Balkondan çıkıp içeri gider Arkasından Ahmet'te gelir.
Feride söze girerek "Misafirlerimiz tekrardan hoşgeldiniz şimdi Sıla'ya doğum günü sürprizimiz var ama bu süpriz oyun oynayarak Sıla bulacak.Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim.Şimdi bizler elimizde kâğıtlarla durucaz.Sıla gözü kapalı kâğıdı tutan bir kişiye sarılacak.
Ve Sılaya o süpriz verilecek veya Sıla o sürprizlerden birini yapacak."
Sıla Feride'nin yanına gelip "Ben çok heyecanlıyım bi an önce yapalım."
Ahmet söze girerek "Hazırsak o zaman Sıla'nın gözlerini kapatıp kâğıtları fikir sahiplerine verelim."
Sıra şu şekildeydi:
Sıla'nın yakın arkadaşı,Mert,Sıla'nın yakın arkadaşı,Annesi,Feride ve Ahmet.
Sıla'nın gözlerini kapatıp herkes kendi süpriz fikirlerini ellerine alırlar.
Feride başka bir yöne doğru gidip "Başlayabilirsin Sıla...(Geri kendi yerine gider.)"
Sıla ellerini öne uzatmış şekilde ararken Önce Annesi'nin yanından geçip sonra Feride'yi de geçip Ahmet'in olduğu yerde durup sonra geri Feride'ye doğru gidip kollarını geniş açıp sarılır ama sarıldığı kişi tek değildi evet Sıla hem Ahmeti hem Feride'ye sarılmıştı.Vücutları birbine değen Ahmet ve Feride utanmıştı.O sırada Mert'in sesiyle Sıla gözlerini açar
"Bir taşta iki kuş vurdu be Helal olsun kız sana..."
Sıla Şaşırarak "Aaa Abim ve Feride'ye mı sarılmışım bende diyorum niye bu kadar büyük birine sarıldım."
Annesi lafa girerek "Neyse Canım Kaderde buymuş o zaman ikisininde sürprizlerini yapsınlar."
Feride söze girerek "Ben sana Bir anı defteri yapmıştım Yani Ahmet te yardım etse de resim konusunda sen ve sevdiklerinin olduğu bi ani defteri al bu benden sana doğum günü hediyen İyi ki doğmuşum iyi ki seni tanışmışım..."(Sıla hediyesini alıp birbirlerine sarılırlar.)
Ahmet "Evet Sıra geldi benim hediyeme al bakalım aç." Sıla hediyeyi alır ve açar.
Sıla sevinçle "Hatırlıyor musun küçükken pembe taşlı bi kolye görmüştüm bunu çok istiyordun içi açılan kalpli bir kolye o bu kolye mı?"
Ahmet sılaya sarılarak "Evet güzel kardeşim ben seninle ilgili hiçbir anımızı unutmadım."Sonra parti devam eder herkes çok mutlu hatta Sıla bile ilk kez yıllar sonra doğum günü kutladığı için ama en çok mutlu olan Ahmet ve Ferideydi Sıla'nın mutlu olmasına mutlu olmuşlardı sevgi böyle bir şey miydi...Birinin mutluluğunda deli gibi mutlu olmak.
Anne evde kalır,bütün misafirler gider tek bir kişi kalır ve Ahmet "Şist hayırdır semin burda ne işin var gitsene evine..."
Evet bu kişi Faruktu.
"Evim çok uzak Ahmet'cim..."
Ahmet sessizce "Bide Ahmetcim diyor bi tane geçirecem görecek."
Faruk Ahmet'in dediğini anlamayarak "Efendim bir şey mi dedin."
Ahmet sinirle "Bak Oğlum..."
Diyip Faruk'un yakasına dayanır ve "Bak bu Kadar misafircilik yeter onu bizle gelmeden önce düşünseydin."Ahmet Faruk'u o kadar sert tutar ki Faruk resmen ecel terleri döker tam o sırada koridordan geçen Feride görür "Hey Hey Ahmet napıyorsun bırak onu..."
Faruk hemen "Feride kurtar beni bu yabanın elinden..."
Feride bağırarak "Ahmet durur musun kes şunu artık bırak onu..."
Ahmet Faruk'un yakasını bırakır.
Feride ikisinide bakarak "Siz ne için kavga ediyorsunuz gine..."Faruk el kol hareketleriyle "Bu adam beni evden kovuyor ben evim uzak diyorum gece gece gidemem diyorum ama anlamıyorum."
Feride Ahmet'e dönerek "Yani Ahmet bunu için mi onu dövecektin kalsın bu gecelik ne olacak yarın sabah gider."
Ahmet duraksayıp "Ama Feri-..."
Feride Ahmet'in sözünü keserek "Beni birazcık bile olsa seviyorsan lütfennnn..."Ahmet düşüncelere dalıp "(Seni ne kadar sevdiğimi bir bilsen sen bile şaşırırdın...)
Ama bir şartım var kabul edersen."
Feride şaşırarak "Şart mı ne şartı ne istiyorsun."
Ahmet arkasını dönüp giderek "Bekle geliyorum"der.Ahmet hemen gidip gelir.
"Benimle gelir misin?"
Feride kafasını sallayarak "Nereye..."
Ahmet Feride'nin elini tutup "Uzağa değil sadece balkona çıkacaz."
Kafasını olumlu şekilde sallayıp balkona doğru giderken arkadan Faruk'un geldiğini gören Ahmet "Hey sen burda bekle sadece ikimiz..."
Faruk sinirli şekilde "Tamam"der.Sonra balkona çıkarlar Ahmet elindeki paketi kenara bırakıp Feride'yi karşısına alıp iki elini de tutup "Bak Feride seninle 6 gündür birlikte birbirimize sinirli,kırgın ve üzgün olmayalım ben öyle istiyorum çünkü biz sana çok alıştık.Sen benim o gün tanıdığım veya kafamdaki kız değilmişsin.
Sen o kadar kalbin temiz ki bırak beni kardeşimi düşünüp onu bugün hiç olmayacağı kadar mutlu ettin ne kadar teşekkür etsem azdır.(Bağırarak)TEŞEKKÜR EDERİM FERİDE ÖZ-"Feride eliyle Ahmet'in ağzını kapatır ve gülerek "Ahmet bağırma gece geç saatte insanlar uyunabilir.(Elini çeker.)Sende beni mutlu ettin merak etme çünkü ben senin agresif,kaba ve kendini beğenmiş egolu bir çocuk diye düşünür ona göre davranırdım ama sen çok iyi bir çocuksun Senden Çoooookkk Teşekkür ederim."
Ahmet başını eğerek "Ben sana birşey vermek istiyorum biliyorum belki beni yanlış anlayabilirsin ama lütfen bunu kabul et.(Ahmet kenara koyduğu poşeti alır ve Feride'ye doğru uzatır.)
Feride Ahmet'in elindeki'nin elbise olduğunu düşünürek "Ama Ahm-..."Bir eliyle Feride'ye poşeti uzatan Ahmet boşta kalan eliniyle işaret parmağıyla Feride'nin dudaklarına değirerek konuşmasını engeller
"Belki konuşmak çok hoşuna gidiyor olabilir ama sus ve (parmağını çeker.) biraz gözlerin konuşsun."Ahmet'in bu sözlerinin karşısında şaşıran Feride onu hayranlıkla izleyip ve dinlemesi oda bunun farkındamıydı sorgulanır belki ama tek bi gerçek vardı Ikisi de gözlerinin içinde kaybolmuş şekilde saniyelerce gözlerinin içine bakarak...
Feride sessizliği bozarak Ahmet'in havada kalan elindeki paketi alır "Bana bunu neden yapıyorsun bilmiyorum ama teşekkür ederim."
Ahmet Feride'ye karşı adımlar atarken "Neyi..."
Feride derin nefes alarak geriye adım atarak "Bana kendini neden alıştırıyorsun nasıl olsa yarın gidicem..."
Ahmet adımlarını atarken bi yandan "Gideceğini kim söyledi."Bu sanırım son noktaydı son adım ve son söz çünkü Feride'nin artık gideceği yer Ahmet'in ise adım atacağı yer kalmamıştı...
Uzun bir sesizlik gecenin karanlığında ve huzurunda o kadar güzel di ki hava yağmur havasıydı yağmur bir anda yağacak gibiydi O sırada Feride bi anda Ahmet'e sarıldı...
Feride Şimşekten korkuyordu ve bi anda birbirlerine bakıp gözleriyle konuşan iki insan ama bunun farkına varmayan...Feride'ye bakan Ahmet bi anda
"Korkuyor musun?"Feride geriye çekildi ve Ahmet'e son kez bakıp elindeki poşetle içeri geçmek için giden Feride'nin arkasından gelen ses
"Şimdide Gidiyor musun?"
Feride bi an duraksayıp "(Hayır üzgünüm Ahmet...)"
Yoluna devam edip Balkondan çıkıp Mutfağa girer ve derin nefes alır "Ay noluyor bana böyle...(Elini kalbiminin üstüne götürür.) Ben ona karşı birşey mi hissediyorum hayır olamaz bu..."
O sırada Ahmet "Niye böyle arkana bile bakmadan gittin be Prenses offf...(O sırada bi anda yağmur bastırır.) (Ahmet gökyüzüne bakarak) Bulutlar bile anladı seni sevdiğimi bi sen anlayamadın."Ahmet yağmurda ıslanır hatta sırılsıklam olur O sırada Mutfak camından balkona bakan Feride "Bu çocuk salak mı yağmurun altında duruyor deli aşıklar gibi..."
Ahmet iki kolunu da yana açarak "Seninle bu yağmurda ıslanabilirdik be...Offf olmadı be..."
-----------------Devamı
için -------------------------
Bölümü çok uzun tuttum umarım keyifle okursunuz destek olmak için yorum yapıp beğendiyseniz oylama yapar mısınız bide takip ederseniz sevnirim.#kesfet #ahfer #güneşveay #ikiimkansızınuyumu #feride #ahmet#ayvegüneş #ikiimkansızagidençgift #geçmişinizleri
#ahmetcandündar #ferideözdinç #aşk #geçmişinacilari #kesfetmi #kesfetolsun #Ahfer #Biokadaruyumluyuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay ve Güneş
RomanceGeçmişin izleri onları tekrar karşılaştıran iki uyumlu aşığın zıt karşılaşması...(Onların kaderleri birbirlerine bağlı yazılmış...)