16-

103 18 0
                                    

Jungkook|

Burnuma ulaşan güzel kokular eşliğinde gözlerim açılırken, gerilerek esnedim.

Dün gece üzerinde uyumuş olduğum kanepeden ağır adımlar eşliğinde kalkıp banyoya adımlarken boynumdaki sancıya küfrediyordum.

Kafamı hiçbir şekilde hareket ettiremiyorken avucuma doldurmuş olduğum suyu hızlıca suratıma çarparken uyku mahmurluğundan kurtulduğum için mutlu olurken, hızlıca dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım.

Tek elim ensemde tutulmuş olan bölgeyi ufalamaya çalışırken uyandığımdan beridir burnuma ulaşan güzel kokuların rotası olan mutfağa girdim.

Karşımda annemi beklerken Taehyung'u görmek garip geldiği için kaşlarım çatıldı. "Günaydın." diyebildim utana sıkıla. Çünkü dün gece aklıma gelenler yüzünden hızlanan kalbimi neye yorabileceğime dair bir fikrim yoktu.

Aklıma dolaşan anlar yetmezmiş gibi gözlerimin önüne gelince, bana gülümseyerek bakan erkeğin samimi bir şekilde, "Günaydın." demeyi ihmal etmeyerek karşılık verdiğini fark edemedim.

Hazırlanan masaya oturmak için çektiğim sandalyenin üstüne oturdum. Bana bakmayı kesip tezgâhın önünde duran Taehyung, çırpmayı bıraktığı yumurtasına geri dönerek bıraktığı işine devam etmek adına sırtını bana döndü.

Yapılı vücuduna arkadan bakarken, yutkundum.

Geniş omuzlara sahipti.

"Omlet seversin, değil mi?" Bana doğru yönelttiği sorusuna arkası dönükken salladığım kafamla beraber, "Evet." dedim.

Çırptığı yumurtayı önceden yağlayıp ısıttığı tavanın üzerine hızlıca dökerken, "Harika." dedi ve bana döndü.

"Okula kaç saat var Jeon?" Telefon ekranımı açıp saate baktım. "Bir buçuk saat."

Aldığı cevap sayesinde kalın dudaklarını yayarak kare görünüme sahip olan gülüşünü gözlerimin önüne serdi.

Kalbim aniden hızlanırken bakışlarımı kaçırdım.

"Dün gece iyi uyudun mu?" Taehyung'un bana yönelttiği soruya karşı kendisine bakmadan kafamı onaylar anlamda salladıktan sonra, "Dün gece seni yanıma çağırmak için salona geldim ama uyuyor olduğunu görünce karışmak istemedim. Üzerine odanda bulduğum yorganı attım sadece, kusura bakma." diye açıklama yapmasına karşı alt dudağımı ısırdım.

Kalbimin böyle hızlanması, ona ısınmam hiç hayıra alâmet değildi.

"Teşekkür ederim." dedim sadece. Ancak kendisi konuşmak istermiş gibi devam etti. "Odan aynı sen kokuyor."

"Nasıl yani?" Bir anda gerilirken, "Kiraz ve frezya karışımı bir kokun var, oldukça güzel." dedi ve daha çok gerilmeme sebep oldu. "Bağımlısı olunacak bir koku."

"Taehyung..." Başladığım cümleyi nasıl bitireceğimi tahmin edemeden, "Efendim." diye bana karşılık vermesine karşın içimi dökemeyeceğimi bildiğim için, "Boynum tutuldu." dedim.

Oysa sadece kalbimi hızlandıran kişinin neden sen olduğunu soracaktım.

Aniden önünde pişmiş olan omletin altında yanan ateşi kapatıp arkama geçti. "Masaj yapmamı ister misin?"

"Olur." dedim ve uzun, kemikli parmaklarımın enseme dokunmasına izin verdim.

Dokunduğu yer alev alev yanıyormuş gibi sıcaklarken, derince iç çektim. "Kalbim neden böyle hızlı atıyor?" dedim kendi kendime.

"Duyamadım?" Taehyung bir anda konuşunca aceleyle, "Ellerin diyorum, iyi masaj yapıyor." dedim.

Duydukları hoşuna gitmiş gibi parmaklarının baskısını arttırırken, "Öyle mi?" dedi derin sesinin verdiği eşlikle.

Hiçbir şekilde cevap vermezken, birkaç saniye sonra parmaklarını ensemden çekip tezgâhın önüne tekrardan geçip pişmiş omleti masaya bıraktı ve karşıma oturdu. "Afiyet olsun."

"Sana da."

Hafif sohbetler eşliğinde kahvaltımızı yapıp okula hazırlanmak için her ikimiz de odama beraber girdik.

"Formam yanımda değil." Taehyung'un sesini duyunca arkamı dönüp, "Benim yedek formam sana olur mu?" dedim çekinceyle.

"Var mı?"

"Var."

"Çıkart bakalım." Duyduklarım dolabımın kapağını açıp alt rafa doğru eğilmemi sağlarken, parmaklarımla aradığım formayı bulunca avuçlarıma sıkıştırıp çıkarttım. "Annem iki beden büyüğünü de almıştı bana okula ilk başladığım zamanlar, ne olur ne olmaz diye."

Çıkarttığım formayı kendisine doğru uzatıp masanın üstünde olan, benim giyeceğim formayı aldım.

"Ben banyoya gideyim." dedim rahatsızlık vermemek adına. "Gerek yok." diyen Taehyung ardından üzerindeki tişörtü çıkartırken, nefesim kesildi.

Tanrı aşkına, esmer teni ne de güzeldi! Yapılı vücudu ve hafif terlemiş üst vücudu dudaklarımı ısırmamı gerektirdi.

"Dur!" Sesim bir anda yükselirken, "Ben çıkayım." diye devam ettim ve kendi odamdan çıktım.

Taehyung'un kıkırdayışını duyuyordum ama irdelemeden hızlanan nabızım eşliğinde banyoya ilerleyip giyinmek için soyundum.

***

Okulun bahçesinden birlikte girince çoğu göz ben ve Taehyung'un üzerine yerleşmişti.

Taehyung evden çıkmadan önce kafasındaki bandajı çıkartmış ve saçlarını dağıtarak gelmişti okula.

Yan yana oluşumuz çoğu kişiyi şaşırtırken, beni bekleyen arkadaşlarımın suratları kireç gibiydi.

Onların yanına hızlıca ilerlemek için adımlarımı hızlandırmak için yeltenirken, Taehyung hızlıca elimi tuttu.

Bakışlarım elimi tutan esmere giderken, "Akşam bana yazmayı unutma." dedi. Başımı sallamamla birlikte gülümsedi ve tuttuğu elimi bırakıp saçlarımı karıştırdı. "Sevimlisin."

Bir şey demeye gerek duymadan hızlıca arkadaşlarımın yanına koşuşturdum, kendisinden kaçmam mümkünmüş gibi.

Oysa ben nereden bilebilirdim Taehyung'un bana ilk tanıştığımız günden beridir yakın olmak adına her şekilde bana yaklaşmak adına adımladığını.

Attractive Bum || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin