Bütün gün somurtup durmuştum. Öküz yüzünden tüm keyfim kaçmıştı. Sarayı gezsekte hiç eğlenmemiştim. Hadi ama biri size böyle davransa nasıl hissedersiniz?
"Daha ne kadar somurtucaksın? Alt tarafı çarpıştınız. Canını sıktığına değmez."
"Söylemesi kolay tabi." dedim oflayarak.
"Keyfini yerine getirecek bir yol buldum." dedi Dae Ho gözleri ışıldarken.
"Kareokeye gidelim!"
"Süper fikir." dedim. Stresimi atmak için çok iyi bir yoldu.
"Yalnız şimdiden uyarayım sesim berbattır."
"Önemli olan söylemek."
"Hı hı tabi." dedim gözlerimi devirerek. Arabaya bindiğimizde bugün olanları düşünmeyeceğime söz verdim. Aptalın teki yüzünden niye canımı sıkıyorum ki ?
Araba durunca geldiğimizi anladım. Kapıyı açıp çıkarken etrafı inceliyordum. Karşımdaki kocaman 'Kareoke' tabelasını görünce sırıttım. İçeri girdiğimizde aklıma söyleyeceğik şarkı geldi.
"Hadi şarkı seç."
"Korece olmak zorunda mı?"
"Hayır istediğini söyleyebilirsin."
"Tamam. Kendinizi hazırlayın. Buna dayanamayabilirsiniz."
"Kimseyi görmedim ben
Senden daha güzel
Kimseyi tanımadım ben
Senden daha özel
Kimselerede bakmadım
Aklımdan geçer
Kimseyi tanımadım ben
Senden daha güzelSana nerden rastladım
Oldum derbeder
Kendimi sana sakladım
Senden daha güzel
Kimseleride takmadım
Ölsem değişmem
Kimseyi tanımadım ben
Senden daha güzel "Bağıra bağıra şarkıyı söylerken Dae Ho'ya baktım. Sırıtıyordu. Onların çoktan kulaklarını kapatıp kaçmış olması gerekmiyor muydu? Belki de o kadar da kötü değildir sesim. Acaba şarkıcı mı olsam? Of ne saçmalıyorum ben.
"Güzel seçim. Dumanı severim."
"Duman mı ? Ne zamandır sigara içiyorsun Dae Ho?" diyen Eun Kyung'a baktım. Yanlış anlamıştı. Dae Ho'yla birbirimize bakıp gülmeye başladık. Eun Kyung ise hiçbir şey anlamamış bir şekilde bize bakıyordu.
"Duman Türkiye'deki bir grubun adı." diye açıklama yaptım.
"Haa öyle söylesenize." diyip kendide gülmeye başladı.
Kapıdan gelen sesle üçümüzde o tarafa baktık.
"Bu şarkıyı kim söyledi?"
İçeri giren adama şaşkınlıkla baktım. Şarkıyı nasıl duymuştu ki. O sırada aslında kapının tam kapalı olmadığını farkettim. Hayret benim gibi kapının açık olmasından nefret eden biri nasıl kapıyı kapatmadı.
"Ben söyledim."
"Sesine bayıldım ve ingilizceye benzemiyordu. Hangi dilde söyledin?"
"Türkçe ama bunları neden soruyorsunuz anlamadım."
"Sana bir teklifim var. Gelip gece klübümde bu şarkıyı söyler misin? Karşılığını alıcaksın tabi."
Bir an ne cevap vereceğimi bilemedim. Dae Ho ve Eun Kyung'a sorar gibi baktım. Başlarını kabul et gibi salladılar. Aslında güzel teklifti. Hem yakında paramda suyunu çekmeye başlardı.
"Peki. Kabul ediyorum."
"Bu kartım. Cumartesı akşamı gelip söylersin."
"Teşekkür ederim." dedim uzattığı kartı alırken. Adam odadan çıktıktan sonra birbirimize baktık. Eun Kyung çığlık atıp bana sıkıca sarılırken zor nefes aldım.
"Tebrikler. Daha ikinci günden iş buldun."
"Bende tebrik ederim. Ama adamın kulakları sağır olmasın. Yoksa neden sana iş teklif etsin ki?"
"Yaa Dae Ho!" diyip omzuna yumruk attım. Her fırsatta dalga geçmek zorunda mıydı?
"Şaka yaptım şaka."
"Hadi eve gidebilir miyiz artık! Çok yorgunum." dedi Eun Kyung. Haklıydı çok yorucu bir gün olmuştu.
"Tamam önden buyurun bayanlar." dedi Dae Ho kapıyı açıp nazikçe önümüzde eğilirken.
Eve geldiğimizde Eun Kyung'a iyi geceler dileyip kendimi yatağa attım. Üzerimi bile değiştirmeye üşenen ben Türkiye'den kalkıp Kore'ye gelmeye nasıl üşenmedim. Gerçekten merak ediyorum. Garip biriyim.
Birden aklıma bugün ki öküz çocuk geldi. Yüzüm asılırken söylediklerini düşünmeye başladım. 'Kim Joo Chan. Bu ismi sakın unutma." derken neyi kastetmişti. Acaba ünlü biri miydi? Yok canım ünlü olsa Dae Ho ve Eun Kyung tanırdı. Yoksa tehdit mi etmişti bu beni?! Gözlerim korkuyla açılırken saçmaladığımı farkettim. Daha fazla düşünmek istemediğimden kalkıp üzerimi değiştirdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE DE TÖRE
ChickLit-Sana dediğim çocukla evleniceksin işte o kadar! -Hayır evlenmeyeceğim! Diye haykırdım. Her şeye katlanabilirdim ama tanımadığım biriyle evlenmeye göz yumamazdım. -Ne demek hayır! Sen bana karşı gelebileceğini mi sanıyorsun?! -Baba,lütfen... -Kes! H...