Yarım Kalan Kitap

31 1 0
                                    

Gece gözüme uyku girmedi. Saatlerce oturdum. Zaman çok yavaş işliyordu sanki. Giderek sıkıldım. Ersan'ı uyandiramazdim. En iyi çözüm kitap okumaktı. Geçenlerde okumak için elime aldığım ama Ersan'la tartisinca kapağına bakmakla yetindigim Huzur adlı kitabı elime aldım. Kalinligina bakılırsa uzun sürecek bi kitap yolculuğu olacaktı. İlk sayfasını açtım ve okumaya başladım.

Önsöz
Ben bir şairim. Her şair biraz ölüm taşır ve ben en çok huzurlu ölüm severim..

Bir sayfa çevirdim. Beni sürükleyecek bir kitap olacağı daha önsözden belliydi. Aslında okumam doğru olmazdı ama zaten normal olmayan bir kitap normal olmayan bir insan için eşitleyici sayilabilirdi. şiirlerle karışık bir kitap ne kadar etkileyebilir ki düşüncesiyle kitabın sayfalarına döndüm.

Bir kız. Bir kız görünüyordu uzakta. Kızıl denize bakıyordu. Kumsala uzanmış kızıl gökyüzüne bakıyordu. Çünkü o kızıl ölüm seviyordu...

Kanda kızıldı. Ölümün çağrıştırdı kan ve özgürlüktü. Mess bunu istiyordu. Kan tanrısı yüce Messina. O kız , hediye olarak kendini vermişti Messina'ya. Gördüğü herşey kızıldı ve kızıl kalacaktı.

-

Messina yeni bir emir verdi sadık hizmetkarından biri olan Emma'ya...

Emma sabah uyandı ve en güzel kıyafetlerini giydi. Bugün özel olmalıydı. Sevgilisi Chris ile bulusacakti. Henüz omuzlarına uzanan kızıl saçlarını taradı. Oldukça güzel olmuştu. Akşam kızıllığında Chris onu alacaktı. Vakit gelmişti. Beraber ilk tanıştıkları ve sevgili oldukları yere geldiler. Hatta burası ilk öpüştükleri yer bile olabilirdi. Burası onlar için çok özeldi. Beraber yemek yediler ve ayaklarını sarkıttıkları mavi duvarın üzerine oturdular. Gökyüzü çok güzeldi. Etraf çok sessiz ve karanlıktı. Yıldızlar pasparlaktı ve bir sürü mum ışığı esen meltemle sevişiyordu. Chris ve Emma birbirlerine oldukça yakındılar. Hoşça geçen sohbetin ardından kısa süreli bi sessizlik oldu ve bu sessizliği bozan Chris idi.

"Emma, hatırlıyor musun? Seninle burada tanışmıştık."

"Evet, çok güzel gülüyordun."

"Emma, gidelim buralardan. Messina bizim yerimize başkalarını bulabilir. İzimizi kaybettiririz. Kilik degistiririz ama ben korkarak yaşamak istemiyorum."

"Ne demek istiyorsun Chris? Böyle bir ihaneti Mess asla kabul etmez."

"Bir gün bize de sıra gelecek Emma. Seni seviyorum, sende beni seviyorsun... Değil mi?"

Emma derin bir nefes alıp verdi.

"Evet, seviyorum."

Chris'e oldukça yaklaştı ve onu dudaklarından öpmeye başladı. Dudaklarından uzaklaştığında ters giden biseyler vardı. Chris'in boğazı kanıyordu.

"Ama Messina'yi daha çok seviyorum."

Ve Messina yeni bir emir verdi sadık hizmetkarından biri olan Emma'ya
"Chris ölmeli!"

Chris'in boğazına bir bıçak saplamisti. Ve onu ölüme uğurlarken Emma büyük bir soğukkanlılıkla sadece "Seni özleyeceğim" demişti.

-

Bana biseyler anımsatmisti. Bir an ölümü hatırladım. Ardından mezar taşlarını ve dedemin mezarını. Korkmuş ve ürkmüştüm. Bir hışımla yataktan fırladım. Odadan hizlica çıktım. bahçeye açılan kapının önüne vardığımda durdum. Bir süre içimden gezinmek geldi. Okuduklarımı kendi iç dünyamda özetlemek, ruhumda yaptığı etkiyi tartmak ve kendimin hayata hazır olup olmadığının muhasebesini yapmak istedim. Ruhsal alemimde çalkantılar başlamıştı. Bu dünyada başı boş değildim. Emir alan yada emir veren olduğum konusu tartışılırdı. Ama yaşamın bir anlam taşımadığı sanki iliklerime kadar nüfus etmişti. Karıncalar beynimi kemiriyordu. Aslinda düzgün de düşünemiyordum. Her geçen gün beni ölüme bir adım daha yaklaştırıyordu. Ölümün olduğunu ilk defa hatırlamıyordum. Yaşamın olduğunu daha yeni hatırlamak , büyük bir gafletti. Ölümü düşünmekten yaşamı belkide unutmuş yada ölümüm için hazırlıklar yapmıştım. İçim sıkılıyor ve sorup verdiğim cevaplardan tatmin olmuyordum. Ve ölümü bu denli hatirlamama rağmen , bugüne ne kadar niçin hiç bunları düşünmediğime bir anlam veremiyordum.

Ruhum rahat değildi. Hemen doktorumu görmem gerekiyordu yada Ersan'ı ... Evet su an ona gerçekten çok ihtiyacım vardı. Başım dönmeye başlamıştı. Terliyordum ama aynı zamanda soğuktu. Gözümden yaşlar akıyordu, titremeye başlamiştım yere doğru comelirken. Ve o tanıdık olduğum sesi duydum.

"AZRA!"

-ans

HUZURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin