✐54✐

207 31 7
                                    

"Ona kendimi gösterdim. Hani bir tek senin beni öyle gördüğün an..."

Jungkook çenesinin kasıldığını farkında değildi. Demek ona hassas noktasını göstermişti? Ondan başkasına...

"Vee... İstemediğini söyledi. Yani senin dediğin doğru çıktı. Sevilebilecek bir insan değilmişim."

Jimin acı bir şekilde gülümsediğinde gözlerinin dolduğunu fark etmemişti. Fakat karşısındaki bu görüntü ile pek de iyi hissetmiyordu.

"Ben öyle demek istemedim..."

İtiraf etmek istedi. Aslında 'Seni kıskandığım için yediremedim ve canını acıtmak istemiştim.'

"Ah, sorun değil. Teknik olarak doğru çıktı."

Jimin kıkırdadığında Jungkook için hiçbir şey değişmemişti. Gülünecek hiçbir şey yoktu.

"Sen mi ayrıldın?"

Jimin onaylarcasına başını salladı ve bacaklarının arasına ellerini koydu.

"Hm hm. Onun yanından geliyorum. Bana 'Cinsiyet değiştirme hakkında ne düşünüyorsun?' dedi."

Jungkook şaşırmak istedi. Bu kadar ileri gitmiş miydi bu şerefsiz?

"Keşke o gerçek halimi göstermeseydim. Sevileceğim sandım."

Jimin üzüntüyle koltuğa bakarken Jungkook istem dışı öne atılmıştı.

"Gerçek halinde bir şey yok. Sürekli seksi olmak zorunda değilsin. O halin bence daha doğal ve tatlı."

Siktir! Çok mu belli etmişti?! Niye ona garip gözlerle bakıyordu?

"Sahiden mi?"

Jungkook arkasına yaslanarak göz temasından kaçtı. O kadarına cesareti yoktu.

"Yani. Öyle ayrılmalık bir durum olmazdı."

"Sen peki... Sevgilin böyle olsa ve artık gerçek haliyle gezinmek istese ne derdin?"

Jimin Jungkook'un ne diyeceğini merakla bekliyordu. Çünkü o birçok kişiye nazaran dürüst ve açık sözlüydü. Jungkook'un ise içinde fırtınalar kopuyordu. Ona sevgili iması mı yapmıştı o??

"Yani, açık konuşmak gerekirse... Gerçek halinle gezinmeni tercih ederdim. Çünkü ben biraz kıskancım. Niye seksi halini herkes görsün ki?"

Jimin kurulan cümlelerde sahiplenme tınısını hissettiği an yutkundu. Gözlerini kıpraştırırken içinde oluşan garip hissi yok saymaya çalıştı. Kalbi artık her önüne gelene atıyor muydu? Bozulmuş muydu?

"An-anladım."

Sessizlik hakimdi. İkisinin de gözlerini kaçırırken Jimin sessizlikten rahatsız olmuştu.

"Senin niye moralin bozuk?"

Jungkook transtan çıkarak yüzüne baktı. O geldiğinden beri nasıl üzüntüsünü unutmuştu ama...

"Önemli bir şey değil."

Dedi yalan söyleyerek. Fakat bir şeyi merak ediyordu. Ve kafasındaki bu antlaşma olursa işte o zaman mutlu olacaktı.

"Bir antlaşma yapalım. Anlatırım. Fakat bir şartla."

Jimin kaşlarını çatarak odağını verdi.

"Dinliyorum."

"Sana anlatırım. Ama sen de bu görünüşe niye bu kadar hassas olduğunu anlatırsın..."

Pekala, bu ağır bir cümleydi. Ağır bir antlaşma. Jimin yerinde doğruldu. Niye bu kadar merak ediyordu? Doğrusu... Kendisi niye onun hayatını bilmek için bu kadar meraklıydı? Yutkundu. Stresle dudağını kemirmeye başlamıştı. Ona güvenebilir miydi? Gerçi, şu ana kadar ona bir yamuğu olmamıştı. Tamam, kabul edecekti.

ÇAPKINKOLİK - TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin