Ertesi sabah:
Kumsal kahvaltısını yaparken Derin'i görüntülü aradı Derin'de kahvaltıya yeni başlamıştı, Kumsal telefonu belli bir konuma koyarak Derin'le birlikte dün olan olaylar hakkında konuşuyordu. Derin Kumsal'ın anlattıklarına şaşırmıştı ama en çok şaşırdığı konu Kumsal'ın Can'a balo teklifini yapmasıydı.
"NE? Kumsal sana inanmıyorum, sadece bir gün okula gemedim ve olanlara bak ,gerçekten sen mi teklif ettin" dedi, Kumsal ise pek umursamaz şekilde konuştu,"Evet yani sonuçta, Can'ın baloya gidecek kimsesi yoktu bende eksi not almamak için teklifte bulundum,zaten oda kabul etti,yani abartılacak birşey yok" dedi, ama Derin ise ekledi "Kumsal biliyormusun bilmiyorum
ama senin zaten bir partnerin var, hatta adıda Ercan" dedi, ama tam o sırada telefondan bir bildirim geldi ve Kumsal eline telefonu alıp gelen mesaja baktı ve konuştu "Aslında şu andan itibaren o şahısın ben dahil hiçbir partneri olamaz" dedi, Derin'de "Nasıl yani" dedi, Kumsal ise konuştu "Ben İrem'le tartışmadan önce Ercan'ı bir kızla konuşurken yakaladım kendisi o kızada balo teklifinde bulunmuş ,ayrıca sadece oda değil başka birkaç kızada aynı şeyi söylemiş, bende bu durumu ilk o kızlara anlattım sonrada Fatma hocaya söyledim, daha deminde onun mesajı geldi, Fatma hoca Ercan'ı balo günü gelmeyeceğini ve rahatça takılabileceğimizi yani korkmamamız gerektiğini yazmış" dedi, Derin ise konuştu "of ya bundan sonra her gün dibindeyim kızım, hiç bir yere bensiz gitmeyeceksin, anlaştıkmı, bak sonra başına neler geliyor,seni sahipsiz sandılar tabi, bundan sonra asla böyle birsey yaşanmayacak" dedi, Kumsal'da "Emredersiniz komutanım!" dedi, Derin'de"off Kumsal ,ben ciddiyim" dedi ve Kumsal sırıtmaya başladı.
10 dakika önce:
Can sabah kalkıp her zamanki gibi kıyafetlerini düzenlemiş ve yukarı salona geri çıkıp televizyondan haberleri açmıştı, ardından mutfaktaki ada masasının üstünde duran meyve kağsesinden yeşil elma alıp ısırmış ve koltuğa oturmuştu.
Televizyonda çok eski bir okulun yeni öğrencilerinin garip şeyler söyledikleri ve yaptıklarını anlatırken bir anda kapı çalmıştı, Can televizyonu kapatıp kapıya bakıp, sonradan elmasından bir ısırık daha alıp kapıya gidip kapıyı açmıştı, kapıdaki kişi Burak'tı, Burak hemen içeri girip koltuğa oturmuştu.
O sırada Can konuşmuştu "Ben iyiyim teşekür ederim" dedi, Burak ilk olayı anlamayıp "ne" desede, sonradan olayı anlayıp "Pardon Can kusura bakma, ben biraz dalgınım da, ondan ne yapacağımı bilmiyorum" demişti, Can şaşırıp konuşmuştu "Burak senin bu durumunu benim dinleyip sana bir fikir vermem ne kadar mantıklı bir karar bilmiyorum, bu konuları bir psikologla konuşman sana daha iyi gelir derdim ama eğer senin bu durumuna psikoloğun çare bulabileceğini bilseydim, ama ne yazıktır ki senin hayat hikayeni ve o yaşadığın şeylerin ağırlığını en iyi ben anlarım dostum ,yani, anlat,dinliyorum" dedi, Burağ'ın düşmüş olan yüzü Can'ın bu sözleriyle hafif bir gülümsemeyle düzelmiş gibiydi, Burak derin bir of çekip konuşmaya başlamıştı "Dostum benim ve babamın aramızdaki husumeti biliyorsun,geçen senden çıkıp Derin'gilde kaldığımı biliyorsun, ama ben sana babamın şirketinin benim yüzümden çöküyor olması ve batmakta olduğunu anlatmamıştım, ve Bunun olma sebebide babamın beni koruması,beni korurken birazcık şiddete baş vurması ,oldu aslında nasıl şirketi geri ayakta tutacağını biliyorum ,gidip Ramazan beyle konuşmaya çalışmalıyım, ama adama ulaşmak imkansız ve ulaşsam bile adamın beni dinleyip dinlemeyeceğini dinlese bile beni kâle alıp almayacağı bile büyük bir bilinmezlik, yani ben ne yapmalıyım bilmiyorum bana bir akıl ver dostum" demişti ,Can bu konuşma üzerine Burağ'ın omzuna elini koyup konuşmuştu "bak dostum, dediğim gibi ben psikolog yada senin hayat koçun değilim,sana ne yapıp ne yapmayacağını söylemek bana düşmez, ama eğer ben seni iyi tanıyorsam ,gidip o adamı ikna edebilirsin ,çünkü benim tanıdığım Burak, zekii, anlayışlı, kurnaz, iyi kalpli birisi eğer o adamla konuşursa o adamı babana bir şans vermesi için ikna edeceğine kalpten inanıyorum" demişti, Burak bir anda Can'a bakıp ona sarıldı ve konuştu "iyiki benim dostumsun Can" dedi ve ayrıldı, Can'da Burak ayrılınca "Ne demek dostum ,önceden sen beni desteklerdin şimdide ben seni destekliyorum" demişti. Burak derin bir oh çekip konuştu, "ee dostum benim olayı hallettik peki ya senin şu minik İrem olayına ne oldu" dedi, Can elmasından bir ısırık alıp sakin bir sesle "baloya onla gitmiyorum, Kumsal'la gidiyorum"dedi,Burak şaşırıp "NEE" diyerek bağırdı ve ekledi "Nasıl yani" dedi, Can'da kısa bir şekilde olanları anlattı "... işte öyle oldu, yani anlayacağın İrem büyük bir yalancı çıktı" dedi, Burak ise ekledi "Vay be olaya bak, ee Peki Kumsa'la nasıl balo teklifi ettin" dedi,Can yine elmasından ısırık alıp "ben değil teklifi Kumsal yaptı, bende kabul ettim" dedi, Burak yine "NEE" diye bağırdı, Can Burağ'ın bağırmasını beklemediği için elma az kalsın boğazında kalıyordu, Can öksürüklere boğulmuştu, Burak'ta Can'ın sırtına vurmaya başlamıştı, tam o sırada kapı çalmıştı, Can işaret parmağını 'bir saniye der gibi havaya kaldırmıştı ve ayağa kalkıp geri geri kapıya giderken Burağ'a"boğazına birşey kaçanın sırtını yukarı doğru sıvazlanır, vurursan dahada boğazına kaçar" demişti ve son kez öksürüp kapıya dönüp kapıyı açmıştı kapıda kargocu ve elindeki küçük bir kargo vardı ,Can gelen kodu söyleyip imza atmış ve paketi almıştı, Burak Can'a bakıp "ne o" demişti , Can ise "çok hızlı geldi gerçekten" dedi, Burak yine "söylemeyecekmisin, o pakette ne var" dedi, Can ise paketi açıp siyah yatay dikdörtgen siyah kadife bir kap içinde Kumsal için sipariş ettiği ,hediyenin geldiğini görmüştü, Can bile etkilenmişti, resimdekilerden daha güzel gelmişti ,tek korkusu bunu Kumsal'ın beğenip beğenmeyeceğiydi. Can hediyeye bakıp düşüncelere dalmışımtı Burak bir anda Can'ın elindeki hediyeyi alıp bakmıştı ve "Vay, Can, bu inanılmaz güzel ve zarif birşey, bunu gerçekten senmi sipariş ettin" dedi, Can Burağ'ın elinden hediyeyi almaya çalışıyordu ama Burak hediyeyi kaçırıyordu o sırada Can konuştu "Evet dostum,ben seçtim, ama artık verirmisin ,başına birşey gelmesini istemiyorum da" demişti. Burak'ta, Can'a kutuyu uzatıp, "gerçekten çok iyi bir seçim" demişti ve Burak tekrardan konuştu "Peki dostum kendine takım elbise falan aldın mı?" dedi ,Can ise "hayır" dedi Burak ise alaycı bir sesle "zaten gerek yok, sen bir pantolon üstüne bir tişört giy öyle git birşey olmaz" demişti, Can ise "öyle olmaz ki. Değil mi " demişti, Burak ise "herhalde olmaz dostum, hadi kalk, sana takım elbise bakmaya gidiyoruz, smokin alacağız sana daha çok yakışır" demişti ve Can'ın elindeki elmayı tezgaha koyup kolundan sürükleyerek kapıya götürmüştü çıkarken de Lara'ya evin güvenlik sistemini açmasını söyleyerek evden çıkmıştılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİP
Teen FictionSiz RED'i hiç duydunuzmu Evet şimdi sizi red'le tanıştırayım İşte karşınızda ilk Türk süper kahraman Red ve EKIP'İ. Bir kaza'da güçlere kavuşan Türk bir genç ve bu sorumluluğu taşımaya çalı...
