Bana Sen Lazım.

42 1 0
                                    

"Bir bakışına bin meftun."

Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü açtığımda yanımda, belime sarılmış şekilde uyuyan Ersan'ı gördüm. Ne kadar da güzeldi. Upuzun kirpikleri ve kendi tabiriyle üç tel sakalı vardı. Seviyordum. Çok seviyordum. Biz onunla normal sevgili ilişkisinin çok ötesinde , nice noktalardaydık. Farklıyız diyemezdim, ama asla normal değildik. Hatırlayamadığım eski hayatım, onun hayatı, içinde bulunduğumuz roller mazide kalmıştı. Şimdi Ersan, holdinglerinin bitmek bilmez işleriyle uğraşmak yerine benimle uğraşıyordu. Hayret ettim.

"İnsan bu denli sever mi?"

dedim kendi kendime. Sesimin çok çıkmadığından emindim ama Ersan sanırım sesime uyanmıştı. Yavaşça gözlerini araladı. Derin bir nefes aldı. Tatlı bakışlarını gözlerime dikti. Onu öpmek istedim. Ama cesaret edemedim. Sadece saçlarına dokunmakla yetindim. Onu sevmek konusunda asla acele etmiyordum. Usul usul, her hücreme onun adı işleyerek seviyordum. Belki onunla aramızda yılların biriktirdiği aşk vardı. Ondan öğreneceğim çok şey vardı. Ancak benim henüz ona verebilecek ne bir şeyim nede öğretebilecek bildiklerim vardı. Ona yetişebilmem için ona ihtiyacım vardı.

"Bana sen lazım." dedim elimi sakallarına değdirirken. İçimde yığılıp kalmış duygularımı bir çırpıda söylemek geldi. Tereddütle tekrar konuşmaya başladım.

"seni gören tek kişi olmak istiyorum. senin bakışların yalnız bana denk gelsin. seni benden başka düşünen olmasın. sana ben dolu bir ömür vaat ediyorum Ersan Ersoy."

Yeni uyanmış olmanın verdiği boğuk ses tonuyla,

"Bu bir evlenme teklifi mi yoksa Azra Hatun ?"

"Evlen benimle!"

"Hahahhayyy Azra seninle her sabah bu kadar güzel olacaksa neden olmasın."

dediklerime inanamamıştım ama içimdeki karınca istilası buna sebebiyet vermişti. Ellerim hala yüzündeyken sadece gülümsedim ve gözlerimi yumdum. İşte bu sabahta normal olmayan sabahlardan biriydi.

"Derin bir denizin dibine çökmüş bir hazine aşk denen."

-ans

.

HUZURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin