17. BÖLÜM

40 6 20
                                    

"Hazır mısın?"

Saat şu anda 23:59 du saniyeler sonra başlıyorduk.

"Sence?"

"İyi bakalım, köprünün orada biter."

"3-2-1"

Ve evet başlamıştık ama Cenanın bir anda o kadar hızlanabileceğini tahmin etmemiştim. Yarış isteyen oysa ona göre devam ederdik bizde.

Kafa kafaya geldiğimizde Cenanın o gülüşünü yine görmüştüm, acaba ben mi artık halüsinasyon görüyordum?

CENANDAN...

Arifin beni geçmesine izin vermiştim. Girdiğim her yarışta hep ben kazanırdım ama bu kez farklıyı.

Ben zaten Arife karşı kaybetmiştim, bunu kendi gözleriyle de görse hiç bir şey olmazdı.

Biliyordum ki Arifinde içinde kendince düşündüğü çoğu zaman kaybettiği şeyler vardı. Belki onun da anlamlandıramadığı şeyler dönüyordu kafasında, çokta normal karşılıyordum yani kolay değildi tabiki de.

Karşınıza kendi cinsinizden davar gibi bir adamın dikilip sana ilk günden beri aşığım dediğini düşünsenize. Kendimi Arifin yerine koyduğumda sen kimsinde böyle konuşa biliyorsun siktiğimin oğlu diyip ağzını yüzünü dağıtırdım yani.

Köprüye yaklaşmıştım ve Arifin arabasının dörtlülerinin yandığını burdan bile görebiliyordum. Işık olmadığı için çok rahat parlıyordu aramızdaki mesafeden bile belliydi.

ARİFTEN...

Cenanı geçip köprüye varmıştım ama çok arkamda kalmıştı bir şey mi gelmişti acaba?

Telefonumu almak için arabanın içine eğildiğinde yanımdan bir toz bulutu kalktı. Kafamı kaldırıp baktığımda arabayı kaydırarak arabalarımızı burun buruna getiren Cenanı gördüğümde rahatlamıştım.

Başına bir şey gelmemişti en azından.

"Kral dumanımda kayboldun. Nerdesin ya."

"Hele hele yarama bak kaybeden kimdi acaba?"

"Ben zaten kaybetmişim be Arif gözlerinle bunu görsen ne değişecek."

Gözlerimi çekecek iradeyi kendimde bulamamıştım, kalakalmıştım gözlerinde.

"Ama bakmayı da isterim yani yakan mı?"

"Ne?"

"Dedin ha kaybeden kimdi diye ondan önce dediğin şeyi."

"Şerefsizleşme."

"Neden kaçıyorsun benden, hislerin hiç mi değişmedi be Arif?"

Yanıma doğru gelmeye başlamıştı. Arabanın kaportasına oturmuş bekliyordum.

"Bilmem."

"Hiç mi görmüyorsun bu çırpınışlarımı, hiç mi istemiyorsun beni? Biliyorum kolay değil ama ufak bir mum ışığı bile tutsan yeter bana."

KararsızlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin