Okula doğru yavaşça yürüdüm.Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle.
Aksel'le çıkmaya başlamıştık yaptığı konuşma sayesinde evlenme teklifi etti gibi düşünmek istemiş ve 'biz buradan nikah dairesine mi yani?' dediğimde yüzündeki şaşkınlık görülmeye değerdi.
Bir süre kendine gelememiş, afallayarak yüzüme bakmıştı.
Okula geldiğimde bahçeye girdim.
"Kuzen!" diye bir ses geldiğinde yanlışlıkla duyduğumu düşünerek yola devam ettim çünkü Çınar şimdiye kendi şehrine gitmiş olması gerekiyordu.
"Leoparlı donumu hala bulamadım!" diyerek sesini yükselten kişiyi duyduğumda gözüm kocaman açıldı.
gerçekten burada mıydı!
arkamı hızla döndüğümde gördüğüm süliet beni güldürdü.
çınar, sallana sallana yürüyerek bana doğru geliyordu.
"Burada ne işin var lan!" dedim şaşırarak.
"Artık burada ne işin var demene gerek olmayacak Güneş'cim.Buraya taşındım hatta bu okula nakil oldum." Önümden yürüyerek geçerken kaşlarım çatıldı ve ona doğru koştum.
"Hayır böyle birşeyi kabul etmiyorum!" Öfkeyle söylediklerim kahkaha atmasını sağladı.
"Bu arada annem leoparlı donunu yer bezi olarak kullanıyor!"
&
Bıkkınca oflayan Çınar'a gülerek baktım.
bütün kızlar onun peşine düşmüştü. Yakışıklı, kaslı ve okula yeni gelmişti.Böyle birini kaçırmazlardı.Evde nasıl olduğunu görseler yanına bile yaklaşmazlar.
o ise öfkeyle kızlara bakıyor ve kulaklarını tıkıyordu.
sınıfa bir kız girdi.Simsiyah saçları vardı ve ela gözlüydü.Minyon bir tipi vardı ve etrafa kaçamak bakışlar atıyordu.
Çınar'la göz göze geldiklerinde bakışlarını kaçırdı ve cam tarafı, en arkaya oturdu.
Yeni gelmiş olmalıydı.
Çınar, diğer kızlar gibi yanına gelmediğini farketti.Kız ilgisini çekmişti.Gözlerindeki parıltıdan bunu anlamak fazla kolaydı.
kızdan zorda olsa gözlerini ayırarak benim yanıma adımladığında kuzenim olduğunu bilmeyen kızlar bana sinirle bakmaya başlamışlardı.
Ne yani bir çocuk için bana düşman mı kesileceklerdi?
Kız gücü bitmiş valla!
"Kuzen?"
ne söyleyeceğini bildiğim için Çınar'a baktım.
"He Çınar.Öğrenirim ben ismini.Hatta sizi tanıştırmaya da çalıştırırım."
sırıttı. "Yahu sen cansın!"
"Ha bu arada.Geçen numarasını istediğin kargocu kıza noldu?"
"Kızın manitası varmış ya.Hiçte söylemiyor.Az kalsın dayak yiyordum.O kıza sevgilin var mı diye de sor da yeni bir sürprizle daha karşılaşmak istemiyorum." Söylediği şeylere kahkaha atarken sıramdan kalktı ve kendi sırasına oturduğunda Aksel kapıdan içeri girdi.
ona gülerek baktığımda benim güldüğümü görmemişti çünkü başı aşağı doğru eğikti.
Kaşlarım yavaşça çatılırken yanıma öylece oturup yüzünü kollarının arasına gömmesini izledim.
"Aksel?" Yüzünü kaldırıp bana bakmadı.
Aklıma gelen şeyler hiç iyi şeyler değildi. "Aksel yüzüme bak." Yavaşça kafasını tutup kaldırdığımda itiraz etmeden kaldırdı.
Dudağının ve kaşının patladığını yanağında ise bir morluk olduğunu gördüğümde "sana noldu böyle!" diyerek yarasının üstüne dokundum.
Yüzünü yavaşça buruşturdu.Canı yanmış olmalıydı.
"Kavga ettim."
"Neden kavga ettin?"
"Sataştılar."
"Aksel neden kavga ettin?" Yavaşça yüzüme baktı.İnanmadığımı biliyordu ve bu onu mutlu etmişti çünkü onu iyi tanıdığımı düşünüyordu.
"Babama laf ettiler." Sustum.Sadece gözlerine baktım.Onu bıçaklayan, babası olarak gördüğü adam beş para etmezken onun için kavga edecek kadar değer veren biriydi Aksel.
"İstemedim gerçekten ama-"
"Açıklama yapmana gerek yok Aksel.Seni seviyorum." Gözleri aşkla parladı.Belki de sevilmenin, sevincidir bu.
"Önce yaralarını saralım mı?"
"Saralım.Senden başka kimse bunu başaramaz çünkü." O sırada Bahar'ın, sınıfa doğru bağırarak söylediği şey Aksel'e doğru dönmeme sebep oldu.
"Aksel'le Eda eski sevgiliymiş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NÖTR
Teen FictionGüneş, sınıfa yeni gelen sessiz sakin bir çocuğun hakkında dedikodular duyar. Onun daha önce hiç sevilmediğini duyan Güneş, bunu kabul etmek istemez çünkü bu dünyada sevilmeyecek kimsenin olmadığına inanır. Yanına giderek onunla konuşmaya çalıştığın...