Bana samimi bir şekilde, sanki yıllardır onu tanıyormuşum gibi gülümsüyordu.
" Merhaba. " dedi ve yanıma oturdu.
"Merhaba ? Tanışıyor muyuz ? " dedim kaşlarımı çatarak.
" Ama tanışabiliriz değil mi ? Ben Taylor. " diyerek elini uzattı samimi bir şekilde.
" Bende Madison." deyip, elini sıktım.
" Seni üzen şey nedir ? " dedi. Yardımcı olmak istiyor gibiydi.
" Daha yeni tanıştık neden söyleyeyim ki ? " dedim birden.
" Biliyorum ama bana güvenebilirsin Madison."
" Ah, şey. Arkadaşlarım artık beni görmek istemiyorlar. " deyip omuz silktim.
" Hm. Peki, neden ? " diye sordu.
" Ortalığı birbirine katıyorum, düşüncesizlik ediyorum. Daha bir sürü şey sayabilirim. " dedim kendimden şikayet edercesine.
" İnsanlar hata yaparak öğrenirler. Bence onlar hatanın farkına varman için böyle yapmışlardır. Eminim onlar seni seviyorlardır. " dedi gülümseyerek.
Derin bir iç çektim. Yine gülümsedi. Cebinden kağıt ve kalem çıkardı. Bir şeyler yazıyordu.
" Al, bu benim numaram. Ne zaman istersen ara tamam mı ? Şimdi biraz işim var. Lütfen ara olur mu ? Saat kaç olursa olsun. Hoşçakal. " dedi ve ben daha bir şey demeden kalkıp gitti.
Şaşkınca kağıttaki numaraya bakıyordum. Bu ne hızdı böyle ? Daha 5 dakika önce tanıştık ve numarasını vermişti. Ama iyi birine benziyordu. Sanırım bana yardımcı olmak istemişti.
--
Eve geldim ve kendime bir kahve yaptım. Kahvemi yudumlarken telefonum çaldı. Arayan Walter' dı. Açmak istemiyordum. Çünkü yine söylenecekti, aramayı reddettim. Tekrar aradı ve tekrar reddettim. Kovması gerçekten de çok dokunmuştu. Niye açmalıydım ki ?
Kahvemi içtim, saat 5' e geliyordu. Odama gittim ve uyumaya karar verdim. Ama uyku tutmuyordu. Telefonun sesiyle biraz irkilmiştim, Jessica arıyordu. Bir an açmayı düşündüm ama Walter bana kızarken onların beni savunmamalarına da kızmıştım. Telefonu tamamen kapattım ve uykuya daldım.
--
Uyandığımda saat 8'di. Birşeyler yedim ve biraz müzik dinledim. Aklıma şu numarasını veren çocuk gelmişti. ' Acaba arasam mı ? ' diye düşünmüştüm, ama aramamalıydım. Daha kimin nesi olduğunu bilmiyordum. Zaten ben ona avcı olduğumu söylesem benden uzaklaşırdı. Acaba o ne iş yapıyordu ? Bu kadar yoğun olduğuna göre önemli bir işi vardı. Neyse ne işte. O beni ilgilendirmezdi.
En iyisi şu yaratığı araştırmak diye düşündüm. Belki bu sefer bir bilgi bulurdum. Bulunca Walter'a söyler, o da beni tekrar gruba dahil ederdi. Böylece hatamı telafi edebilirdim.
Laptobu açtım. Nerden başlayacağımı bilemiyordum. ' Ya cüceyse ? ' diye düşünmüştüm ve biraz cüceleri araştırmaya başlamıştım. Yok bu kesinlikle cüce değildi. Cücelerden umudumu kesmiştim. Birden aklıma süreklş kullandığım bir internet sitesi geldi. Site biraz da garipti. Orada bulmak ümidiyle resimleri karşılaştırmaya başladım. Derken bu varlığın aynısını internette buldum. Biraz daha araştırdım ve sonunda adını da bulmuştum. Adı Polong' muş. Hemen Walter'ı aradım.
" Ne var ? " dedi hırçınlıkla. Telefon ne var diye mi açılır ?
" Walter ben şu yaratığı buldum galiba."
" Gerçekten mi ? Yok. Sen kesin yanlış bulmuşsundur. Sana inanmıyorum. " dedi ve telefonu kapatmaya yeltendi.
"Dur ! Sana resimlerini , adını falan atacağım tamam mı ? Bu sefer bana inan Walter. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞLER #Wattys2019
FantasyDaha çok küçükken yetimhane' de tanıştılar. Hepsinin de gördüğü gizemli bir rüya onları avcılığa(ruh, iblis, cadı, vampir, yaratık) başlattı. Bu rüya ise aralarında bir sır olarak kaldı. Onlar bu iş için ' SEÇİLMİŞLER 'di. (01.08.2015)