Aslında doğal olarak bakarsak düşündüğüm şeyleri kimse tarafından bilinmemesi güzel bir şeydi. Çünkü eğer aklımdan geçen en ufak şeyi öğrenirlerse bu "Kese Kağıdı" daha fazla şeylere katlanamayabilirdi.
Beynim bazen düşünürken parçalara ayrılıyormuş gibi hissediyordum çünkü okuduğum kitaplarda her zaman bir yol olmuştu ve bende düşünerek kendi yolumu bulmaya çalışıyordum. Kendi problemimin ne olduğunu da anlamış değildim. Sadece çirkindim evet ama benim gibi şanssız insanlarda vardı. Benim gibi sevilmemiş, sahip olunmayan ve sahip olmayı hak etmeyen insanlar.
Düşünmekten sıkıldım ve ayağa kalktım, elime bir kitap alarak okumaya başladım. Kitap karakterlerini düşünmeye başladım kitabımın okuduğum sayfasını çevirirken. Klasik bir aşk romanıydı.Kadının aslında farketmediği ama onu görenleri hayrete düşürecek kadar saf güzelliği.Ve ona sırılsıklam aşık bir adam .
"Seni seviyorum hanımefendi seni öylesine çok seviyorum ki bu kalp fazla sevgiden acıyor artık .Seni görmediğim her saniye kalbime zincir yiyorum .O güzel kokunuzu almadığım her an sanki ciğerlerime hava gitmiyor .Kokunuz benim yaşamam için gerekli olan havadır madam yaşamam için tek yeganem o güzel uçsuz bucaksız gökyüzü gözlerinizdir .Beni o gözlerden mahrum bırakmayın yalvarırım size ."
Kadın duygulanmıştı bu sözlere. Adamın bu güzel kelamları ile kalbine güller tomurcuk salmıştı .İçi pır pır etmişti .Aşıktı kadın karşısındaki genç adama .Geri dönüşü olmayan bir aşktı bu kalbine müebbet hapisti onun aşkı .Öyle bir aşktı ki idama bile razıydı kadın genç adamın okyanus gözlerinde.
"Sizi seviyorum beyefendi.Sevgim öylesine derin ve öylesine güzel ki ikimize de yeter benim aşkım.Beni bile korkutuyor size olan sevgim .Sizi sizden daha çok seviyorum sizi bu dünyada size olan tüm sevgilerden daha çok seviyorum .Ve bir gün gidecek olmanız beni bu uçsuz bucaksız aşkımla baş başa bıraktığınızı düşünmek beni çok korkutuyor.Çünkü biliyorum her mutluluğun ardında kapkara bulutlar var ve bu kasvetli bulutların bize ulaşma düşüncesi benim için ölümden daha kötü "
Kadınının sözleri onu neşelendirmişti..Kadınına duyduğu bu aşkın diğer tarafta karşılığının olması onu tarifi imkansız bir mutluluğa süreklemişti.Son sözleri duysa bile kayda almamıştı çünkü biliyordu onları bu dünyada ölüm bile ayıramazdı .Onlar birbirlerini ruhları ile sevmişti bedenleri ile değil .Bedenleri öldükten sonra toprak altında kalacaktı ama aşk ile yıkanmış ruhları ilelebet birlikte olacaktı .
Kitap okumaktan gözlerim ağrıdığında kulaklığımı aldım ve balkona çıktım. Yavaş yavaş gözlerimi gezdirdim sokaktan geçen insanlar üzerinde , süzdüm herkesi teker teker.
Karşı binanın merdivenine oturmuş fotoğraf çekilen çifte baktım. Kız mutlu, çocuk mutlu. Gözlerim kızın güzelliğine takıldı .Güzel giyinmişti, sarışın mavi gözleri vardı ve sürekli gülüyordu. Sonra çocuğa baktım. Elini kızın beline sarmış, kameraya doğru bakarak saçma sapan pozlar veriyordu.
Hayır kıskanmamıştım ve bu kız neden güzel diyenlerden de olmadığım için sadece onlar adına gülümsedim, umarım mutlu olurlar diye. O anda hiç beklemediğim bir şey oldu ve ilk önce kız sonra çocuk olmak üzere bana bakarak güldüğünü yakaladım. İlk önce utandım ve kendi aralarında çirkin olduğumu konuştuklarını düşündüm. Ama verdikleri tepki düşüncelerimi yalanladı .Kız bana gülümseyerek el salladı . İlk önce şaşırdım tabi. Kendi kendime düşündüm sonra bana mı yaptı acaba, diye. Kendime geldiğim an kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimden sıyrıldım ve elimle kendimi gösterdim "Bana mı yaptın?" bakışı ile.
Ne dediğimi anlamış olacak ki "Evet sana diyorum aşağıya inebilir misin?"
"Neden aşağı inmemi istiyorsun?" ve beklemediğim bir olumlu cevap daha geldi.
"Çünkü seninle tanışmak istiyoruz. Hadi ama sadece on dakikalığına."
"Peki, sadece on dakika." Kız kafasını onaylar anlamda salladı ve yanındaki çocukla konuşmaya devam etti. Bende içeri girerek üstüme doğru düzgün bir şeyler giyip çıktım evden. Merdivenden indiğimde tek istediğim şey "Umarım benimle alay etmek için yanlarına çağırmıyorlardır." kelimesinin olumlu yanıt olmasıydı. Yanlarına gittiğimde mavi gözlü kıza "Niye beni çağırdınız?" der gibi kaş göz işareti yapınca bu kadar şaşırmama gülerek cevap verdi.
"Sadece seni yukarıda bize gülerek baktığını gördük ve neden güldüğünü sorup seninle tanışmak istedik."
"Çok mutlu görünüyordunuz ve bende böyle tatlı bir çift oluşunuza güldüm.. Ve benimle tanışmak istediğinizi düşünmüyorum."Kız şaşırdı ve bozuldu ama sonra bunu belli etmemeye çalışarak "Neden?" diye sordu.
"Çünkü benimle kimse tanışmak istemedi. Sende şu an benim çirkinliğimi görerek kendi egonu yükseltiyorsun." Tamam bu cevabı vereceğimi ben bile düşünmüyordum. Aslında dediğim cümle son anda ağzımdan çıktı ama en azından dürüst olduğum için kendimi tebrik ettim.Belki fazla sertti ama içimden geçenler bunlardı .
"Her neyse sadece seninle arkadaş olup amacımın tek bu olduğunu sana kanıtlamayı düşünüyorum. Yarın gene buradayım ve gene seni çağıracağım. Haberin olsun!" Kızın dediklerine karşı kendi kendime mırıldanarak
"Sanki gelmeyeceğimi tahmin edemiyor, aptal kız." diyerek söylenmeyi tercih ettim.
Arkamda duran çifti pek umursamadım ve direk merdivenlerden koşar adımlarla çıktım ve eve girdim. Cidden bugün yaşadıklarım şaşırtılacak şekildeydi ve ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum bile.
Yatağıma girdikten sonra bir sevgilimin olduğunu düşündüm. Beni gerçekten seven bir adam .Bana bakışları kendimi dünya da tek ben varım gibi hissettirecek bir adam .Çirkin oluşumu unutturup dünyada ki en güzel kız benmişim gibi hissettirecek.Öyle güzel sevecek ki beni o adamdan çok onun beni sevişini sevebileceğim bir adam.
Hayal kurmak kolaydı aslında .Zor olan asla gerçekleşmeyeceğini bildiğin hayalleri kurmaktı.Çünkü aklının bir köşesinde o hayalleri kılıçtan geçiren bir bölüm vardı.Çünkü mantık gerçekçiydi sizi üzecek olayları anlardı ve bunlara engel olmaya çalışırdı .Sizi ölüme sürükleyen aslında kalbinizdi .Sizi sonradan mutsuz edecek hayalleri size düşündüren kalbinizdi .Mantığınız ne zaman kalbinizin sesini yendi işte o zaman mutlu olurdunuz ..Tamam belki mutlu olmazdınız çünkü mutluluk kaf dağının ardındaydı ona ulaşmak onunla bütün olmak imkansız gibi bir şeydi bu hayatta .Ama en azından mutsuz olamazdınız . Mutluluğa yakın mutsuzluktan uzak bir nokta.
Daha fazla hayalime devam etmedim .Olmayacak şeyleri düşünmenin bir manası yoktu.O çocuğun deyişiyle" Kese Kağıdı" kafasına bir kese kağıdı takarak gezmeliydi hal böyle olunca onu sevecek bir adamı rüyasında görmeye bile hakkı yoktu.Gözlerim uykuya dalarken aklımda sadece alaycı bir şekilde bakan bir çift güzel kahverengi göz vardı ...
![](https://img.wattpad.com/cover/45103660-288-k196667.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kese Kağıdı
ChickLitDünya sanki güzeller üzerine kurulmuş gibi. Filmlerdeki çoğu başrol oyuncu güzel ya da yakışıklı. Dizilerde en yakışıklı oyuncu her zaman en güzele aşık. Tüm kavgalar dizideki güzel kız için edilir tüm şiirler ona söylenir .Asıl amaç iç güzelliği a...