Hey, Fake Dear adlı hikayeme bakıyor muydunuz?
Bence
Bakın siockwnamdmfksms
Ayrıca
Hope karakterini bir daha ki bölümde yayımlicam
Kehkeh
----
Hope, yatağına doğru devrilip yatan Michael'e bakakaldı. Piç abisi yatağına mı sızmıştı?
Evet.
Hope, hızlıca üzerine yatmak için giydiği kıyafetleri giydi ve Michael'in sızmış olduğuna inanmak için düzenli nefesini kontrol etti.
Evet, kesinlikle uyuyordu.
Michael'i süzdükten sonra ne içtiğini bile tahmin edemiyordu Hope. Alkol kokteyli ve tütün fabrikası gibi kokuyordu. Ve kesinlikle çok ağırdı. Onu tek başına odasına götürmek istemiyordu.
O sikik, kokuşmuş odasından çıkıp, hayatında ilk defa benim odama girdiğine göre odasında durmak istemiyordu diye geçirdi içinden. Ama neden? Hope bir süre Michael'in odasına gitme fikrinin nasıl olacağını düşündü. Kesinlikle. Gitmemeliydi.
Hayatı boyunca gitmemişti ve gitmekte istemiyordu. Michael'in odasını görmek istemiyordu. Üstelik Michael'in ona ne tepki vereceğini de bilmiyordu. Evde olmadığı, arkadaşları ile veya tek başına, yani evde olmadığı zamanlar bile girmek istemediği yere şimdi Michael yatağında sızmış şekilde yatarken girmek istemediğinden emin oldu.
Belki Calum ne yapmam gerektiğini bilir diye düşündükten sonra telefonunu aldı ve Calum'a mesaj atmaya karar verdi.
Hope: Hey Calum, üzgünüm, yardımına ihtiyacım var :(
Mesajı gönderdikten sonra stres ile dudaklarını kemirmeye başladı. Michael uyurken hafif homurtular çıkarıyordu.. Nerede içmişti bu kadar? Ne vardı bu kadar içecek? Yoksa hep mi bu kadar içiyordu?
Telefonu titrediğinde titreyen parmakları ile hemen mesajı açtı.
Calum: Hey Hope, sakin ol, ne oldu?
Hope: Michael...
Hope: Michael galiba sarhoş :(
Calum: Ha-ha, her zaman öyle :-D
Hope: Hayır... Yani sarhoş ve benim yatağımda uyudu. Her zaman böyle değildi...
Calum: Uh, onu odasına götürmelisin Hope. Bunu yapabilir misin?
Hope: Bilmiyorum, kaç kilo?
Calum: Siktir, demedim say, o bir pizza torbası :-D
Calum: O pasaklı botlarını çıkarmalısın ayağından, yatağın bok olsun istemem, bırak uyusun. İyi geceler, tabi mümkünse :-D
Pekala, diye iç geçirdi Hope. Bunu yapabilirim, dedikten sonra ayakkabılarına baktı. Botlarına. Kim evde siyah Harley-Davidson bot giyerdi ki? Hope bakışlarını minik çıplak ayaklarına indirdi ve ardından tekrar Michael'in botlarına baktı. Ayaklarına traktör tekerleği giymiş gibi duruyordu.
Botları çıkardıktan sonra uyurken sürekli dudaklarını şapırdatan Michael'in yüzüne odaklandı. Dudakları yine kırmızıydı. Ve gözlerinin altında siyah kalem izleri. Göz kalemi mi kullanıyordu? Daha yakından görmek için yatağın ucuna oturdu Hope. Yaklaşıp Michael'in yüzünü sessizce incelemeye başladı.
Sakalları.. Sakalları vardı.
Ve kaşında ki piercingin etrafı kızarıktı. Canı mı yanıyordu?
Dudakları biraz şapırdayıp ses çıkardığında Hope kıkırdadı. Göt huylu Michael, bebek gibi uyuyordu.
Ve, ah.. Gözleri için göx kalemi kullanıyordu fakat dudakları için kesinlikle bir koruyucu kullanmıyordu. Dudakları çatlaktı ve kuruydu.
Hope, farkında olmadan dudağını ısırdı.
Kirpikleri kısaydı ve nefesi feci oranda alkol kokuyordu.
Hope, elini tereddütle kaldırdı ve Michael'in yeni çıkmış sakallarına dokundu. Evet, kesinlikle bunu yapmalıydı! Bir daha asla Michael'i bu kadar yakından görmeyecekti. Hayatında ilk defa, yıllar sonra ilk defa bu kadar yakından görüyordu onu.
Michael, yüzünde dolanan soğuk şeyden rahatsız olduğunu hissetti. Rüyasında kesinlikle Megan Fox'u beceriyordu ve bu soğuk dokunuşlar onu rahatsız etmişti. Hey! Burnuna neden dokunuyordu ki!
Kalan tüm gücüyle önünde ki her neyse onu kavradı ve diğer elini de kullanarak onu yana yatırdı. Tiz bir çığlık hissettiğinde bunun Hope olduğuna emin oldu fakat gözlerini açamayacak kadar yorgundu.
Hope'un narin bedenini yanında devirdiğinde kolunu belinden sardı ve yan dönerek Hope'un sırtını göğsüne yasladı. Homurdandıktan sonra sessiz kaldı ve Hope'un derin derin inip kalkan göğsüne odaklandı.
Güzel göğüsler diye geçirdi içinden. Hele de sütyenliyken diye ekledi. Gözleri kapalı ve aşırı uykuluydu ama bir şey onu rahatsız ediyordu. Kesinlikle birden ereksiyon halinde olması ona rahatsızlık vermişti ama şuan ölecek derecede uykuluydu. Alt tarafını nefesini hala hızlı alıp veren Hope'a değdirip çekti. Narin beden bir şeyler söylüyordu ama umrunda değildi.
"Kapa çeneni ve uyu." dedi hiddetle Michael. "Lütfen." diye ekledikten sonra kolları ile Hope'u sararken aklında sadece onun üvey kardeşi bile olmadığıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brother || m.c
Fanfiction*bitti, biliyorum, ve hiçbir zaman başlamamıştı ki, ama kalbimde, o kadar gerçekti ki. ve sen bile konuştun benimle, ve dedin ki, "eğer bu kadar komiksen, neden kendi başınasın bu akşam?"* Michael Clifford FanFic.