19. BÖLÜM ~ UZUN GECE'NİN SABAHI

13 2 2
                                        

MALİKANEDE:

Can malikanenin büyük avlu kapısından içeri girmişti, malikaneye baktığında giriş kapısının aralıklı olduğunu görüp şüphelenmişti, birşey olduğumdan korkarak kapıyı yavaşça itti ve içeriye dikkatlice göz gezdirdi, ama kimse yoktu, sağa sola iyice bakarak seslendi "Kemal amca, nerdesin" dedi, ama ses gelmedi, sonra sırayla Sanem, Hakan ve Atilla'ya seslendi ama kimsi ses vermedi, Can yavaşça bütün odalara girmeye başladı, giriş katındaki tüm odalara baktı ama kimse yoktu, sonra sakince yukarı kata çıkmıştı, ve kocaman bir odada nerdeyse 100 inçlik bir TV'nin karşısına  yere oturmuş 'akıncı' izleyen bir çocuk yani Arden duruyordu, Can Arden'i görünce hemen onun yanına gidip ,"Arden nasılsın" demişti. Arden, Can'ı görür görmez hemen ayağa kalkıp Can'ın yanına koşup ona sarılmıştı. Arden'de "İyiyim Can abi, bak süper kahraman filmi izliyordum, birlikte izliyelim mi" demişti, Can ise "izleriz ama şimdi olmaz ,benim Kemal amcanın yanına gitmemlazım, ama söz baska bir gün birlikte izleriz"dedi, Arden'de "tamam. aa Can abi , üstündeki çok güzel, bende istiyorum" dedi. Can ise Arden'in boy hizasına eğilerek "gerçekten güzel mi?, bana yakışmış mı" dedi.  Arden'de kafa salladı Can sordu  "  Arden, diğerleri nerde, Sanem, Hakan Atilla ve Kemal amca"dedi , Arden TV başına geri gitti  TV bakıp konuştu "Sanem abla ve Hakan abi dışarıya çıktılar şey yapıyorlardı... devi... gibi bişey" dedi, Can ise "devriye mi? geziyorlar" dedi, Arden'de "Evet, devie" dedi, Can Arden'in kelimeyi söyleyememesine gülümseyerek "Anladım, peki Kemal amca ve Atilla neredeler" dedi , Arden ise ,Bodrum katındaki bilim odasındalar " dedi. Can yine gülerek "yani laboratuvardalar mı" dedi ,Arden kafa salladı  Can'da odadan çıkarken Arden'e "o kadar yakından izlersen gözün bozulur Arden ,koltuktan izle olurmu" dedi ,Arden kafa salladı ve ayakta geri geri gidip gözünü hiç ayırmadan koltuğa oturdu. Can'da odanın kapısını kapatıp odadan çıktı.

Can laboratuvara vardığında kapıyı açmıştı, laboratuar beyaz duvarları olan aydınlık ve büyük bir odaydı, odaya aynı anda 30 kişi girse bile odayı yinede dolduramazdı, laboratuvarın bir duvarında full metal dikdörtgen yan yana dizili dolaplar vardı ve kapakları camdan olduğu için içlerindeki bütün malzemeler görünebiliyordu. Ayrıca yan tarafta beyaz renkte boyalı ahşap dört beş tanede normal dolap vardı ve onların içinde de her boyutta ve sekilde cam beherglaslar vardı. Ayrıca uzun,kısa, kalın cam tuplerde ve birkaç tanede mikroskopta vardı. Ve odanın her köşesinde ne  oldukları bilinmeyen garip garip büyük küçük makineler vardı, kapının olduğu duvarın orda, duvara dayalı duvar boyunca uzanan masalar ve bir sürü sandalyeler ve mikroskoplar bilgisayarlar vardı. Ayrıca odanın tam ortasında da masalar vardı, onlarda da mikroskopla ve bilgisayarlar vardı. Masaların altındaki çekmeceli dolaplar, tavanda beli ve gizlemeye hiç uğraşılmayan havalandırma borularıda,  kısmen boş olan bir duvar, duvarın üstünde element tablosu gibi garip şeyler, o duvarın köşesinde belgelerin konulduğu çift kapaklı bir belge dolabıda vardı.

