3. HUYSUZ

4.9K 444 360
                                    





instagram & twitter: cordeleima

ayrıca wattpad hesabımı takip ederseniz bölüm bildirimlerine ulaşabilirsiniz. 





3. HUYSUZ

Selena Gomez, People You Know.


Bazı kararlar insanın tüm hayatını baştan aşağıya değiştirecek kadar önemli bir yere sahip olurdu. Lakin biz, bu kararları alırken bundan bir haber, bize neler getireceğini bilmeden hareket eder ve işin sonunda ya kendi kendimize kızardık ya da hayatımızın en mutlu anlarına erişme ve asıl kendimizi bulma fırsatına erişirdik.

Tabi hem iyi hem kötü ihtimal ile sonuçlanma riski vardı fakat hepimizin insan olmasından dolayı, iyiden çok kötüyü çağırarak seçtiğimiz bazı yollar ve bu yollardan doğan çelişkiler vardı.

İyi bitme ihtimali olmasına rağmen, işin sonunu bilmeden hareket ederken her şeyi kabul etmiş dahi olsak, sonunda istediğimiz gibi gitmeyen her karardan ötürü kendimizi yargılardık. İyi bittiği zaman kendi gözümüzde dünyanın en iyisi olacakken kötü biterse bizden kötüsü olmazdı, kendi gözümüzde bile.

Aslında ben, böyle düşünmek istemiyorum lakin, şu an içinde bulduğum durum, eğer hızla aldığım bu karar, sonunda olumlu şekilde bitmezse kendimden nefret etmeme bile neden olabilecek kadar önemli bir yere sahip.

Sevmediğim bir staja tekrar girmemek için kendime ilk sıradan ateşe attığım bu durumun, bana neler getireceğinden bir haberdim. İyi veya kötü onlarca seçenek dönüyor aklımda. Önümüzdeki üç ay, Doruk Acar'ın tedavi sürecinde neler yapacağımı bilemiyorum. Nasıl bir yol izlemem gerektiğini de bilemiyorum.

Bu yolun sonu hakkında, pek iyi düşünemiyorum, aldığım bu kararın bana getirecekleri konusunda ise bundan daha beter düşünceler, şimdiden zihnimi ele geçirdi. Düşündükçe, bu işin sonunda tekrardan ortopedi stajına girmeyecek olmak bile yeterli gelmiyordu bana çünkü daha ilk dakikalardan kabul ettiğim bu tekliften nefret etmeye başlamıştım.

Altı haftalık bir staj için üç ayımı çöpe atıyordum ve bunu, daha ilk anlardan fark etmiş olmak içimdeki Mayıs'ın iyiden iyiye kızmasına neden oluyordu. Dışarıdan sakin duran ben, kendi içimde kendimle kavga ediyordum.

Çünkü Doruk Acar, hayatımda gördüğüm en huysuz insandı.

Daha ameliyata girmeden önce bile bunu hissettirmişti ama şimdi, daha da ortadaydı.

Ameliyattan çıkmıştı. Bir süre uyumuştu ameliyatın ardından. Sonrasında ise narkozun etkisini daha üstünden atmadan konuşmaya başlamıştı ve susmuyordu. Asla susmuyor, konuşurken de insanı delirtiyordu. Hiçbir şeyden memnun değildi.

"Bu oda steril mi? Bir hasta bakıcı yanımda durmayacak mı? Erim'i çağırın, asistimi yediği için onun ağzını burnunu kırmam gerek. Boran Hocam, topumu çalmayın sakın. Herkes imzalasın, bana getirin topumu. Bu üstümdeki hastane kıyafeti yıkanmış mı? benden önce başkası giyinmedi, değil mi?"

Bunlar ve bunlar gibi daha onca cümleyi, birileri daha bir önceki cümlesine yanıt dahi veremeden peş peşe sıralamaya devam etti. O kadar çok şey sorup o kadar çok şey söyledi ki kısacık süre içerisinde, en sonunda odadaki herkes, onu kendi haline bırakmaya karar verdi.

Böyle yapılınca da ses seviyesini arttırıp daha da çok sormaya başladı.

"Ben şimdi kesin hat trick yaptım mı?"

TAM İSABETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin