galiba bugüne kadar yazdığım en garip bölümdü,
ve cinsellik var, okumak istemeyen geçsin,,,,,
---
"Evin götünü sikmiş," diye mırıldandı Hope kırmızı plastik bira bardaklarını tekmelerken. "Zaten mahallede sevilen bir aile değiliz, göt deliği, bu partide ne demek istemiş?!"
Luke elini ceplerine koydu ve müziğin tüm caddeyi inlettiği eve baktı. "Tanrı'ya dis atıyor,"
"O bir rapçi değil, o punk rock!"
Luke sempatik bir kahkaha attı. "Odanda birileri sevişmek üzere, ne planlıyorsun?"
"Eve girdiğimi kesinlikle Michael görmeyecek. Gizlice giyineceğim ve onun beni tanımayacağı bir makyaj yapacağım, biramı içerken onu izliyip bir kaç oğlanla öpüşeceğim."
"Ne? Öpüşecek misin gerçekten? Calum olsa bunu... Siktir et, o da yapardı."
"Pekala," dedi Hope. "Lütfen eve gir ve on dakika için Michael'i kapıdan uzak tut Hammings."
"Lanet olsun, Hemmings."
"Luke Ham Ham,"
"Luke Hemmings seni Clifford kılıklı,"
"Luke Hammings."
"İblis." diye tısladı Luke ve kapısı açık olan eve girdi. Evleri çok büyük değildi ve alabileceğinden çok daha fazla insan almıştı. Her yerde bira bidonları ve plastik bardaklar vardı ve iğrenç kokuyordu. Michael'in favorisi kaçak biraydı ve kesinlikle bunlar kaçak biraydı. Ertesi sabah ortada kaynayan kullanılmış kondomlar ise işin cabası olacaktı.
Beş dakika sonra Hope'ta kalabalık eve doğru yürüdü ve kapşonluyken üst kata çıktı. Michael Lanet Sikik Clifford etrafta ki eşyaları siyah örtülerle kapatmıştı ve ortada ki eşyaları hep kenara itmişti. Ama yinede şehirin ortasında bir evde böylesine bir parti vermesi, yasal değildi.
Hope üst katta bulunan kendi odası ve Michael'in odası dışında iki odayı çoktan yiyişgenlerin istila ettiğini gördü. Kapalı kapısını açtı ve ardından kendini odasına kilitledi.
Pekala, çok zamanım yok, diye geçirdi içinden ve hemen soyunmaya başladı. Dolabında ki dar, straplez elbiseyi giyecekti ve yırtık fileli çorap giydikten sonra sadece bir kez giydiği deri, apartman topuklu botlarını giydi.
Maşayı prize taktı ve aynanın karşısına oturup makyaj çantasını açtı. Temiz yüzüne nemlendirici kremini sürtükten sonra fondotenini yedirdi ve ardından beyaz pudrasını yüzünün belirli yerlerine sürdü. Kısa kirpiklerini de rimelledikten sonra kalın denilebilecek bir eyeliner çekti. Biraz alnık sürdükten sonra mat bordo rujunu dudaklarına yedirdi. Siyah göz kalemini de gözlerinin içine sürdü.
Harika! diye düşündü. Rujunun rengine denk gelen bir ojeyi de el tırnaklarına sürdükten sonra ısınan maşa ile saçlarına maşa yaptı. Daha sonra saçını arkada tel tokalarla tutturarak dağınık topuz yaptı. Zincirli küpelerini de kulağına taktıktan sonra bir kaç eklem yüzüğü taktı. Tam bir parti sürtüğü ve ortam fahişesiyim, bravo diye düşündü. Telefonunu şarja taktıktan sonra odasından çıktı ve odasını kilitledi. Anahtarı Michael'in kapısının altından odasına yolladı, gerçekten de koyabileceği bir yer yoktu.
Merdivende üç kere düşme tehlikesi atlattıktan sonra zemin katta ışığın mor renk olduğunu gördü. Mutfak lambası ise maviydi ve kulakları sağır eden Nirvana şarkısı evden dolup taşıyordu. Hope kapalı camları açtı ve odanın koyu mor bir ışıkta olduğunu ve sürekli yanıp sönen siyah beyaz ışıkta fenalaşacağını hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brother || m.c
Fanfiction*bitti, biliyorum, ve hiçbir zaman başlamamıştı ki, ama kalbimde, o kadar gerçekti ki. ve sen bile konuştun benimle, ve dedin ki, "eğer bu kadar komiksen, neden kendi başınasın bu akşam?"* Michael Clifford FanFic.