Vicdanın gürültüsü

25 5 1
                                    

Aysun koca bir şehirde bir buğday tanesiydi. Küçücüktü. İlk defa yanlız kalmıştı. Geri dönemezdi. Kemalin paralarını almıştı. Vivdanı sorguluyordu adete onu. Leyla olsa yapar mıydı? Çalar mıydı ona yardım eden adamın parasını? Bir an karamsarlaştı. İsmiyle beraber ruhuda değişmişti sanki. Leyla olsa aç kalırdı genede çalmazdı ama Aysun bir dakika bile düşünmemişti.Sonra birden çok kalabalık bir sokağın içine girdi. Sanki bu sokakta devam etse yürümeye kaybolacaktı. Ne kadarda kalabalık diye geçirdi içinden. Kendi kasabasında bu kadar insan anca vardı. Bir ara sokağa girdi Aysun. Hiç bilmediği bir şehirde hani sonbaharda rüzgarda savrulan yapraklar vardır işte o misali  savruluyordu bir o yana bir bu yana. O kadar yorulmuştu ki kalacak bir yer bulmakta karar verdi. Önüne gelen ilk pansiyona girdi.

Odasına çıktığında hemen atıverd kendini odasındaki tekli koltuğa. Sanki yıllardır kimse kalmamış o yüzdende temizlemeye lüzum görmemişlerdi bu odayı. Aysunun oturmasıyla koca bir toz bulutu çıkıverdi koltuktan. Hemen gidip pencereyi açtı havalandırmak için odayı.

Yine Kemali düşündü. Napıyordu acaba şimdi? Arıyor mudur Aysunu? Ayıp mı etmişti Kemale? Vicdani devreye girmişti hemen. Vicdanı moralini bozmak için oyuna girmiş geçmişi ara vermişti sanki bu oyuna. Aysun hemen savundu kendini vicdanına karşı. Hem şuana kadar başına gelenlerden güvendiği insanlar sorunlu değil miydi? Onlar değil miydi ona sıfat takanlar üzenler ağlatanlar inanmayanlar? Aptal mıyım dedi kendi kendine insanlar bana değer vermezken ben onlara değer veriyorum. Bir anda gözleri ellerine kaydı. Ne zamandır banyo yapmıyordu ki? Vücuduna su deymeyeli ne kadar olmuştu? Duş almaya karar vermişti. Hem bir duş hem ruhuna hemde bedenine iyi gelecekti.

Duştan çıktıktan sonra yemek yemek için aşağıya indi. Ne kadar insan vardı. Bu kadar küçük bir pansiyona bu kadar insanın sığması şaşırtıcıydı onun için. Boş bir yer buldu oturdu ve sipariş vermek için görevliyi çağırmıştı. Ne kadar da farklı bir duyguydu yemeğini önüne başkasının koyması helede bu bir erkek. Self servis hanımefendi dedi görevli. Özür dilerim dedi Aysun anlamış gibi ama neydi ki bu servis. Önce boş boş oturdu masada sonra insanların kendilerinin yemek aldıklarını görünce koşarak sıraya girdi.

Yemeğine başladı hemen. Kurt gibi acıkmış olmalı ki soluksuz yiyordu yemeğini. 'Pardon boş mu? oturabili miyim ?'dedi bir ses. Aysun kafasını çevirip baktığı zaman karşısında dünya güzeli bir kadın gördü. Uzun boylu siyah saçlı beyaz tenli ve masmavi gözlü.. O değil bütün herkes ona bakıyordu. O kadar güzeldi ki. İçten içede kıskanmıştı hani. Nede olsa kasabanın en güzel kızıydı ama bu kızın karşısında hiç şansı yoktu.Tabi dedi bir anda kendine gelen Aysun. Teşekkür ederim dedi güzel kadın.'Ben Müge'dedi kadın. Aysun bir anda tereddüt etti. Ne demeliydi Leyla mıydı yoksa Aysun mu? Derin bir nefes aldıktan sonra Aysun dedi. Tanıştığımıza memnun oldum.

Şuan da napıyo acaba Müge diye düşündü Leyla. Sonuçta kaç yıl geçmişti aradan.Arasa bulabilir miydi? Hem özlemişti muhabbetinide. Mutfağa doğru ilerledi Leyla. Çay koymak için elini çaydanlığa uzattı. Birden bir ses duydu.'Leylaaaaaa Leylaaaaaaa'

eski fotoğraflarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin