*** Hatsune Miku ***
Neru'ya baktım, "Neru... Haku nerede?" Neru düşündüğünü belirten bir mırıltı çıkardı, "Bir arkadaşıyla çalışma odasında olması lazım... Ama kim olduğunu unuttum... Hmm... Kimdi... Sekone Te...Teo? Onun gibi birşeydi."
Duraksadım, "Bakmaya gidelim, merak ettim. Ayrıca Haku bir şarkıya çalışıyorsa bunu izlemek istiyorum!" dedim gülerek.
"Bende, hadi gidelim." dedi Neru ve kol kola girip odadan çıkarak çalışma odasına yöneldik.
***
İçerden gelen sesleri dinliyordum. Şarkıyı Haku'nun yanındaki kişi söylüyordu sanırım. Sesine bakılırsa bir kızdı. "Haydi Tei, toparlayalım." dedi Haku. Tei? Yoksa o Tei dediği kişi... Kapıyı hafifçe araladım ve arkası dönük iki kıza baktım. Tam o sırada melodi başladı. (Multimedia. Bulana kadar canım çıktı ama tam istediğim gibi birşey bulabildim! :D)
***
Haku'nun yanındaki Sukone Tei'yi görmemle şok olmuştum... Sukone Tei, Neru ve Haku'nun çocukluk arkadaşıydı! Şey... Benimle ilişkisi... Beni pek sevmez aslında, neden bilmem... (Y/N: Tei'yi araştırırken Miku'ya karşı bir öldürme arzusu olduğunu görünce cidden sinir oldum... Halbuki ne güzel arkadaş yapma planlarım vardı benim :c) Neru yasladığım kapıyı aralayıp içeri girdi ve elini kaldırıp hafifçe bir selam verdi, "Yo, Tei. N'aber?"
Bende arkasından yavaşça odaya girdim ve Neru'nun yanına durdum. Tei'ye bakmamaya çalışsam da ben odaya girdiğim an Tei'nin bakışlarını bana odakladığını hissedebiliyordum. Yavaşça Haku'nun yanından geçip benim karşımda durduğunda gözlerimi odakladığım yerden kaldırıp Tei'nin kırmızı gözlerine odakladım.
"Miku... Sen de mi buradasın?" gözlerimi hafifçe yana kaçırdım ve Neru'yla Haku'yu gösterdim, "Şey, kardeşlerimin gözümün önünde olması lazım sonuçta..." dedim kısaca. Tei cevap vermedi ve ortam sessizleşti. Tam o sırada odanın kapısı aşırı şiddetli bir şekilde açıldı, "HABERLER KÖTÜ!" diye odaya Len daldı bağırarak. Sonra odadaki kişilere hafifçe göz attı, gözleri Tei'yle keşiştiğinde hafifçe geri sıçrayıp o an odaya giren Gumi'nin arkasına saklandı. Gumi neye uğradığını şaşırırken Tei, Len'e bakıyordu. Len korkmuş gözlerle Tei'ye baktı ve sonra hafifçe kafasını uzatıp bana bakarak Tei'yi gösterdi, "O-O neden burada?!"
Haku, Tei'nin yanına gelip elini omzuna koydu, "Tei-chan mı?" dedi başını hafifçe sağa yaslayarak. Len Gumi'nin arkasından biraz daha çıktı, "Sukone Tei... Sen... Neden buradasın?"
Tei ellerini kavuşturdu ve Len'e aşık gözlerle bakmaya başladı, "Tabii ki biricik aşkımı görmeye geldim, Len-sama~" dedi. Len'in ürperdiğini ve Gumi'nin arkasına biraz daha sindiğini gördüm. Gumi ise kollarını beline koyup olayları izliyordu. Tei'nin sözlerinden sonra içeri giren Gumiya ve Mayu şok olmuş bir biçimde bir Len'e bir Tei'ye bakmaya başladılar. Gumiya öne atıldı ve Tei'nin elini tutarak önünde diz çoktü, "Sukone Tei-chan, değil mi? Sizin gibi güzel bir bayan neden..." dedi ve yüzünü ekşiterek Len'e baktı, "Bu kız kardeş çalan yerden bitme muzu seviyor ki? Anlayamıyorum..." dedi ve tekrar Tei'ye döndü. Tei ise yüzünde mimikten eser yokken Gumiya'nın avcundan elini kurtarıp yüzünü buruşturdu, "Len-sama'ya öyle iğrenç hitaplarda bulunamazsın, yeşillik." dedi ve şok geçiren Gumiya'yı kolayca ayağıyla kenara çekti ve Len'e bakmaya devam etti, "Len-sama, lütfen ona aldırmayın, siz çok mükemmelsiniz~" dedi tekrar eski şirin haline dönüşerek. Mayu Gumiya'ya yapılanı gördüğü an gözlerinden ateş saçmaya başladı, "Sen... Gumiya-sama'ya nasıl böyle davranabilirsin?!" diyerek Tei'nin önüne geçti, (Y/N: TEİ'Yİ EKLERKEN BUNLARI PLANLAMAMIŞTIM HERKES BİRBİRİNE DÜŞMAN OLDU İKİ YANDERE KARŞI KARŞIYA ABOV) Tei, Mayu'ya yukarıdan bakarak konuşmaya başladı, "Hah? Ve sen kimsin?" Mayu hafifçe gülümsedi, "Mayu." dedi sadece. Tei bir adımını geri attı. "Pekala... Birdaha bu aptalla bir işim olmaz... Ama... Seninde Len-sama ile olmasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uta No Kami [Vocaloid FF]
FanfictionHatsune Miku, bir mektup alıyor, bu mektup onu sahneye çıkarıyor. 'Uta No Kami' (Şarkıların Tanrısı) yarışmasında 1. olacak grup, kim olacak? Bu yazdığım ilk kitabımdır, umarım beğenirsiniz!