Bölüm 7

2.1K 111 5
                                    

Bölüm 7

“Bak Luhan.”

Dedi Kris minderlerin üzerine oturan çocuğa. 

“Sehun’un önceki fedaisi ile yattım.”

Luhan’ın gözleri büyüdü ve devam etmesini istermiş gibi Kris’e baktı.

“Sehun’un annesi, babasının fedaisiydi. Bu yüzden ünlü biri olarak doğdu ve insanların ondan çok fazla beklentisi vardı.”

Fedai anlayışla başını salladı. Kıçının ağrımaya başladığını hissedince masadaki ağrı kesiciyi aldı ve Kris’i dinlemeye devam etti.

“Onun için en iyi olacağını düşündüğüm fedaiyi seçtim. Yemin ederim ki Sehun’un ona aşık olduğunu bilseydim onunla yatmazdım.”

“Sebebi bu mu? Seninle yatmamdan mı korktu yani? Bana bu yüzden mi-”

Kris yavaşça Luhan’ın yanına oturdu ve başını kucağına alıp saçlarını okşamaya başladı. Hayatındaki en büyük hata Tao’ya tecavüz etmek olmuştu ve Luhan gittikten sonra intihara kalkışmıştı. Yıllardır eğittiği bu çocuğun da Sehun’un hatası yüzünden yanlış bir şey yapmasını istemiyordu.

“Birkaç ay sonra Sehun beni de onu da affetti. Gerçekten büyük bir aşktı Luhan. Benim gibi taş kalpli biri bile onları kıskandı. Sehun ilk gecelerinin özel olmasını istedi, bu yüzden tanışma yıl dönümlerinde onlar için bir ev hazırlamıştım bile.”

Luhan dolan gözlerini saklayabilmek için yüzünü elleriyle kapadı.

“Soo denen herif hayatlarını mahvetmeseydi, her şey mükemmel olacaktı.”

Kris saçlarını okşamaya devam etti. Luhan merakla sordu.

“Neden beni koruduğu gibi onu da korumadı? Ölmesini engelleyemez miydi yani?”

“Korkmuştu.”

Konuşmalarına daha fazla devam edemediler çünkü yurt kapısı büyük bir şiddetle açıldı. Sehun gözaltlarındaki morluklarla gerçekten bir canavara benziyordu.

“Tatmin olamayınca Kris’e mi geldin? Seni tatmin edemedim mi küçük oro-“

Kris sinirle Sehun’a yumruğunu geçirdi. Luhan’ın onunla dalga geçmesinden dolayı hala içinde bir nefret vardı ama Luhan ellerinde büyümüştü ve ona zarar verebilecek tek kişi kendisiydi. Ne dediğini bilmeyen aptal bir savaşçı değil!

“Luhan. Dışarı çık!”

Sessizce kafasını salladı ve topallayarak dışarı çıktı. Garip bir şekilde Sehun’dan nefret etmiyordu, aksine ona sarılmak ve teselli etmek istiyordu. 

Ona doğru gelen Chanyeol’ü görünce hafifçe gülümsedi. Nasıl bir durumda olduğunu anlamasını istemiyordu ama şu an rol yapmak gerçekten zordu.

“İyi misin?”

Kaşlarını çattı ve kesik kesik nefes alan arkadaşına baktı Chanyeol.

Luhan kendini daha fazla tutamadı ve uzun olanın göğsüne yaslanarak ağlamaya başladı.

---

Soo Kris’in yurduna varmıştı ancak birkaç dakika beklemesini söylemişlerdi. Kris’in kapısına doğru yürümeye başladı. Kapıda dikilip ağlayan çocuğu görünce onun kim olduğunu anlayabilmek için gözlerini kıstı.

“Dünkü fedai.” Kendi kendine söylendi ve gözükmeyeceği bir yere geçtikten sonra onları dinlemeye başladı.

“Sana ne yaptı o piç?”

Uzun olan sinirle sordu. Sesi gerçekten kalın ve korkutucuydu.

“Biz isteyerek birlikte olduk.” Dedi fedai. Ötekini sakinleştirmeye çalışıyormuş gibi bir hali vardı.

Soo her zaman ki ibne gülüşlerinden birini takındı yüzüne. Onlara doğru yürümeye başladı.

“Benim yapamadığımı Sehun yapmış ha?”

Luhan onu görünce sinirle bakmaya başladı. Göz yaşlarını sildi ve hızlı adımlarla Soo’nun yanına ulaştı.

Tüm gücünü topladı ve çocuğun suratına sert bir yumruk geçirdi. Eli gerçekten acımıştı ve Soo’nun çenesinden gelen garip ses ‘birazcık’ pişman olmasına neden olmuştu.

“Neden onun hayatını mahvediyorsun ki? İlk önce annesini, sonra da fedaisini öldürdün. Daha ne yapacaksın? Amacın ne!”

Soo donuk gözlerle karşısında ki çocuğa baktı. Neden mi yapıyordu? O kadar uzun süredir Sehun’a zarar veriyordu ki artık bu normal bir şey haline gelmişti. Bununla yetinemezdi. Her şeyini elinden alacaktı Sehun’un. Babasının yaptıklarının cezasını çekmeliydi.

Kafasını alaycı bir şekilde salladı ve tekme atarak Kris’in kapısını araladı. Birkaç saniye sonra ‘onu’ gördü. Kardeşini öldüren adamın oğlunu. Sehun’u.

Odanın en köşesinde bağdaş kurmuştu ve hafifçe hırpalanmış gözüküyordu. İki eliyle saçlarını çekiyor, ne olduğunu anlayamadığı şeyler fısıldıyordu. 

Kris gözlerini devirerek Kyungsoo’ ya baktı.

“Ne istiyorsun Soo?”

“Fedai olmak.”

Sehun bu iki kelimeyi duyunca yavaşça kafasını kaldırdı. Artık bu adamdan kurtulmuş muydu yani? Basit bir fedai ona zarar veremezdi. Yavaşça oturduğu yerden kalktı ve kapıyı sertçe açıp yürümeye başladı.

Göz ucuyla Luhan’ın şişmiş gözlerine baktı. Dün ona sert davranmıştı ve fedaisinin bunları hak etmediğini biliyordu. Yine de içindeki şüpheyi engelleyememişti. Nasıl olurda Kris’le yattığını düşünebilirdi? Kris asla böyle bir şey yapmazdı. Buna emindi.

Derin bir nefes aldı. Luhan’dan özür dileyecekti, ancak sakinleştikten sonra.

---

Birkaç saat sonra, yurda yeni biri geldi. Bir ‘deli’. 

Elindeki künyeleri cebine sokuşturdu ve gece siyahı saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırmaya çalıştı. Savaşçı ya da fedai olmak onu ilgilendirmiyordu ancak hayatından sıkılmıştı, biraz eğlence kötü olmayacaktı.

Kris bıkkınlıkla sordu.

“Nasıl birini istiyorsunuz? Hepsinin geçmişini getirmemi ister misiniz? Yoksa aklınızda biri var mı?”

Jongin ağzındaki sakızı şişirdi ve balon yaptıktan sonra ayağıyla vurarak çöpe isabet etmesini sağladı.

“Cesaretli birini istiyorum. Mümkünse sakso çekebilsin.”

Kris çocuğa garip bir bakış attıktan sonra aklına gelen fikirle gülümsedi. Eğer Soo’yu bu manyak herife verebilirse, bir ihtimal, Sehun rahat edebilirdi. 

“Aklımda biri var.”

FEDAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin