Bölüm 4

2.1K 119 8
                                    

Bölüm 4:

Luhan önünde oluşan çadıra ufak bir bakış attı. Buraya gelmeden önce onun için yeni bir oda hazırlanmıştı. Yeni kıyafetleri, yatağı ve kocaman bir ecza dolabı vardı. Tüm ilaçların isimlerini, ne işe yaradıklarını, yan etkilerini, zararlarını… Her şeyi biliyordu. Bilmek zorundaydı.

Dolabını açarak giymek için bir şeyler aramaya başladı. Kaşlarını çattı ve dar pantolonlar arasında bol bir tane bulmak için çabalayıp durdu.

“20 saniyen kaldı!” 

Tüylerini ürperten kalın sesi duyduktan sonra bulabildiği en bol pantolonu da alarak kendini dışarı attı. Dersini kesinlikle almıştı ve Sehun’u bekletmeye niyeti yoktu.

Sehun turuncu boxerıyla önüne atlayan çocuğa şaşkınlıkla baktı. Ne halt ettiğini sormak için ağzını açmıştı ki küçük kabarıklık dikkatini çekti.

“Bu kalkmış hali mi?” 

Ufak bir kahkaha attı ve arkasını dönerek yürümeye başladı.

Luhan bir yandan zıplayarak pantolonunu giyiyor, diğer yandan efendisini takip etmeye çalışıyordu. Karnını içeri çekerek onu deli gibi sıkan düğmeyi kapadı ve Sehun’a cevap verdi: 

“Normalde daha büyükte bugün biraz küçülmüş sanki.” 

Saçmaladığını biliyordu; ancak bir erkek olarak ‘önemli bir yerlerinin’ küçük olmasını kendine yediremiyordu. Sehun hafifçe kıkırdadı ve ona dönerek gülümsedi.

“Şey, dünkü çocuk için... Baek ile konuştum ve iyi olduğunu öğrendim. Her neyse halletmemiz gerek işler var. Beni takip et.”

Luhan şok olmuştu. Sehun’un Chanyeol için pişmanlık duyabileceğini düşünmemişti. Ama o an Chan’i düşünemedi çünkü efendisi ona gülümsemişti! Dünkü Sehun’un geri dönmemesi için Tanrı’ya yalvararak onunla birlikte siyah limuzine bindi.

---

“Kendim yürüyebilirim. Teşekkürler.”

Karnını tutarak uzun merdivenleri tırmanmaya başladı. Birkaç saat önce aldığı yaralar hala kanamaya devam ediyordu ancak göründüğü kadar kötü değillerdi. Kris’in elinden geçmiş bir öğrenci olarak bu yaralar onu fazla etkilememişti. 

Luhan ondan çok daha fazla darbe almıştı ve bu Chanyeol’ü endişelendiriyordu. Gerçi ona bir şey olmayacağından emindi. Kris Lu’yu ilk kez yurda getirdiğinde göğsüne birkaç kurşun saplanmıştı ve o gün deli gibi yağmur yağdığından dışarı çıkmak imkansızdı. Yurtta narkoz bulundurmuyorlardı ve Luhan’ın durumu gerçekten kötüydü.

Kris endişeyle Lay’i ve Chanyeol’ü yanına çağırmıştı, lanet olası kurşunları çıkarması gerektiğini söylemişti. Lay bacaklarını Chan ise kollarını tutmak zorunda kalmış ve zavallı çocuğu canlı canlı ameliyat etmişlerdi!

O çığlıklar her gece rüyasına giriyor ve Chanyeol’ü rahatsız ediyordu. Geceleri kalkar, Luhan’ın üstünün açılıp açılmadığını kontrol ederdi. Her saniye onu kollamaya çalışmasının da sebebi buydu.

Gözlerinin önü hafifçe karardığında tutunacak herhangi bir yeri yoktu. Merdivenlerden birine takılınca düşecek gibi oldu ancak hızlıca koluna giren beden dengesini sağlamasına yardımcı olmuştu.

Şaşkınlıkla Baekhyun’a baktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Efendisinin onu kucaklamak üzere olduğunu görünce utançla geri çekilmeye çalıştı. Arkaya doğru kaçmak istedi ama kendini boşlukta buldu. Kurtulmak için tutabileceği tek şey Baekhyun’du!

Chanyeol efendisini de beraberinde çekerek merdivenlerden sertçe yuvarlanıyordu. Baek’e zarar gelmemesi için büyük vücuduyla onu kavramıştı. Zemine sertçe iniş yaptıklarında Baekhyun Chanyeol’ün üzerinde yatıyordu.

Yavaşça gözlerini açtı, altında yatan bedenin üzerinde hafifçe doğruldu ve iyi olup olmadığını anlamaya çalıştı. İlk günden ölmüş bir fedai istemiyordu çünkü yenisini bulmak gerçekten uğraştırıcıydı.

Ayağa kalkmak istedi fakat düşerken ayağını burkmuş olmalıydı. Dengesini tekrar kaybedip fedaisinin üzerinde yerini aldı. Bu safer daha farklı bir şekilde. Dudak dudağa!

---

“İyi misin?”

Luhan hafifçe başını salladı ve vücuduna yeni eklenen yaralara pansuman yapmaya devam etti. Neyse ki Sehun gerçekten iyi bir oyuncuydu. Hafif sıyrıklarla günü atlatmıştı.

“Yarın için hazır ol” dedi kalın ses. 

Luhan eğdiği kafasını kaldırdı ve soran gözlerle efendisine bakmaya başladı.

“Senden önceki fedaimin ölümüne sebep olan piç.” Derin bir nefes aldı ve sözlerini devam ettirdi. “Yeni bir savaş istediğini söyledi.”

FEDAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin