Bölüm | 7 | ' Şifrenin İzinde '

146 30 11
                                    

Selamlar!  Dayanamadım ve atayım dedim. Oy sınırı geçilmemiş ama olsun... Bu bölüme fazladan yorum sınırı ekledim! Hadi bakalım...
Oy sınırı: 25
Yorum sınırı: 30

İyi okumalar 🥀
...

Soğuk masa lambasının sarı ışığı, haritaların ve belgelerin üzerine titrek bir aydınlık düşürüyordu. İki adam da sessizce karşılıklı oturuyordu. Polis memuru olan Volkan, önündeki kâğıtlara eğilmişti. Ellerindeki tek ipucu, o şifreli mesajdı:

“Kafes doldu, anahtar kayıp. 28 numara karanlıkta kaldı.”

Volkan ellerini saçlarının arasına geçirirken, yanında oturan kıdemli üsteğmen olan Tufan, haritayı gözden geçiriyordu. İki kardeş gibi değil, iki görevli gibi konuşuyorlardı. Yıllar içinde birbirlerinden uzak kalmış, duygusal bağ kurmaya fırsat bulamamışlardı.

“28 nedir?” diye mırıldandı Tufan. Sesi, her zamanki gibi serin ve kontrollüydü.
Volkan alnını ovuşturarak: "Bir numara mı? Bir koordinat olabilir mi? Belki bir tarih?" diye cevapladı.
Tufan omuz silkti: "Örgüt içindeki kod adlarından biri olabilir."

Sessizlik odayı sardı. İkisi de bu kadar basit bir mesajın ardındaki karmaşıklığı çözmek için çabalıyordu. Sanki bir şeyi kaçırıyorlardı, ama ne olduğunu bulamıyorlardı. Zihinlerindeki düğüm, ne kadar uğraşsalar da açılmıyordu.

---

Volkan, gözlerini masadaki haritadan ayırmadan geçmiş operasyonu hatırladı. Örgütün izini sürüp baskın yapmışlardı, ama tam köşeye sıkıştıracakları anda bir grup adam kaçmayı başarmıştı . Aralarındaki darp edilmiş genç çocuk... Volkan’ın aklına, o kısa anlık bakışma geldi. Çatışma ortasında karşılaştıkları genç çocuk... O muydu? Hani şu silah ve uyuşturucu kaçakçılığındaki çocuk. O olmalıydı. Ama kimdi?

Tufan, haritayı katlayıp kenara koydu. Sorusuna giren asker oydu. “Bu çocuğu bulamazsak başımıza bela olacak,” dedi.
Volkan, dişlerini sıktı: “Sıradan biri değil, örgüt için değerli olmalı. Onun peşinden gidecek kadar gözlerini kararttıklarına göre bir şey biliyor olmalı."

Tam bu sırada, istihbarat biriminden iki kişi odaya girdi. Biri deneyimli bir kadın analist, diğeri ise genç bir veri uzmanıydı. Ellerindeki belgelerle masaya yaklaşıp bilgisayarlarını açtılar.
“28 sayısı, örgütün operasyonel şifrelerinden biri olabilir mi?” diye sordu kadın.
Genç analist, hızlıca veri tabanına bakarak başını salladı. “Bu kodla ilgili hiçbir kayda rastlamadık,” dedi. “Ama daha önce de örgütün böyle bilinmeyen şifreler kullandığını gördük.”

Tufan, kollarını göğsünde birleştirip düşünceli bir şekilde sordu:
"28... Bir gün mü, yoksa kişi mi? Belki de 28 gün içinde bir şey olacak?"
Volkan, kardeşine doğru bakarak: “Belki birini temsil ediyordur,” dedi. "Bireylere isim yerine numaralar veriyor olabilirler."

Bu fikir, Volkan’ın zihninde birden anlam kazandı. Birini sadece bir sayı olarak görmek… Bu, örgüt için gayet olasıydı. Ama kimdi bu 28?

---

Bilgisayardaki verileri hızla tarıyor, ama yine de bir sonuca varamıyorlardı. 28’in kim olduğu veya ne anlama geldiği hakkında hâlâ karanlıkta kalıyorlardı. Çocuğun adını bile bilmiyorlardı. Ellerinde yalnızca bir sayı vardı: 28.

Tam bu sırada, kapı hızla açıldı ve içeri bir polis memuru girdi.
“Bu, az önce karakolun önüne bırakılmış,” dedi nefes nefese. "Bir zarfın içinde bir flash bellek vardı."

Volkan ve Tufan, aynı anda belleğe baktılar. Zarfın üzerine yalnızca bir şey yazılmıştı:
“28.”

---

Volkan, belleği hemen bilgisayara taktı. Ekranda bir video dosyası açıldı. Loş bir odada çekilmiş, netliği düşük ama içeriği oldukça rahatsız edici bir görüntü belirdi.

Ekranda, genç bir çocuk elleri ve ayakları bağlı halde yerde yatıyordu. Vücudunda darp izleri ve yanıklar vardı. Çocuğun yüzündeki acı, ekrandan taşıyordu.

Volkan’ın nefesi kesildi. "Bu çocuk... Bu o!" diye fısıldadı.
Tufan, soğukkanlılığını kaybetmemeye çalışarak ekrana baktı: “Ona bunu kim yaptı?”

Video devam ederken, kameranın arkasından bir ses duyuldu:
"Onu bulduğunuzda çok geç olacak. 28’e ihanet etmesinin bedelini ödeteceğiz."

Ekran karardı. Odadaki herkes donup kalmıştı.

Volkan, dişlerini sıkarak, gözlerini ekrandan ayırmadan mırıldandı:
“Kim olduğunu bilmiyoruz, ama onu bulmalıyız.”

---

Evvettt?! Nasıl buldunuz bakalım.

28 hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ve birde bölümler kısa oluyor ya ndmsnsj

Neyse bakalım uzayacak inşallah, ee alıştınızmı bu hikayeye?

O zaman hadi bysss 🙈

28: Ölümden ÖnceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin