VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARRR :)
KEYİFLİ OKUMALAR :))))) :* :* :*
17 Saat, 48 dakika ve saymaya üşendiğim onca salise.
Tam tamına bir gün olmak üzere ama ne aradı ne de bir mesaj bıraktı. Sanki dün gece ilk öpücüğü mü çalan o değil bir başkasıydı. Elimde değil kahroluyordum, kalbim yerini beğenmiyor al beni buradan dermişcesine gürültüyle gümbürdüyordu.
İnsafsız Mendebur'um ne yapmaya çalıştığını bir anlayabilsem bu yaptıklarını burnundan fitil fitil getirecektim. Dengesiz hareketlerinin mesulü ben olamazdım ya, dudaklarımdan silmeye kıyamadığım izi durur iken onun önemsiz bir olay olarak addetmesi neyin açıklamasıydı.
Evde kalıp telefon başında saygı duruşunda bekleyeceğimi sanıyorsa fena halde yanılıyordu Anıl Bey. Hesap soracak bana vereceği makul bir yanıt isteyecektim, vermeye gönüllü olursa ne âlâ aksi takdirde kırılan gururumla neler yapacağımı anca Allah bilirdi.
Hızlı bir duşun ardından altıma geçirdiğim dizimden bir karış yukarıda ki kot şortum ve üstüne kombine yaptığım altın sarısı sırtı kruvaze bluzumu geçirdim. Kendi halinde bıraktığım salınık saçlarım belime dek uzanıyor ortalama insan sayısında bulunan kestane rengini ortaya çıkarıyordu.
Saçlarımın tartışmasız en sevdiğim yanı pırasa benzeri düz, ipek yumuşaklığında dokusu olmasıydı. Ayşe annem saçlarımı her okşadığında ipek böceğim diyerek sever beni, bir annenin verebileceği koşulsuz sevgiyi, özveriyi, boğucu olduğunu asla imâ edemeyeceğim ilgisini öyle güzel verdi ki almamak elimde değildi. Ben hiçbir vakit hırçın, aldıklarından memnuniyetsizlik duyan doyumsuz bir çocuk olmadım. Hatta tam tersine muhtaç olduğum ihtiyaçları -bunun içinde anne özlemini, babama duyduğum kindar tutum için sakinleşmemi sağlayacak güveni- alabilmek için bekleyişe girişmedim. gözlerimden yoksunluk çektiğim ne varsa anlayışla önüme seren olağanüstü üç insan çıktı karşıma.
Ayşe annem, Barış babam ve benim yol gösterici iyi kalpli Eylül ablam. Hayatımı hiçlikten çekip alan nadide mucizeler. Şefkat dolu bir aileden alınabilecek merhamet ile özeni ruhuma naif dokunuşlarla karşılık istemeksizin sabırla işlediler. Yetimhaneye polislerle taşındığım gün yaşadığım dehşetli kimsesizliği artık hatırlayamıyorum.
Koskoca bir ailenin mensubu olmaktan mutlu ve doyuma ulaşmanın haklı gururunu yaşıyordum. Çoğu kimse anlayamazdı önemini, şükür ki müşkülpesent davranamazdım şu durumda.
Telefonumu çantama atmadan hemen önce saate kaçamak bir bakış açtım, şanslıyım ki Anıl kliniği kapatmadan yetişebilmek için fazlaca vaktim vardı. Bak bakalım Anıl Bey bombayı kucağıma atıp kaçmak nasıl oluyormuş göreceksin !
İstanbul'un trafiği dışarı çıkma isteğimin yerinde yeller estiriyor, bir şehir nasıl olur da hem kendine tutkun hemde bıkkın eder şaşılacak şey diye söyletiyordu. Bin bir çeşit uyruktan, çeşitli kültürlerden harmanlanan nüfusundan, sokağındaki çılgın kalabalığından ziyade boğazın şaşaasıyla eşlik eden denizinin hırçın mavisiyle seviyorum. Ansızın Naşide Göktürk'ün nadide dizeleri hayat buluyor zihnimde, haksızlık etme şehrime dercesine...
Aşkı aldatan bir şehrin sancısındayım
denizinde bir terkediş bir hüzün
maviye nasıl kıydıysa yüreğin, nasıl kıydıysa
yapma n'olur
.....topla kendini şehr-i İstanbulKırk dakikayı bulan yolculuğum Kliniğin önünde nihayetinde sonuna erdi, Barış babam sana araba alalım dediğinde itiraz etmeseydim keşke, fakat bana para harcamalarından hoşlanmıyorum. Kaç kere bir iş bulup okul harçlığımı kendim ödemeyi teklif etsem de kesin bir dille men edildim. Büyüdüğümü görmelerini umuyorum çaresizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KIRINTILARI
General FictionDoymayacağımı sanma, vereceğin en ufak zerreye ihtiyacım var. Sakın benden uzak durma ! Senden başka gidecek yol aramam. Pes edeceğimi düşünme, kaçtıkça yanında bulacaksın beni. Hayata bir sıfır yenik başladığını düşünüyorsan bende senden haylice...