Aynanın karşısına geçmiş kendini izliyordu Leyla. Firüzan tüm gün genç kızken yaptıklarını anlatmıştı gün boyu. Belki bu nedendendir bilinmez saçına yüzüne vücuduna anlamsız bakışlar atıyordu. Elini vücudunda gezdirmeye başladı yüzündeki buruşukluklara dokundu saçlarındaki beyazlıklara sonra bir anda aklına düştü Leylanın yara izi. Göbeğinin sağ üstündeki o yara izi. İç geçirdi o yara izine bakarak. Tam o sırada aynanın karşısında duran eski bir çantasını gördü. Asil ama parlak bir çantaydı. Göz alıcı bir parlaklığı vardı çantanın. Dolaptan çıkan sadece bir küçük ucu vardı onu farketmişti Leyla. Dolabı açtı ve çantayı aldı. Müge ile beraber almışlardı o çantayı. Hatta kendi güzelliğini farkettiği yıllarda aldığı ilk çantaydı. Çantayla oynamaya başladı istemsizce. Bir kartvizit vardı çantada. Ömer Koruya aitti bu kartvizit. Ufak bir gülümsedi Leyla düşünceler denizine açılmadan önce.
Kemal Aysunu yerde görünce kımıldamı hemen bir apartman kapısında pusuya yattı adeta. Allah belanı versin senin araba kullanmasını bir öğrenemedin it diye bağıra bağıra bir adam indi arabadan 40 yaşlarında kır saçlı. Patron cidden önüme fırladı birden firene bastım ama duramadım. Sus lan dedi kır saçlı adam. Hastaneyi ara hemen çabuk. Şoförün eli ayağına dolaşmış napacağını bilemiyordu. Ver lan telefonu salak dedi. Bir yandan Aysunun kontrol ederken. Bırak hastaneyi dedi biz götürüyoruz hastaneye yardım etti şoförüne.
Aysun yavaş yavaş gözlerini açtı bir hastane odasında. Çok ağır bir durumla karşı karşıya kalınmamıştı. Vücudunda bir yara izi vardı. Yavaşta kafasını çevirdi pencereye doğru. Tanımadığı bir adam pencerenin önünde dikilmiş bekliyordu. Kıravatını ve ceketini çıkartmış pencereden uzaklara bakıyordu. Siz kimsiniz dedi Aysun. Kır saçlı adam döndü hemen arkasını. Oh şükürler olsun uyanabildiniz dedi. Siz kimsiniz diye sordu Aysun tekrar. Benim şoförüm çarptı size dedi mahcup bir şekilde ama merak etmeyin cezasını ben vericem işine son vericem kusura bakmayın dedi. Aysun yok onun bir suçu ben dikkatsizdim dedi.
Firuzan koşarak girdi odaya Allaha şükür uyanmışsın dedi. Nasılsın canım iyi misin bir şey istiyormusun diye soru yağmuruna tutuyordu Aysunu. Hiç bir şey istemiyorum dedi Aysun. Tamam sen yat biz doktoru çağıralım sonrada çıkışını alalım dedi. Sonra Mügeye döndü Firuzan. Müge kır saçlı adamdan gözünü alamayıp dik dik bakıyordu. Firuzan kolundan tutup çekti Mügeyi.Odadan çıktılar.
Ben çıkışınızdan sonra sizi evinize bırakayım dedi. Nerede yaşıyorsunuz dedi kır saçlı adam. Yok dedi Aysun biz gideriz sıkıntı olmaz hem size zahmet olmasın. Ben size bırakayım mı diye sormadım dedi kır saçlı adam küstah bir tavırla. Yani dedi ben bırakmak istiyorum bu halde gitmenize gönlüm razı gelmez dedi az önceki cümlesinden utanmış bir şekilde.Buraslı mısınız diye sordu kır saçlı adam. Aysun biraz durakladıktan sonra yok dedi buralı değilim. İş için mi burdasınız o zaman dedi adam.Yok dedi uzun hikaye hiç girmeyelim dedi Aysun.
Çıkışı yaptıktan sonra arabaya binmek için çıkış kapısına geldiler. Aysun durmadan Kemale bakınıyordu burda mı diye. Bir şey mi oldu dedi adam. Yoo dedi Aysun hastaneye bakıyorum dedi. Evin önüne geldikleri zaman vedalaşma zamanı gelmi Firuzan zorla Mügeyi arabadan indirmeyi başarmıştı. Kartını uzattı adam herhangi bir sıkıntınızda lütfen arayın beni dedi. Teşekkür edip indi Aysun otobüsten. Karttaki isme baktı ÖMER KORU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eski fotoğraflar
RomanceBazı insanlar geçmişin ağır yüklerini taşır omuzlarında. Kimileri kendileri çizer geçmişini kimileri ise kendilerini bırakırlar kader denen rüzgara. Leyla geçmişinden utanan korkan bir kadın. Ve Leylayı geçmişe yönlendiren o eski fotoğraflar.