyafetin mavi halini giyiyordu. Luka'ya döndüm, ''Yanındaki kız kim?''
Luka da bana döndü, ''Bilmiyorum...'' Rook'un yanındaki kız, Rook'a bakıp bir adım öne çıktı ve platformun önünde toplanmış bize döndü, ''Ben, Ruko Yokune. Rook'un kız kardeşiyim. Ayrıca, babamın yönettiği Uta No Kami yarışmalarından birinde yöneticiyim. Abim, biraz bu işi öğreneyim diye buraya getirdi beni. Umarım iyi anlaşırız!'' diyerek gülümsedi. Rook, kız kardeşini gülümseyerek izlerken o da Ruko'nun yanına geçip elini omzuna koyarak konuşmaya başladı, ''Bu bir yana, kişisel gösteri zamanını söylemeyi unuttuğumu fark ettim...''
Ruko, Rook'un lafını böldü, ''Aslında, sadece Luka-san'ları dinliyordu...'' Rook, kız kardeşinin ağzını kapattı ve gülümseyerek konuşmaya devam etti, ''-Fark ettim ve biraz aceleye gelse de, kişisel gösteriler yarından itibaren başlıyor. En iyi performansınızı sunun!'' diyerek kız kardeşini çekiştire çekiştire sahneden indi. Luka, Gumi, Rin, Len, Neru ve ben kahkaha atarken yavaş yavaş yarışmacılar da dağılıyordu. Salonda birkaç kişinin olduğunu fark ettiğimizde, Neru, Haku'yu aramaya çıkacağını söyleyip yanımızdan ayrıldı. Luka ve Gumi beni çalışma odasına doğru sürüklerken Rin, Len'in odasına gidiceğinden emin olmak için onunla gidip sonra geleceğini söyledi. Sanırım, Gumiya'ya küçük bir baskın yapar diye korkuyordu... Çalışma odasına geldiğimde, öncelikle piyanonun başına geçtim. Piyano ve gitar çalmasını biliyordum, bu biraz işime yarardı.
Luka, elini omzuma koydu. ''Bence, yavaş bir şarkı yazmayı dene. Söylemesi daha kolay olabilir senin açından.'' Gumi elini çenesine koyarak yanıma yaklaştı, ''Neru bize sesinin çok güzel olduğunu söylemişti... Ama deneyimin yoksa nereden biliyor?'' duraksadım, ''Küçükken Neru'ya şarkı söylerdim uyutmak için... Ya da duştayken söylerim. Ve ya yalnızsam. Ama bir ay önce, Haku ve Neru resmen yalvardı diye söylemiştim... Annemin bana öğrettiği bir şarkıydı.''
Luka'nın bana bakışlarından söyle demek istediğini anlıyordum. Elimi tuşlara koyup sakince çalmaya başladım. Sanırım yavaş bir şarkı olması gerçekten yararımaydı ama... Bu, benim en iyi bildiğim şarkıydı. Zorlanmadan söyleyebilirdim hep...
***
Şarkı bittiğinde derin bir nefes alıp ellerimi tuşlardan çektim, Luka ve Gumi'ye bakmak için döndüm, Rin de içeri girdi o sırada, ''Bölmemek için dışarıda durdum ama... Bu ses Miku'ya mı aitti?'' dedi şaşkın bir yüz ifadesi ile. Gumi ve Luka da ondan farklı sayılmazdı... ''Kötü mü söyledim?'' dedim gergince. Açıkcası, bu bakışların üstümde olması rahatsız ediciydi. Luka şaşkın ifadesinden kurtuldu ve herzaman ki gülümseyen yüzünü takındı, ''Aksine, çok güzel söyledin. Neru haklıymış...''
''Boşa övmem ben bir insanı!'' diyerek içeri girdi Neru. Saçının tamamını sağ taraftan toplamıştı ve açıkçası bayağı uzundu. Haku da hemen onun arkasından girdi. ''Selam, Luka-san, Gumi, Rin, abla...''
Luka biraz bozuldu, ''Luka yeterli. Haku'ydu, değil mi?'' Haku başıyla onayladı. Ben ellerimi belime koydum, ''Pekala, Neru, Haku, beni buraya dahil etme fikri hanginizden çıktı?'' diye sitem ettim. Normalde, bunun hesabını dönünce Haku ve Neru'yu bir araya getirip soracaktım ama madem herkes burada, sormalıyım diye düşündüm. Neru, sol kolunu kaldırdı ''Benden çıktı.''
Derin bir nefes alıp verdim. Onlara kızamıyordum. ''Luka, Gumi, Rin, Neru... Beraber şu final gösterisi şarkısını yazmaya başlasak mı?'' duraksadım, ''Ve, Haku... Senin katılacağın bir grup var mı?'' diye ekledim Haku'ya dönerek. Başını olumsuz anlamda salladı, ''Ben tek söyleyeceğim. Zaten, Neru ve sen buradasın diye katıldım, yoksa kendime pek güvenmiyorum açıkcası.'' beceriksizce gülümsedi, ''Ben odaya çıkıyorum, akşam görüşürüz.'' diyerek çıktı.
''Pekala... Biz başlayalım.'' derken kapının açılması ile kapıya döndüm. Siyah elbisesi ve uçları renkli olan saçları ile Mayu içeri girdiğinde bir anlığına Len'in bana söylediği cümle, beynimde yankılandı, Bu kız, sevimli görünmesine rağmen bir psikopattı. Rin'e zarar vermişti. Gözlerim istemsizce Rin'e kaydı, korktuğu her hali ile gözlerinden okunuyordu.
''Ah? Üzgünüm, siz mi burdaydınız... Haku çıkınca boş zannettim ve girdim... Ama anlaşılan değilmiş.'' gülümserken birden bire durdu, ''Hah, sen... Kagamine ikizlerinden değil misin?'' eliyle Rin'i gösteriyordu, Luka da başını Rin'e çevirdi. Len'in söylediklerini hepimiz duymuştuk ve haliyle biraz korkuyorduk. En azından ben korkuyordum. Mayu, Rin'e doğru sakince yaklaşırken sessizce cebimden telefonumu çıkarıp Len'i aradım. Telefonu arkamda saklarken amacım sadece sesleri dinletmek ve Len'in anlamasını ummaktı. ''Geçen sefer, abin seni korumuştu değil mi, Kagamine Rin? Ama, bu sefer yok gibi, ha?'' şirin gülümsemesi korkunç bir hal almaya başladığında Len'in telefonu kapattığını fark ettim. Anlamış mıydı? Eğer anlamamışsa, Mayu denenen kızı kendi başımıza göndermek zorunda kalıcak gibiydi...
Mayu, tam uzattığı elini Rin'in omzuna koyucakken, Luka, kolunu Rin'in önüne doğru uzattı ve Mayu ile aralarına girdi. Herzaman gülümseyen, şirin, iyi kalpli Luka gitmişti. Yerine ise, ciddi, korumacı ve korkunç bir Luka gelmişti resmen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uta No Kami [Vocaloid FF]
FanfictionHatsune Miku, bir mektup alıyor, bu mektup onu sahneye çıkarıyor. 'Uta No Kami' (Şarkıların Tanrısı) yarışmasında 1. olacak grup, kim olacak? Bu yazdığım ilk kitabımdır, umarım beğenirsiniz!