Keyifli okumalar
Sesini açtığıma bin pişman olduğum telefonum çalıyordu. Delirmek üzereydim, kim arıyordu sabahın köründe? Telefonu alıp öfkeyle "Alo," dedim. "Nasıl olduğunu merak ettim," Sonay'ın sesini duyunca öfkemi bastırdım.
"İyiyim, dört kere aramasaydın mışıl mışıl uyuyordum şu an."
"Saat üç, Talia. Bu saatte nasıl uyuyabiliyorsun?" Telefonu kulağımdan çekip ekrandan saate baktım, gerçekten saat tam üçtü.
"Çok yorgundum."
"İyi misin, Tali?"
"Evet, iyiyim. Neden ısrarla nasıl olduğumu soruyorsun?"
"Çünkü seni en son göreli bir buçuk ay olacak." O kadar olmuş muydu? Zaman gerçekten çok hızlı geçiyordu.
"Merak etme, iyiyim ben. Mümkünse biraz daha uyumak istiyorum."
"Aybars'ı gördün mü?" Aramasının asıl sebebi bu olmalıydı, beni merak ettiği falan yoktu muhtemelen. "Evet, dün beraberdik. Neden soruyorsun?"
"Bir şeyler karıştırıyor, o. Seni de peşinden sürüklüyor anlaşılan." Ne karıştırdığını biraz bile merak etmiyordum. Muhtemelen tek bir şey değil, birçok şey karıştırıyordu ve benim umurumda değildi. Sadece uyumak istiyorum. "Anladım, kapatıyorum." Vedalaşıp telefonu kapattığımda kafamı yastığa geri koydum. Uykum kaçmıştı ama hâlâ yorgun hissediyordum. Bedenimde hiç dinmeyen bir yorgunluk vardı.
Yatakta doğrulup ayaklarımı sarkıttım. Yatmak istemiyordum, kalkmak da istemiyordum. Kalkıp üzerimdekileri çıkarıp banyoya girdim. Soğuk su bedenime değdikçe uykum açılıyordu. Banyodan çıkıp saçlarımı kuruttum. Salona geçmek üzereyken telefonumun çalmasıyla derin bir nefes aldım. Hiç çalmayan telefonum bu aralar haddinden fazla çalmaya başlamıştı. "Ne var?" dedim, ekranda yazan isme bakmadan.
"Sana da merhaba, Talia."
"Yeni mi uyanıyorsun sen?"
Mutfağa geçip telefonu hoparlöre alıp tezgâha koydum. "Evet, bu salak telefon haddinden fazla çalıyor. Eğer aramalarını açmazsam bil ki öldüğümden değil, telefonu paramparça ettiğimdendir."
"O zaman telefonunu sağlam tut çünkü bir süre gitmem gerekiyor." Ha, yine mi? Şimdi ne için gidecekti? "Sen hep böyle ortadan kaybolacak mısın?"
"Seni de yanıma götürmek isterdim ama çalışıyorsun, okulundan olmanı istemem."
"Çok sağ olun Aybars Bey, siz beni böyle çok düşünmeyin. Ben belamı arıyorum, biliyorsunuz ki-"
"Belanı aradığını farkındayım." Belanın kendisi olduğunun da farkında mıydı acaba?
"Ne zaman gideceksin?"
"Bu akşam. Gitmeden uğrarım, uğrayamazsam da artık gideceğimi biliyorsun."
"Biliyorum."
"Görüşürüz, kendine iyi bak."
Yine gidecekti ve haftalarca ortadan kaybolacaktı. Favori aktivitesi kesinlikle ortadan kaybolmaktı. Karmaşık bir adamdı, bulmaca gibiydi. Ama her bulmaca elbet bir gün çözülürdü. Çözmem çok uzun zaman alacaksa bile çözmeyi en çok istediğim bulmacaydı Aybars.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ÖRTÜLÜ NİYETLER- +18
Romance-Gece uyurken sabah olacağını, güneşin doğacağını bilerek gözlerimi kapatıyordum. Ama o sabah uyandığımda odam kapkaranlıktı. Bir daha güneş doğmadı, odamın ışığı hiç açılmadı, kapım hiç çalınmadı...-