"Kaç dakika kaldı?" Luhan bir yandan hızla yürüyen arkadaşına ayak uydurmaya çalışıyor, diğer yandan da otostop çekebileceği uygun bir araba için bakınıyordu.
"22 dakika 34 saniye." Uzun çocuk sıkıntıyla söyledi. Giyinecek zamanı olmadığından pijamaları ile dışarı çıkmak zorunda kalmıştı. Kilitlenmiş bir evden kaçmak tahmin ettiği kadar kolay değildi.
"Bu gidişle yetişemeyeceğiz." Onları umursamadan yoluna devam eden kırmızı spor arabaya hüzünlü bakışlarını gönderdi Lu.
"Aslına bakarsan, ilginç bir fikrim var." Chanyeol alt dudağını ısırarak söyledi.
"Yap."
"Ha?"
"Aklından ne geçiyor bilmiyorum ama, anlatacak zaman yok. "
Yeol diğerini başıyla onayladı ve saniyeler içerisinde üzerindeki Hello Kity baskılı tişörtü çıkardı. Kassız olsa da oldukça ilgi çekici olan vücudunu, üzerlerine doğru gelen lüks arabanın şoförüne göstermek için büyük bir uğraş sergiliyordu.
Araç yavaşlamadan önce Luhan'a bakarak söylendi. "Kadın olmasını dilemiştim."
Kısa olan omuzlarını silkti. Doğrusu, düello alanına varmaktan başka bir şeyi umursamıyordu.
Chanyeol dudaklarını ıslattıktan ve pijama altlığını iç çamaşırı gözükene kadar çekiştirdikten sonra, seksi olduğunu umduğu bir şekilde açılan pencereye doğru eğildi.
"Merhaba yakışıklı. Bizi bir yere kadar atar mısın acaba?"
"Selam Chanyeol."
---
"Kameralar bizi çekiyor." Sehun korku dolu gözlerini yeni fedaisine dikti.
"Ulusal kanalda canlı olarak yayınlanacağını biliyordum ama bu kadar çok kamera beklemiyordum." Ji-Yong sıkıntıyla boynundan göğsüne doğru akan ter damlasını yakaladı.
"Ya başaramazsak?" Genç savaşçı diğerinin elini çekiştirerek sordu.
"Sehun, titremeyi keser misin? Derin bir nefes al. Bu şekilde kazanamayız."
"T-tamam."
Saçlarını sıkıca toplamış bir kadın yanlarına yaklaştı. Küçümseyici bakışlarını onların üzerinde gezdirdikten sonra konuştu: "Son 10 dakika."
"Luhan'ı özledim. Onu bir daha göremeyeceğim. Son kez fotoğrafına b-bakayım bari. Telefonum nerde? Hey Ji-Yong, telefonumu gördün mü? Aman Tanrım! Telefonum yok. Luhan'ı görmem la-"
"Sehun sakin olmazsan kıçını tekmelerim."
"Sakinim ben. Sakin. Huh." Sarışın çocuk iki elini kalbinin üzerinde birleştirdi ve derin nefesler almaya başladı.
"Son 5!"
---
"B-ben aslında kaçmak istememiştim." Chanyeol sesinin titremesine engel olamadı.
"Ve eminim yolun ortasında da soyunmayı istemedin?" Şoför koltuğundaki adam sinirlerine hakim olmaya çalışıyor gibi gözüküyordu. Yine de Luhan'ın ağlamasına dayanamamış ve onları düello sahasına götürmeyi kabul etmişti.
"Her şeyi açıklayabilirim Baekkie." Yeol tatlı bir şekilde efendisine baktı.
"Evde konuşacağız."
'Neden bu kadar şanssızım ki?' Uzun fedai hafifçe kafasına vurdu.
Luhan saatine hayal kırıklığı ile baktı ve Baekhyun'a seslendi. "Neredeyse başladı. Daha hızlı gidemez misin?"
