♤9. Bölüm♧
~ İki Ruh ~
Her zaman mutlu, macerasız bir yolculuklar hoşuma giderdi ve çok isterdim. Nethirsa'ya varmak biraz uzun olsada yinede yollar bizim için bulmak artık çok kolaydı. Nyssa ve ben atlarımızı almak için ahıra girdik. Atların tahta olan kapısıdaki kiliti açıp girip Heath’ ti ahırdan çıkartmıştım . Nyssa beni görmezden gelip atını ilk önce o çıkartmıştı. Onun yanına gidip; “ Nyssa artık bana bu şekilde davranma” diye onunla yürüyordum. Nyssa oflayıp atını çıkararak;” Reize, umrunda değilsin. Benim derdim Nevan. Eğerde Cressa bizi ayırırsa iyi olurum. “ Atını ipini tutan Nyssa hızlıca ekibin olduğu alana geçip atına binip ekibin gelmesini bekliyordu.
Nyssa bugün sadece tek istediği şey Nevan' dan ayrılıp kendi yoluna devam etmek istemişti. Ronan White' in üzerine binmiş ve White' tı ilk başta biraz gezdiriyordu. Jia, Kian ve Sora çıkmışlardı. Jia atına binip bize talimatlar vermişti. 13’ üçümüz Merrus
Deresine yol almış ve Kraliyet sarayının yakınlarındaydı. Ormana doğru geçtiğimizde ise muhteşem bir ormandı. Büyük yeşil yapraklı ağaçlar, muhteşem çiçekler gözlerimize harikalar saçırıyordu. Heath bastığı yerlerde olan yaprakların sesi bile güzeldi. Ormanda yavaş ilerliyorduk . Ormanların bazı bölgelerde genellike çok yağmur aldığından dolayı toprak sulu sulu oluyor ve burda kaymamızı sağlıyordu.
Heath yavaşça ilerliyor kaymak istemiyordu . Ormanların arasında kalan Kırık Dağlar rgörünüyordu . Dağların beyazlarla kaplı ve taşları vardı. Kian elindeki Nethirsa'nın haritasını çıkarıp büyük bir haritaya göz atıyordu. Kırık Dağların arkasından ilerleyen yol Merrus Deresini gösteriyor ve bizim dağa çıkmak için zorunda değildik. Büyük dağların altındaki mağaradan geçseydik dereye ulaşmak daha kolaydı. Haritayı kapatıp cebine koyan Kian atını sürmeye devam ediyordu . Yavaşça ilerledikten sonra mağaranın yolunu tutmuştuk . Mağara çok uzun değildi. Yolu görebilmemiz için meşalelerle dolu bir mağaraydı. Hepimiz atlarla beraber mağara geldiğimizde ise duvarlardaki resimler vardı. Taşlardan çizilmiş savaş resmi çizmişlerdi . Savaşta kalan binlerce lekelerden anlaşılıyordu.
Dikkatle bakıp yolu takip ediyorduk. Mağaradan çıktığımızda ise bizi büyük, mavi sularla çevrili, güzel bir dere olan Merrus Deresini görmüştük.
Dereye geldiğimizde Jia bize arkadan işaretle dur hareketini yapıp dereye bir baktı. Atından çıkıp derenin büyüklüğünü görünce atına tekrar binmişti.“ Atlarla beraber dereye kadar gidecez. Buralar bizim için daha derin “. Diye tekrar bir göz attı.
Cyrus çenesini karşıyarak;
“ Ama bir şey demek istiyorum . 400 bin mavosu neye harcayacaz”.
“ Sordun soru gerçekten haklıymış Cyrus. Seni dereye sokucaz “.
“ Csilla, ben sana söylemedim”
“ Kime söyledin”.
Zaria Csilla’ nın koluna koluyla sertçe;” Eğer bu konuları açmak isteyen başımızdan gidebilir ‘.diye Jia' nın yanına gelmiş ve herkes atlarıyla dereye giriyordu.
Heath biraz eğilmiş ve suyun keyfini çıkarmak istiyordu . Suyu eğilerek parmağımla beraber soktum . Soğuk suyun etkisini parmaklarımda buruşuk olmuştu.
Hepimiz dereye kadar ilerligimizde hızlıca çıkmıştık. Heath çok ıslanmıştı. Derisi su içinde ve merrus deresinin yanındaki tabela vardı.
Tahta bir tabelaydı. Rüzgardan dolayı dönüyor ve yazıyı tam okuyamıyordum .
~Nethirsa Kraliyet Sarayına Hoşgeldiniz ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurnaz' ın Hançerleri Yıldızlara Ulaşırsa
AçãoKaderimle ve Kadehime bile olsa o taç ve krallık benim olacaktı. ~ Ölümden başlamak daha iyidir. Dostlukların acı kırık canları ve bütün her şey benim elimde olcaktı. Yıldızlar bir gün düşerse hançerlerde kurnaz'lığını kaybederdi . Şimdi tekrardan...