"İnanmıyorum! Siz şimdi, uçurumun kıyısında mı tanıştınız?"
Ferda, arkadaşının bu söylediğine gülümserken; başını onaylarcasına aşağı - yukarı salladı. Garip bir tanışma olduğunu biliyordu, zaten. Gözlerini, Murat'a çevirdiğinde inceler biçimde Umut'a baktığını gördü.
''Aynen öyle oldu, Umut.'' diye cevap verdi Murat. Hemen ardından, kafeye giren müşterilerle ayaklandı.
''Ben müşterilerle ilgileneyim kızlar, siz de rahat rahat konuşun.'' Tezgahtan ufak not defterini alıp, masaya ilerlerken bir de onlara dönüp göz kırpmıştı. Ferda, kısık sesle gülerken, Umut ise tatlı bir kahkaha attı.
''Ferda, cidden orada intihar etmek üzere olan bir adamı tutup, eve mi getirdin?''
Derin bir nefes aldı, Ferda. Bu kızın despot hallerinden nefret ediyordu.
''Of, Umut. O tehlikeli biri değil görmüyor musun?''
''Tamam, tehlikeli değil, bunu anlayabiliyorum ancak sen bunu bilmeden nasıl evine alırsın onu? Ya manyak herifin teki olsaydı? Daha kötüsü bir sapık? Belki de azılı bir katildi, ah çok sorumsuzsun. Ne istiyorsun, üçüncü sayfa haberlerine konu olacak bir cinayete kurban gitmeyi falan mı? ''
Art arda sıraladıklarını bitirdikten sonra, gözlerini devirdi Ferda. Abartıyordu. Pekala, bir şizofren olsa şıp diye anlayacağını idda etmiyordu ancak, öyle falan değildi değil mi? Uzatmanın bir mantığı yoktu.
''Gördüğün üzere hiç biri değil, Umut'cuğum. Herhangi bir problem yok yani. Gayet iyi anlaşıyorum yeni arkadaşımla. Anlamışsındır ki, çok kibar ve iyi bir insan Murat.''
''Evet, yeni arkadaşın, çok kibar cidden.'' derken, 'arkadaş' kelimesinin üzerine bastı. O genellikle bir erkek ve kızın arkadaş olamayacağını savunurdu. Ancak, Ferda öyle düşünmüyordu. Ki zaten öyle düşünse, onunla arkadaş filan olmazdı.
O sırada Murat da hızlı adımlarla tatlı bir çiftin oturduğu masaya iki pasta tabağı götürmekle meşguldü. Umut'la bu sabah tanışmışlardı. Daha doğrusu, Umut Murat'ı görmek için burayı açtıktan hemen yarım saat sonra damlamıştı yanlarına. Ona her şeyi baştan sona anlattıklarında ise epey şaşırmıştı. Murat da biliyordu, içinde bulunduğu durumun hiç de sıradan olmadığını.
İyi bir kıza benziyordu, Umut. Özellikle Murat onun ismini çok beğenmişti . Gerçekten ismine yakışan bir kişiliği vardı Umut'un. Ferda'dan fazla olmasın, sürekli gülümsüyordu. Neşeliydi. Daha az bir süre zaman geçirmelerine rağmen iyi bir enerji vermişti kendisine. Zaten Ferda'nın arkadaşının da bundan farklı olmasını bekliyor değildi, Murat. Böyle insanları tanıdığı için mutluydu.
İşlerini bitirdiği için tekrar az önce oturduğu masaya yöneldi adımları. Ancak onların hararetli bir konuşma yaptıklarını görünce tereddüt etti. Sonunda boğazını temizleyip, dikkatleri üzerine çektiğinde, az önce oturduğu sandalyeye oturdu.
'' Bölmedim umarım? Dilerseniz kalkabilirim?''
Sıcak bir şekilde gülümsedi, Ferda. Evet aralarında geçen küçük çaplı bir tartışmayı bölmüştü ama, kalkmasını istemiyordu.
'' Hayır tabi ki.''
Murat'ın da kendisine aynı gülümseyişle karşılık verdiğini görünce rahat bir şekilde arkasına yaslandı. O sırada, kendisi fark etmese de Umut'un gözleri ikisinin arasında fıldır fıldır geziniyordu. Dudakları hain bir gülümseyişle kıvrıldığında ' Hah! Bir kız ve erkek asla arkadaş olamaz!' diye mırıldandı.
İkisinin de soran gözlerle kendisine baktığını görünce, 'bir şey yok' der gibisinden elini salladı.
'' Ah, baksanıza bugün burayı biraz erken kapatın ve bir yerlere gidelim, ne dersiniz?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tut Ellerimden
RomanceÖyle kötü hissediyordu ki kendini. Aldatılmış, kandırılmış, aşağılanmış... Sevdiği kadının alay dolu sözleri kulaklarında çınlıyordu. Ve o dalga geçen bakışları, gözlerini her yumduğunda yeniden canlanıyordu. Öfkeyle, kızgınlıkla ve büyük bir miktar...