Bölüm 10

2.1K 118 6
                                    

Bölüm 10

Luhan yavaşça gözlerini açtı ve etrafına bakındı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Başına saplanan acıyla küçük bir inilti çıkarsa da yataktan kalkabilmeyi başarmıştı.

Bulunduğu odanın biraz garip olduğunu söyleyebilirdi. Duvarlar ve halılar bembeyazken, geriye kalan her şey siyahtı. ‘iç karartıcı’ diye düşündü Luhan. Kafasını sağa doğru çevirdi. Bu iç karartıcı odada, pembe bir makyaj masası olması mantıklı değildi.

Masanın üzerinde şirin bir kalemlik duruyordu ve göz kalemi olduğunu tahmin ettiği onlarca kalem ile doluydu. Diğer makyaj malzemelerine de ufak bir bakış attıktan sonra kendine bakabilmek için aynaya doğru birkaç adım attı.

Gözlerinin altında derin, mor halkalar vardı. Vücudu her zamankinden daha zayıf gözüküyordu. Yine mi kilo vermişti? Kafasını iki yana sallayarak söylenmeye başladı. ‘Bu gidişle kilo kaybından öleceğim.’

Kapı kolunu kavrayıp kendine çekmesi ile yerle bütünleşmesi bir oldu. Üzerindeki büyük bedene şaşkınlıkla baktı. Onun burada ne işi vardı?

Hızla kendini toparladı ve ayağı kalkarak efendisinin önünde eğildi.

Soğuk bir sesle konuştu:

“Günaydın efendim.”

Sehun fedaisine kocaman bir gülümseme gönderdi. Kendisini affettirmek zorundaydı.Ji-Yong ile olan uzun sohbetlerinden sonra etrafta deli gibi Luhan’ı aramıştı. Onu bulabilmek için Chanyeol denen fedaiden yumruk yemeyi bile göze almıştı! Üstelik Baek’i ve fedaisini evden kovmak için yapmadığı şey kalmamıştı.

Ji-Yong’un sözleri aklına gelince gülümsedi.

“Bu oyunu bitireceğim ve hepimiz derin bir nefes alacağız Sehun. İnsanların izleyip, eğlenebilmesi için fedailerin zarar görmesine katlanamıyorum.”

Biraz daha dayanacaktı Sehun. Bu süre zarfında şu aptal fedaiyi korusa iyi olacaktı.

Sağ omzundaki şeytan birkaç kez onu dürtükledi.

“Onu korumak istiyorsun Sehun. Aşık mı oldun yoksa?”

“Belki?”

Şeytan Sehun’un verdiği cevapla iki elini göğsünde birleştirdi ve küskün bir bakış attıktan sonra sinirle sopasını yere fırlattı.

“Bu kadar kolay kabullenirsen, benim ne anlamım kalacak!”

Luhan karşısındaki adama garip bakışlar gönderdi. Kendi kendine gülümsemek, normal değildi. Gerçi, bu adamdan normal şeyler beklemeyi çoktan bırakmıştı.

“Bugün yalnız olacağız Luhan!”

Sehun’un coşkulu sesi karşısında irkilmişti. Onunla yalnız kalmak istemiyordu. Korkuyordu. Savaşçıdan uzaklaşabilmek için geriye doğru birkaç adım attı.

Sehun kaşlarını çattı ve ondan kaçmaya çalışan çocuğun elini hızlıca kavradı. “Hadi salona inelim!”

FEDAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin