Soğuk koridorlarda daha kaç saat bekleyecektik bilmiyordum. Bahçeden ayrıldığımızdan beri 7 saat geçmişti. Geceyi Kunt'un omzunda uyuklayarak geçirmiştim. Benim aksime o kollarını göğsünde kenetlemiş oturduğu sandalyede boş boş yeri izlemişti. Ya da ara bir ayağa kalkıp aşağı yukarı yürüyerek zamanı öldürmeye çalışmıştı.
Abim ara bir hava almak için dışarı çıkıyor, ardından geri dönerek sandalyesine kuruluyordu. Akça ortalıkta yoktu, haliyle o yoksa Cemil'de yoktu. Ne işler çeviriyordu bilmiyordum ama şu anda Sinyor'u çökertecek işlerle meşgul olduğuna adım kadar emindim.
Daha dün hayatımıza harikulade bir şekilde giriş yapan Haktan ve Fisun da aynı durumdaydı. Haktan Beşir'i sedyede gördüğü andan beri tüm neşesi ölmüştü. Fisun onu ne kadar teselli etmeye çalışsada Haktan'ın dudaklarına yerleştirdiği tebessümler sahteydi. Beşir'in vurulduğunu öğrendiğinde öyle bir öfke krizi geçirmişti ki İtalyadan Türkiyeye döndüğünü öğrenmiştim.
Tüm bu geceyi boş geçirmemiştik tabi öğrendiğim bir şey varsa oda Fisun'un Orhan'ın kızı olduğuydu. Yani Kunt'un kuzeniydi, ve Sinyor'un yeni nişan taktığı kızın küçük kardeşi. Ama Fisun'un gözlerinde gördüğüm ateşten bile ailesinden ne kadar çok nefret ettiğini anlamıştım.
Orhan'ın tüm diretmelerine rağmen Fisun Haktan ile evlenmeyi seçmişti. Ve Orhan'da sırf bu yüzden kendi kızını öldürmeye yemin etmişti. İstediği intikam değildi, istediği Haktan'ın canını yakmaktı ve bunun için kızını bile feda etmeyi göze alıyordu. Anladığım kadarıyla Haktan onun kuyruğuna basacak bir haraketde bulunduğu için içinde ona karşı büyük bir nefret taşıyordu.
Ve Beşir, dünden beri Beşir'in değerlerinde hiçbir değişiklik olmamıştı. Sürekli olarak baş ucuna koydukları hemşireler değişiyordu ve Beşir tüm geceyi uyuyarak geçirmişti.
Kendimizi bir şekilde onun güçlü olduğuna inandırarak dayanmaya çalışıyorduk.
Başım Kunt'un omzundayken sessiz nefeslerle önümü izliyordum. Kolunu bana dolamış çenesi başımın üstüne yaslıyken aklında kafasının içinde bir şeyler kurcaladığının farkındaydım. Son isteğim onun Ilgaz veya da Uraz'a bulaşmasıydı. Ve en büyük korkum ise onun gözlerine baktığımda tüm bunları doğruluyor olmasıydı. Diline getirmiyordu, ama kafasında bir intikam planı kuruyor olduğunu düşünmek beni ürkütüyordu.
"Kartal!" Babamın sesini duymak kaşlarımı çatmama neden oldu. Başımı hafifçe Kunt'un omzundan ayırdığımda koridorun ucundan dönerek bize doğru yürüyen babamı farkettim.
Onu görmek vücuduma binlerce sızı ulaştırırken bakışlarımı kaçırdım.
"Gel baba gel." Kartal içli bir nefesle ayağa kalktı. Çatık kaşlarım abime döndü, benim aksime öyle rahat davrandı ki bu canımı yaktı. O gece o davetden kaçmıştım, ama muhtamelen onun öncesinde Kartal ve babam konuşmuştular. Hatta belki abim gece yarısı kaybolduğunda bile babamla görüşmüştü ama ben hâlâ kendimi yabancı gibi hissediyordum.
"Nasıl oldu Beşir?" Babamın yüzünde endişeli bir ifade vardı. O bile Beşir'i tanıyor muydu?
"Bekliyoruz." Ellerini ceplerine yerleştirdi. "Bir değişiklik yok hâlâ." Abim'in sözleri ile babam usulca başını salladı. Bakışları Kunt ve bana ulaşınca Kunt sesli bir nefesle yavaşça benden ayrıldı. Ben arkama yaslanırken babamla göz göze gelmemek için hastane koridorlarının her bir zerresini izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç ve Aşk;Maskenin Arkası
Ficção AdolescenteYaşıyordum. Yaşadığımı zannediyordum. Ama hayat her gün birilerini benden almaya devam ediyordu. Gözlerim yaşlarla dolarken tüm kelimelerin boğazımda düğümlendiğini hissettim. Gözlerim abimin kelepçeli ellerinde kalmıştı. Gömleğindeki kanlarla yana...