Kemal amca Can'ı görünce konuştu, "Can gelmişsin" dedi. Kemal amca ve Atilla, Can'ı baştan aşağı süzdü,Atilla, Kemal amcanın aksine baştan aşağı hızlıca bakıp sanki iğrenç birşey görmüş gibi bakıp önüne geri dönmüştü,  Kemal amca ise Can'ı yavaşça süzmüştü ve Can'ın yüzüne geri dönüp "Can bu takımla nerden çıktı böyle" dedi. Can ise üstüne bakıp "aa şey, bugün bizim okul balosu olmuştu ya, Kemal amca onun için almıştım" dedi. Kemal amcada şaşırıp "aa evet ,kusura bakma Can aklımdan gitmiş bir an" dedi ve ekledi "vaktim olsaydı sana bir takım yapardım"dedi ve Atilla o an boğazını temizliyormuş gibi ses yaparak konuştu " Sanemden ve hakandan ,mesaj geldi" dedi. Kemal amca Atilla'ya dönüp "ne diyorlar" dedi, Atilla'da mesajı okudu "Sanem 'Asaiş berkemal, şimdi malikaneye dönüyorum', yazmış, Hakan ise 'burda durumlar iyi ,son bir tur daha atıp malikaneye geliyorum " dedi ve ekledi ,"ayrıca; üç hırsız, sarhoş bir şöförü durdurmuşlar" demişti, sonra Can konuşmaya başlamıştı "Kemal amca beni buraya çağırma sebebin burda böyle durmam değil öyle değilmi " demişti, Kemal amcada eklemişti ,"pardon Can bu aralar biraz dalgınım" dedi. Atilla'nın yanından ayrılıp Can'a yaklaşarak konuştu ,"Can aslında sana çok önemli bir şey açıklayacaktık ,ama herkezin burda olmasını istiyorum" demişti. Can ise bu durumu garip bulup "Nasıl yani" diye ekledi , o sırada soluk soluğa kapıdan Sanem gelmişti. Atilla oturduğu masadan kalkıp şaşırarak saneme bakıp konuştu "bu nasıl olur daha yeni mesaj atmıştın , nasıl bukadar hızlı geldin" dedi. Sanem ise ekledi "o mesajı çok önceden attım en az 20, 25 dk oluyor ama internetim olmadığı için gelmemiştir" dedi ve soluk soluğa Can'a yaklaştı, sol koluna vurarak konuştu "Vay Can sen ne zamandan beri burdasın, üstündeki yakışmış bu arada " demişti , Can sanemin vurduğu kolunu tutup acıdığını belli eden bir ses ve yüz ifadesi yapmıştı, Sanem ise gülerek "Hadi ama Can okadar sert vurmadım" demişti. Can ise kolunu hâlen tutarak "Yok, hayır senden değil okulda oldu. " dedi. yaranın üstüne okadar bastırmıştıki kan ceketine kadar geçmişti, Sanem kanı görünce panikle Can'ın koluna bakmaya başladı ve panikle sordu  "Can kolun kanıyor, ne oldu koluna" dedi. Atilla alaycı bir sesle ekledi "demek bay hızlı iyileşmenin gücü artık yok haa, ne kadar ironik" dedi. Kemal amca ise bu olaya şaşırıp "senin yaranın çoktan iyileşmesi lazımdı neden iyleşmedi acaba" dedi. Can ise ekledi "bugün okulda bir kötü vardı, onla savaşırken oldu" dedi, Kemal amca, Sanem ,hatta Atilla bile şaşırmıştı ,Kemal amca elini çenesine götürüp "okulda mı?" Dedi ve düşüncelere dalmışken  Sanem ekledi "okula neden gitmiş olabilir ki" dedi. Atilla ise "bir şey mi arıyordu" dedi. Can ise ekledi "sanmıyorum, olayı kargaşa yaratıp Red'i ortaya cikarmaktı büyük ihtimalle" dedi. Kemal amcada "neden böyle düşünüyorsun" dedi. Can ekledi "okula bomba yerleştirmişti" dedi. Sanem "NE?" diye şaşırmıştı ,Kemal amca "nasıl durdurdun peki " dedi, Can ise ekledi "Aslında