Bu yaptığım doğru mu hiçbir fikrim yok. Sadece yapmak istiyorum. Elimdeki biletleri sıkıca kavrayıp işlemleri halletmek için sıraya girdim. Pişman olucağımı hiç sanmıyorum. Belki annemi biraz özleyebilirim. BİRAZCIK. Ah kimi kandırıyorum ki. Bal gibi de annemi çok özleyeceğim. Ama sadece annemi.
Uçakta ki yerime yerleşirken içimde bir sıkıntı vardı. İlk defa uçağa biniyordum. İlk defa ailemsiz bir yere gidiyordum. İlk defa yurtdışına çıkıyordum. Yani bugün ilklerimi yaşıyordum. Peki benim mutlu olmam gerekmez mi?
Daha fazla düşünmek istemediğim için telefonumu ve kulaklığımı çıkardım. Biraz müzik hiçte fena olmazdı. Beast ' On Rainy Days ' tam da ruh halime uygun görünüyordu. Hem dışarıda da yağmur yağıyor. Ne tesadüf ama. Yoksa gökyüzü ben gidiyorum diye ağlıyor olmasın. Biliyorum çok mükemmel biriyim ama benim için ağlamamalısın. Sonra...
Tam egom tavan yapmışken biri kolumu resmen taciz ederek düşüncelerimden sıyırdı. Gözlerim faltaşı gibi açılırken beni rahatsız eden densize doğru döndüm. Ah bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı? Ama tabi ki bu ' Ne var? ' bakışlarımı almasına engel değildi.
"Kulaklığının birini kullanabilir miyim?" diyen Koreli çocuğa şaşırarak baktım. Ne de güzel Türkçe konuşuyordu öyle.
"Tabi."dedim ve kulaklığımın tekini ona doğru uzattım. Hadi ama onu kıracağımı mı düşündünüz. Hele de böyle güzel Türkçe konuşurken.
"Sende mi Beast hayranısın?"
"Tabi ki . Yoksa sende mi?"
"Evet. Onlar benim idollerim. Bu arada ben Dae Ho."
"Yağmur."
"Gökyüzünde ki gibi mi?"
Espri yapmaya mı çalışmıştı şimdi bu? Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.
"Ha ha çok komikti."
"Dimi" diyerek koluma vuran ve gülen çocuğa uzaylı görmüş gibi bakmış olmalıyım ki gülmeyi kesti ve bakışlarını kaçırdı.
"Söylesene ne zamandır Türkiye'desin?"
"Aslında 3 aydır burdayım. Türkiye cennet gibi bir yer."
"Haklısın ülkemiz çok güzeldir."
"O zaman niye başka ülkeye gidiyorsun?"
"Sen kendi ülken güzel olmadığı için mi Türkiye'ye geldin?" dedim tek kaşımı kaldırırken.
"Hayır tabi ki de."
Dae Ho ile biraz daha sohbet ettik. İyi birine benziyordu. Daha yolculuğun bitmesine 4 saat var. O yüzden uyumak en iyi fikir. Gözlerim yavaşça kapanırken annemlerin şuan ne halde olduklarını düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE DE TÖRE
ChickLit-Sana dediğim çocukla evleniceksin işte o kadar! -Hayır evlenmeyeceğim! Diye haykırdım. Her şeye katlanabilirdim ama tanımadığım biriyle evlenmeye göz yumamazdım. -Ne demek hayır! Sen bana karşı gelebileceğini mi sanıyorsun?! -Baba,lütfen... -Kes! H...