10 ay sonra
Kapıyı tıkladım. Kapıyı Zenitsu açtığında sevinmiştim.
"Merhaba." Dedi, gülümseyerek. İlk yaptığım şey hızla elimdeki kutuyu göstemekti. Bu ona aldığım pasta kutusuydu. "Senin için bir sürprizim var!" Diyerek başımı yana eğdim.
Giriş kapısını tamamen açtı, meraklı gözleri kutuyu süzüyordu. Altında ki Mickey Mouse'lu pijamasını görünce biraz kıkırdamıştım. O ise elimdeki kutuya hala daha gözleri parlayarak bakıyordu. Bu daha da gülümsememe neden olmuştu.
"Hiaa! Gerçekten mi, ne al-" Zenitsu cümlesini tamamlayamadan bir kaç bağırış duydum -kulağıma bir kaç cam kırılma sesi- de gelmişti. Kaşlarımı çattım.
"Ah şey, bugün müsait değil misin? " Dedim endişeyle.
"Yo sadece-"
"Zenitsu-nii! Yuji bana oyuncağımı vermiyor!"
"Ama oynama sırası bendeydi, Nobara haksızlık yapıyor bişey söyle Zenitsu-nii!"
Zenitsu'nun yanına gelen iki çocuk gördüm ikiside beş altı yaşlarına benziyordu. Biri kız diğeri ise erkekti. ikiside koşarak Zenitsu'nun ayağına kollarını doladılar. Kaşlarımı çattım bunlarda kimdi?
"Yuji, Nobara! Size yerinizde oturun kapı çalıyor iki dakikaya geliyorum dedim, ne için-!"
"Ama Zenitsu-nii, Yuji bana oyuncağımı vermiyor!"
"O senin oyuncağın değil ikimizin oyuncağı ve sıra bende dedim! Haksızlık etme Nobara!"
Küçük atışmalarına gülmeden edemedim. Ben gülerken Zenitsu bana döndü. "Özür dilerim, yengemler Shibuya'dan ziyarete geldilerde. Sonradan annemle alışveriş yapacaklarını söylediler ve ikizlere bakmam için bana verdiler. Biraz karışık bir durumdayım." Ardından kapının önünden çekilip eli ile içeriye işaret etti. "İstiyorsan, içeri gel ayakta kaldın."
Kafamı salladım ve ayakkabılarımı çıkartıp hızla girdim.Yuji ve Nobara'nın ikiz olduklarını duyunca birbirlerinin anlaşamamasına şaşmamlı diye düşündüm.
Elimdeki kutuyu, Zenitsu'ya gösterdim. "Şey bunu hazırlamam gerek mutfağı kullanabilir miyim?"
"Tabii ki,"
İkizler Zenitsu'ya şok içinde bakmış ve ayaklarına yapışmayı bırakıp koşarak mutfak kapısının önüne geçmişlerdi.
"Hayır!"
"Olmaz!"
İkisi teker teker bunu demişti. Oraya doğru yürüyence endişe ile bana bakmıştı ikisi.
"Olmaz!"
"Hayır!"
Bu sefer tam tersini demişlerdi. Zenitsu hızla yanlarına varıp kollarını belinin iki yanında birleştirerek sinirli bir ifade aldı suratına. "Siz ne saklıyorsunuz!"
"H-hiç..." Dedi Yuji. "S-sadece..." Diye de açıklık getirmeye çalışıyordu Nobara.
Zenitsu bir şeyler olduğunu anlayacak ki hızla onları kapıdan iteliyerek mutfağın kapısını açtı.
"Onii hay-!""
"sakın-"!
"NE OLDU BURADA!" Zenitsu bir anda bağırınca yerimde neredeyse sıçramıştım. Sesinin bu derece tizliğini ilk defa duydum. Merakla Zenitsu'nun arkasından girdim. Girdiğim manzara karşısında bende şok oldum.
Yerde kırılmış cam parçaları, uzun ve mutfağın ortasında olan adanın üstüne dökülmüş baharatlar, mutfaktaki tüm dolaplar hatta bunlara üst dolaplar da dahil, ketçap bulaşmış, ve bir kaç malzemenin yeri tamamen farklı yerlerdeydi; buna musluğun içinde duran okul çantasını örnek verebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑌𝑒𝑛𝑖 ٭𝑇𝑎𝑛𝑧𝑒𝑛٭
Fanfiction"Beni sevmiyor musun? Tanjiro-kun." "Ben öyle bir şey deme-" söylediğim şeyin farkına varır varmaz susmuştum. Bu gidişatı kabul ediyor muydum. "O zaman ben... Ve sen..." Sustu. Göz yaşlarını kollları ile sildi. "Birlikte." Derken iki elini bir çoc...