Başımı kaldırdığımda karnımda ki yaramı unutmuştum.Çok hızlı hareket ettiğim için feci bir ağrı saplandı.Karnımı tutup iki büklüm oldum.Ama 'O' beni tekrar kucağına alıp yolun karşısına taşımaya başladı.Hem sinirlerim hem de ağrım yüzünden gayet uysaldım.
'Lütfen sadece ah... bir dakikalığına şu kaldırıma oturmak istiyorum.'
'Canım arabaya kadar sabret,daha rahat edersin.'
Ama benim bir saniye daha sabredecek gücüm kalmamıştı.
'Lütfen bekle.'
'Tamam bebeğim.'
Beni kucağından indirdi bende kaldırama oturdum,daha sonra biraz uzanmaya karar verdim ve kaldırıma uzanıp soğuk taşlara yanağımı yasladım.Sonra bakışlarımı 'O' na yönlendirip yüzünü incelemeye başladım.Bana bakıyordu.Yüzünü bir tebessüm kapladı.
'Orada rahatmısın?'
'Evet soğuk taşlar iyi geldi.'
Sonra 'O' nda öyle bir ayrıntı fark ettim ki küçük çaplı bir çığlık atacaktım.Hem şimdiye kadar fark etmediğim için hemde 'O' nun böyle birşey yapmasına sebep olan şeyi bilmek istediğim için.
'Hey... sen saçlarına ne yaptın?'
'Ahh evet (kafasına dokunup) o kadar uzun süre fark etmedin ki kavga esnasında kafana darbe yediğini düşünmüştüm.'
'Evet her neyse.'
O saçma espiri yeteneği hiç bir yere gitmemişti.
'Eee beğendin mi?'
'Bilmem ehh işte saçların yok ne diyebilirim ki.'
Kaldırımdan kalkıp yavaşça yürümeye başladım,arkamda varlığını hissediyordum.Arkama dönüp,
'Peki tamam herşey için teşekkür ederim,ben bundan sonra devam ederim arabam sokağın karşısında kendine iyi bak.'
'Hayır hiç sanmıyorum.'
'Ne--'
Beni tekrar kucaklayıp caddenin soluna doğru yürümeye başladı,etrafımızdaki bazı insanlar tezahürat yapıp alkışlıyorlar,bazıları da gülüp yanlarındakine bizi gösteriyorlardı.
'Tamam yeterince utandım seninle uğraşacak gücümde yok,nereye gidiyorsak gelicem,yeter ki beni kucağından indir.'
'İndirmem,bence sen eğlenmene bak,'
'Uyuz adamın tekisin.'
Güldü ve,
'Duyamadım.'
Dedi,ama ben onunla uğraşmayacaktım.
'Yok birşey.'
Güldü.Gülüşü herşeyi yumuşatabilirmiydi? Şimdi biz şu an gerçekmiydik? Her ne kadar istesemde onu affedemiyordum.Ama bir kaç saniye yüzüne bakmak sinirlerimi tuzla buz ediyordu.Geçmiş siliniyordu.Arabasına geldik kilidi açıp beni yolcu koltuğuna oturttu ve kendi tarafına geçti.Arabaya binip beni inceledi.
'Ah şunu unutmuşuz.'
Dedi.Emniyet kemerini çekip yerine takarken yakınlığından dolayı başım döndü.
'Tamam hazırız hadi gidelim.'
Arabayı sürerken 'O' nu incelemeye başladım.Tekrar her zerresini aklıma kazımaya çalışıyordum.
Evin önüne gelince oda bana döndü.Utanmıyordum yada ona kızgın olduğum için yüzümü çevirmiyordum onunda bana bakmasını istiyordum.Aramızda ki mesafelerden bıkmıştım artık.Ama geçmiş kolay unutulmuyordu.
'Benim gitmem gerek teşekkürler iyi geceler.'
Kapıyı açtım arabadan ineceğim sırada,
'Sanada iyi geceler aşkım, ama şunu unutma senden vazgeçmem asla.'
Kapıyı kapattım hızla evin kapısına yürüdüm,anahtarımı çıkarıp titreyen ellerimle deliğe sokmaya çalıştım,ama lanet olası girmiyordu.En sonunda oldu kilidi açıp kendimi içeri attım ve arkama bile bakmadım.Çünkü gelecek beni geçmişten daha çok korkutuyordu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the dark side
RomanceLondra'ya giderken düşündüğüm tek şey kariyerimdi ama hesaba katmadığım şeyler vardı...