durduramadım, durdurmaya yakınken beni engelledi, ama neyse ki bomba göz korkutmak içinmiş sadece duman yayan bir cihazmış" dedi, Atilla ise sinirle "ya gerçek olsaydı sen ve ordaki bütün öğrenciler ölebilirdi" dedi. Kemal amca, Atilla'ya el işareti yapıp susturdu ve Can'a dönüp, "peki ,onun kim olduğunu gördün mü?" dedi. Can ise ekledi ,"öğrenemedim simsiyah bir giysisi vardı, yüzünü kapatan bir kapşonu ve pelerinide  vardı, kaç yaşında olduğunu yada yüzünün neye benzediğine dair hiçbir ipucu yok" dedi , biraz düşünüp " Aslında adam bana tam yüzünü göstereceği anda, bir kadın geldi benimle aynı giyiniyordu ve garip garip okları vardı" dedi. Kemal amcanın kaşlarini çattı ve ekledi "Peki o kızın yüzünü gördünmü". Can hayır anlamında kafasını salladı. Kemal amca "Peki, sesi yada duruşu falan bir yerden tanıdıkmıydı" dedi. Can ise ekledi "Bilmiyorum tam hatırlamıyorum sesi tanıdık gibiydi ama o hareketleri ve Duruş teknikleri ve sert tavrı tanıdığım kimseye benzemiyor gibi" dedi. Atilla ise "gibi mi.  Benziyormuydu, benzemiyormuydu, o senin korkundan olabilir ,ama sen bilmiyorum diyorsun" dedi. Kemal amcada "Evet Can, Atilla haklı, bilmiyorum demekten fazlasını yapmalısın, kendini zorlamalısın, birine benziyormuydu" dedi. Can ekledi "savaş anında çok dikkat etmedim ,ama eminim tanıdığım kimseye benzemiyordu" dedi. Kemal amca ekledi "Tamam ama neden sizin okula geldi acaba.  Can ekledi "bizim okul çok kalabalık ,büyük ihtimal ,bugün bütün öğrencilerin geliceğini ve bir arada olabileceklerini önceden biliyordu, bu olay dışarı hızla yayılıp kahramanların geliceğini düşünmüştür, ama bunu bilmesi okulda yakını yada okulu gizlice seyrediyor olmalı, ayrıca kahramanlardan nefret ettiğini söyleyip duruyordu ama özellikle benden nefret ediyor gibiydi, benim kimseyi kurtaramadığımı ve bir katil olduğumu söyleyip duruyordu". Atilla ise sesiz ama herkesin duyabileceği bir seste "zaten öyle" dedi. Ama Kemal amca Can'a dönüp ekledi , "Tamam peki, gücü falan varmıydı" dedi. Can'da ekledi "çok hızlıydı, ayrıca gerçekten hiç farkı olmayan ve ayırt  edilemeyen halisinasyonlar yapabiliyordu, çok hızlı şekilde saldırılarda bulunabiliyor küçük hançer diyemeyebileceğim tarzda bıçaklar kullanılıyor zaten kolumu onlardan biri kesti, ondan sonrada iyleşmedi" dedi. Kemal amca ekledi , "Anladım, şu yarayı ve yeni konumuzu araştıralım, ama önce senin neden iyleşemediğini bulmalıyız" dedi ,Atilla ise alaylı sesle ekledi "Aslında cevap basit..." ve bekledi herkes Atilla'ya bakınca ekledi "...artık kahraman olamayacak" dedi ,Sanem; Atilla diye bağırınca Atilla "ne, artık iyileşme gücü gittiğine göre artık,kahraman olamaz sonuçta başka bir gücü yok"dedi, Kemal amca da "Tamam Atilla bukadar yeter" dedi. Atilla geri yerine oturup, bilgisayara geri döndü,  osırada Sanem, Can'ın koluna iyice bakıp, "buna pansuman yapalım ,ve yaradan bir örnek alalım da inceleyelim ,yada başka birşey varmı bakarız" dedi.

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin