YARDIM

326 36 17
                                    

Bazen zamanı durdurmak ister insan. Sanki olacakları erteleyebilecekmiş gibi. O an restaurantta zamanı durdurmak istedim. Abimin beni hiç görmemiş olmasını dilerdim.

Yanıma gittikçe yaklaşırken vereceği tepkileri kaçırmamak için gözlerimi gözlerinden çekemiyordum. Joo Chan yanımda ne olduğunu anlamamış bir şekilde tepkisiz duruyordu.

"Seni bulacağımı söylemiştim ufaklık."

Abimden her türlü tepkiyi beklerdim hatta dövmesini bile. Ama kulağımdan tutup dışarıya sürüklemesi kesinlikle beklediğim bir şey değildi.

"Abi..abi bir dakika dur. Düzgün bir şekilde konuşabiliriz."

Kulağımın ağrısı iyice artarken elinden kurtulmaya çalışıyordum.

"Ah, ah, abi acıtıyorsun."

"Amacımda o zaten."

Bu sırada nerden bulduğunu anlamadığım bir arabanın yanına gelmiştik. Tekrar beni bırakması için yalvaracağım sırada kulağımdaki eller çekildi.

Benim rahatlamam gerekirdi ama gördüğüm manzara arkamı dönüp kaçmamı isteyeceğim türdendi. İlk defa birisi için bu kadar endişeleniyordum.

Ben böyle düşünürken Joo Chan abime bir yumruk daha attı.

"Kimsin lan sen!"

Abim düştüğü yerden kalkarken aralarına girdim.

"Joo Chan sen karışma lütfen."

"Bu pezevenk kim Yağmur! Gelir gelmez kendine sevgilimi yaptın lan!"

Kavgayı duyan bütün gözler bize çevrilmişti. Ancak kimse yaklaşmaya cesaret edemiyordu.

"Abi hayır yanlış anladın. Nereye götüreceksen götür beni umrumda değil. Ama daha fazla rezil olmak istemiyorum."

Sesim gittikçe yükselirken hıçkırıklarımı tutmaya çalışıyordum. Gözlerimden yaşlar boşalırken Joo Chan kolumu sıkıca tuttu ve kendisine doğru çekti.

"Neler oluyor Yağmur? Kim bu adam? Neden ağlıyorsun? Cevap ver!"

"Çek ellerini kardeşimden."

Abim Joo Chan'a türkçe saydırırken gülmemek için kendimi zor tuttum. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip kafamı dikleştirdim ve Joo Chan'ın kolundan kurtuldum.

"Unutmuşsundur diye söylüyorum Kore'deyiz abi ve karşındaki de Koreli. Yani seni anlamıyor."

"Peki sen anlatmaya ne dersin Yağmurcuğum. Beni deli etme."

"Tamam bize beş dakika ver sonra istediğin yere geleceğim."

"Sonra bu çocuğunda hesabını vereceksin. Burda konuşun ayrıca."

"Sanki konuştuklarımızı anlayacaksında."diye mırıldandım. Joo Chan'a döndüğümde kaşlarını çatmış bir şekilde abime baktığını gördüm.

"Yağmur kim bu adam? Ne istiyor senden?"

"Kim olduğunu boşver. Benim burdan hemen kaçmam gerekiyor ve sende bana yardım ediyorsun."

Kafasının daha da karıştığı yüzündeki ifadeden anlaşılıyordu.

"Hem kendini affettirmek istemiyor muydun. Al sana fırsat."

"Peki nasıl olacak o?"

"Arabana kadar koşmaya ne dersin? Beşe kadar sayınca koşmaya başla. Biir, ikii.."

Abimin gittikçe sıkılmaya başladığını farkedince saymayı hızlandırdım.

"Üç, dört.."

Daha beşe kadar saymamışken Joo Chan'ın elini elimde hissettim ve hızla koşmaya başladık. Deli gibi koşuyorduk. Arkamızdan abim öfkeyle birkaç küfür etmiş ve o da koşmaya başlamıştı.

"Daha beş dememiştim. Hem planda bu yoktu."dedim elimi tutan elini gösterirken.

"Yardım istedin bende yardım ediyorum işte. Bırakayım istersen."

"Hayır, böyle iyi."dedim yavaşlamaktan korkarak.

"Yanlış anlama sakın abimin bizi yakalamasını istemediğim için öyle dedim."

"Abin mi o senin? Ne işler çeviriyorsun sen Yağmur?"

"Bir şey sorma ve koşmaya devam et."

"Bu konu burda kapanmadı."

Hızımızı arttırırken gözlerim elimin içindeki eline kaydı. Kalp atışlarım hızlanırken kafam iyice karışmıştı.

"İşte araba orda. Daha hızlı koş."

Joo Chan'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve gerçek dünyaya döndüm. Bu sırada arabanın yanına geldik ve hızlıca bindik. Joo Chan kapıları kilitlerken abim bize yetişmiş camları yumruklamaya başlamıştı.

"Bas gaza çabuk."

"Yağmur, dur. Buraya seni geri götürmeye gelmedim. Dur konuşalım."

Abim arkamızdan bağırırken söylediklerini düşünmeye başladım. Ne yani beni geri götürmeyecek miydi?

Bölüm bu kadar geç geldiği için gerçekten özür dilerim. Aslında yazmaya devam etmeyi düşünmüyordum. Fikrimi siz ve arkadaşlarım değiştirdi. Eğer düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız mutlu olurum :)
Bu arada kapağı yapan ve beni yazmam için teşvik eden  @herondalegiller e teşekkürler.

KORE DE TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin