1~Ceyhun Her zamanki Ceyhun

1.9K 8 2
                                    


Başlamadan önce belirteyim hikayenin adını değiştirmeyi düşünüyorum. Kesin değil ama. Sizce ne yapayım ? Fikirleriniz çok önemli.

Bir de artık biraz daha deneyimliyim ve bunu yazılarıma yansıtacağımı düşünüyorum.

***

Saç diplerimde ufak sızılar hissettiğimde kendimi uyanmaya zorladım. Gözümü ilk açtığımda sinsice gülen bir çift gözle karşılaştım. Minik ellerini saçlarımdan çekti ve bağırarak odadan çıktı. Sanki başka işim yokmuş gibi onu kovalayacağımı düşünüyordu herhalde küçük hanım.


Önce bacaklarımı sarkıttım yataktan, oturur pozisyona geçtim. Başımda ufak bir ağrı vardı. Sonunda yataktan kalktım ve odamdaki boy anasının karşısına geçtim. Gözlerimin altında hafif bir şişlik vardı. Dün gece makale ödevim yüzünden üçte uyumama yordum bu şişlikleri. Odadan çıkıp hemen yan tarafta kapısı bulunan banyoya girdim. Orada işlerimi halledip odama geri döndüm. Pijamalarımı çıkardım ve top haline getirip dolaba sıkıştırdım. Dolaptan bir kot ve düz bir tişört çıkarıp giydim. Tabiki pantolonumum içine soktum tişörtümü. Renkli fularımı da boynuma taktım ve siyah deri ceketimi giyip alt kata indim. Mutfaktan sesler geliyordu. Annemim kahvaltıyı yapmaya başladığını anladım.


Mutafağa girdiğimde annem konuştu. "Ohoo sen daha yeni mi uyandın ?"


"Evet neden ki?" dedim gayet rahat bir şekilde.


"Ne demek neden ki? Saat kaç haberin var mı senin ?" dedi. Elindeki kabı ve karıştırıcıyı tezgaha bıraktı. Musluğu açtı ve ellerini ıslattı. Hemen yanda asılı duran havluya ellerini kurularken "Zeynep ! Ben sana ablanı uyandır dememiş miydim ?"


Minik adım seslerini duyduğumda gülümsedim. Kapının eşiğinde durup "Zaten ben uyandırmaya gittim anne ama ablam horluyordu!" dedi sesini yükseltip. Daha sonra kahkaha atmaya başladığında dayanamadım ve yanına gidip onu kucağıma aldım. Yan döndürüp karnını ağzımla gıdıkladım -nasıl olduğunu sormayın bebek sevenler bunu çok yapar- . Kahkahaları arttığında bağırdı "Abla bırak! Düşeceğim şimdi! " dedi i harfini uzatarak. Annem de bizim bu halimize güldü. "Tamam yeter hadi, kahvaltı hazır. Zaten yirmi dakika sonra dersin başlayacak hala evdesin." dedi sonlara doğru yalandan bir sinirle. "Tamam tamam. Hemen de sinirlenme." dedim ve yanına gidip onu da yanağından öptüm.


Masaya geçtim. Karşımda en sevdiğim yemeklerden biri olan krebi görünce gülümsedim ve kahvaltıma başladım.


*


"Ee ne var bunda? " dedim Ela'ya.


"Uf, bir şeyi de ikinci kez anlattırmadan anlasan. Yada dinlesen mesela? " dedi sinirle ve gözlerini devirdi. Bunu alındığında yapardı. Her zamanki gibi hoşlandığı çocuktan bahsediyordu. Yani Can'dan. Can'ın yaptığı, söylediği en ufak şeyden umutlanır hale gelmişti ve bu benim canımı sıkmaya başlamıştı. Gerçi ben de ona sürekli Ceyhun'dan  -hoşlandığım çocuk - bahsediyordum... Tabii onun anlattıkları kadar uzun sürmüyordu. Çünkü anlatacak pek bir şeyim olmuyordu. Ceyhun'un benim varlığımdan pek haberi olduğunu bile düşünmüyordum açıkcası. Kendisi sürekli Buse ile meşgul olduğu için beni pek görmüyordu. Her neyse diye geçirdim içimden. Buse olmasa bir başkası olurdu muhtemelen.


"Ela özür dilerim. Kafam biraz dağınık. Hem amacım seni üzmek değil, üzülmeni engellemek. Ben sana Can ile olmazsınız demiyorum zaten. Her yaşadığınız şeyden anlam çıkarıp umutlanma diyorum. Neyi ne niyetle dediğini bilemeyiz. Çok da yüz verme." dedim bir solukta.


Sex On The BitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin