Fedai
Bölüm 20
Tao uyandığında, sarılabileceği bir Kris yoktu. Sadece Luhan’ın göğsünde ağlamış ve Sehun tarafından teselli edilmişti. Ama, en çok ihtiyacı olan adam yoktu işte!
“Benden nefret ediyor değil mi?”
Burnunu çekti. Dolu gözlerini birkaç kez kırptıktan sonra arkadaşının göğsüne daha fazla gömüldü.
“Hayır Tao. Senden nefret etmiyor. Sadece çok önemli bir işi varmış. Birazdan gelecektir. İnan bana.”
Tao boğuk çıkan sesiyle mırıldandı. “Her zaman işi var. Lanet adamın işleri neden benden değerli Luhan?” Kuruduğunu düşündüğü gözyaşları tekrar akmaya başlamıştı. “B-ben onun için alışveriş yapmıştım.” Hıçkırdı. “Güzel olmak için uğraştım ç-çünkü onun benimle ilgilenmesini istiyordum.” Bir kez daha hıçkırdı. Zayıf vücudu Luhan’ın kolları arasında titriyordu. “N-neden böyle oluyor Luhan?”
Luhan yutkundu ve konuşmak için ağzını araladı. Ama Tao ona izin vermedi. “Tanrı bile beni yanına almak istemiyor. Luhan. Ölmeyi bile beceremiyorum!”
Sehun, ani bir sinir krizinin geldiğini anlayınca hızla odadan çıktı. Birkaç doktorla birlikte geri döndüğünde Tao nefes nefese Luhan’ın kucağında uzanıyordu.
Luhan onun başını okşarken, diğerlerine eliyle ‘sus’ işareti yaptı. Tao ilk krizini atlatmıştı ve iyiydi. Şimdilik.
---
Kris ani bir frenle küçük kulübenin önünde durdu. Kanın vücudunda hızla yayıldığını hissedebiliyordu. Eskimiş, tahta kapıyı sert bir tekmeyle açtı.
Burnuna gelen iğrenç koku ile yüzünü buruşturdu. Sağ tarafında eskimiş bir kanepe duruyordu. Gözü yerdeki bez parçasına takıldı. Dolu gözleriyle beze baktı. Onu katladı ve cebine koydu. Üzerine Tao’nun kokusu sinmişti.
Duyduğu ayak sesleri ile sol tarafına döndü.
“Kimsin?”
Kilolu olanlardan biri sordu. Kris adamın iğrenç görüntüsü karşısında midesinin bulanmasına engel olamadı.
“Buraya bir arkadaşım için geldim.” Onlara doğru büyük bir adım attı.
“Şu küçük fahişe için mi? Hah. Öldü o. Zaten çok zayıftı, fazla zevk alamamıştım.” Sarı dişlerini göstererek büyük bir kahkaha patlattı.
“Ona. Dokunan. Sen miydin?”
Kris kendini tutabilmek için direndi.
“Evet. Bir itirazın mı var?” Adam gerinerek konuştu. Kendini güçlü sanıyor olmalıydı.
Kris cevap vermedi. Ani bir hareketle diğerlerine göre daha zayıf olana tekme atarak havalandı, ardından diğer bacağıyla solundaki adamın yüzünü dağıttı –Çekilin Battal Gazi Geliyi-
“Küçük bir problemi halletmek için geldim.” Kris korkuyla geri kaçmaya çalışan adama sinsice sırıttı. Elini arka cebine soktu ve siyah eldivenlerini çıkardı.
Tao’ya dokunan adamın ensesine vurarak onu bir süreliğine bayılttı.
---
Adam fermuar sesi eşliğinde uyandı.
“N-ne yapıyorsun?”
Kris’i itmek için hareket etmeyi denedi ancak kollarındaki zincirler buna izin vermedi.
“Hiçbir şey.” Gözlerindeki sadist parıltılarla adamın erkekliğini avucunun içine aldı ve birkaç kez okşadı.
“A-ah.”
