10

5.2K 219 49
                                    

nedense çok çirkin bi bölüm yazmış gibi hissediyorum
----

Yaz okulunun dördüncü günü bittiğinde Hope okul hayatı boyunca bu kadar stresli günler geçirdiğini hatırlamıyordu. Okulda hala Calum'u dersin ortasında öptüğünün lafları geçiyordu. Koridorda yürürken arkadaş grupları fısıldaşıyor ardından kikirdiyorlardı. Bazı erkekler edepsiz tekliflerde bile bulunuyorlardı.

Hope'un yaptığı şeyin bin katını Claire yapmıştı ama bunun lafı asla yapılmıyordu! En basitinden, bu okulda herkes sevişiyordu! Hope, fransız öpücüğü bile vermemişti, dudaklarını öpmüştü. Öpmek ve öpüşmek farklı kavramlar olsaydı Hope'un yaptığı sadece öpmek olurdu. Çünkü Calum kolundan tutup Hope'u geri ittirdiğinde Michael alkışlayarak ayağa kalmış, evin anahtarını Calum'a attıktan sonra küfrederek evden çıkmıştı.

Yaz okulunun beşinci günü sabahı ve haftanın son gününde Hope güne berbat bir kabus ile başlamıştı. Silver Caddesi'nde ki evlerinden çıkıp Regent Caddesi'ne doğru yürümeye başladığında ise tek tesellisi bugünün cuma olmasıydı.

Ah, bir de Claire'nin gazına gelip yaz okulunda biyoloji ve kimya derslerine kayıt yaptırmamasıydı. Yaz okulunda Claire beş derse kayıtlıyken Hope sadece iki derse kayıtlıydı. Siktiğimin fransızcası,

Nihayet okuluna girdiğinde bu sefer insanların ilgisini çekmediğini fark etmiş, gülümseyerek hızla bahçede yürümeye başladı. Claire ile konuşmuyor, mümkün olduğunca da ondan kaçıyordu. Mesajlarına cevap vermiyor, telefon aramalarını telesekretere düşürüyordu. Fransızca derslerinde ise öğretmenler sayesinde iletişimden kaçınmıştı.

Hala... Hala Claire'nin yaptığını algılamakta sorun yaşıyordu. Ne olursa olsun, bunu kolayca sindiremeyecekti. Belki Michael, Hope'un yüzüne bile "... sen hiçbir şeyimsin..." demişti ama yine de Hope'ta ona "...abi." dediğini hatırlıyordu. Ve Claire, Hope'un tek dostuydu. Aile içinde yaşadığı her sorunu bilirken, Michael ile işi pişirmesi gücüne gitmişti. Claire ve Michael... Aklı almıyordu ve almayacaktı, bu ikili hiçbir zaman olmamalıydı.

Hope kalabalık koridorda ilerlerken dolabını iki gün önce A Koridoru'dan, F Koridoru'na taşıdığını hatırlayınca kendine küfretti. A Koridoru her zaman kalabalık olmuştu, öğrenci kapısından girer girmez bu koridora ayak basılıyordu çünkü. Ve bir gün boyunca savaşıp psikoloji öğretmeni Bayan Griffin ile rehberlik servisiyle görüştükten sonra okulda ki en boş koridor olan F Koridoru'na taşınmıştı.

F Koridoru, daima sessiz olurdu. Seçmeli dersliklerin bulunduğu koridora giren öğrenciler, diğer öğrencilere göre daha ayık kesimdi. Düşük desibelde kahkaha atar, hap atmazdı. Seçmeli bale başta olmak üzere koro derslikleri, bireysel müzik sınıfı, resim atölyeleri ve sinema sınıfı bulunuyordu.

Hope, F Koridoru'na girdiğinde koridorda ayak sesleri yankılanırken can çekişen flüt sesini duymamazlıktan geldi.

Etrafta kimse yokken dolap kilitini açmak çok eğlenceliydi. Ama kalabalıkken bu tam bir işkence oluyordu. Kalabalıkta dolap kilitini açarken kendini ATM'den maaşını çekmeye çalışan sakalları aklaşmış dede gibi hissediyordu.

Asla düzenli olmayan dolabı yeni taşınmanın şerefine düzenliydi ve Hope buna gülümserken telefonu arka cebinde mesaj bildirimi ile titredi aynı zamanda can çekişen flütten koridora acı bir feryat duyuldu.

Hope dolabı tekrar kitlediğinde flütten çıkamayacak derede kirli bir küfür işitti. Pekala, bu kadar yeterli, diye düşündü ve kapısında geniş bir cam olan müzik sınıfına doğru yürüdü.

Turkuaz rengi kapının önünde durmuş içeriye bakarken elinde gold renkli yan flütü tutan sarışın bir çocuk gördü. Daha önceden bu çocuğu kesinlikle görmüş olduğunu hissetti. Bu rampamsı saç şekli ve rengi, dik burnu... Kesinlikle görmüştü.. Ama nerede?

brother || m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin